8. hatırla o yeşil günlerimizi

3.3K 346 165
                                    

"ve kuru yaprak 
dala dedi ki
beni unutma
hatırla o yeşil günlerimizi."
--Ahmet Fatih Yavuz

—————————

Jimin'in evine gidip orada akşamını geçirdikten sonra kendi evine döndüğünde annesini arayıp olanlardan sanki o an aklına gelmiş gibi öylesine bir bahsedivermek ve içinde yükselmeye çalışan kıpırtıları dizginlemeye çalışmak, küçük bir çocuk gibi hissetmesine sebep olmuştu Jungkook'un.

Annesinin şaşırdığını ses tonundan anlaması mümkündü, aynı zamanda buna ne kadar sevindiğini de. Yalnız Jungkook ona Jimin'in birkaç aydır onun stüdyosunda çalıştığını söylediğinde verdiği tepkinin sahte olduğunu anlayacak kadar da iyi tanıyordu onu. Annesinin bundan haberi vardı, sadece ne kadar süredir olduğunu bilmiyordu.

"Biliyordun, değil mi?" diye sormuştu annesine.

"Hayır, bunu da nerden çıkardın?"

Jungkook gülmüştü, rol yapmayı gerçekten beceremiyordu annesi. "Ne kadar zamandır? Jimin'le mi karşılaştın yoksa annesi mi söyledi?"

"Evlerine gittiğimde Eunji bahsetmişti. Tekrar konuşuyor olduğunuz için çok mutluydu. Ben de öyle. Tabii kendi oğlumun bunu bana söylememiş olması üzücüydü ama böyle şeyler olur... Değil mi?"

Ona elbette bahsetmemişti çünkü ufukta Jimin'le aralarında herhangi bir arkadaşlık gelişiminin olmadığını biliyordu, onun annesiyle birlikte yemek yemesiyse ihtimaller dahilinde bile değildi. Tabii bahsetmemesinin sebeplerinden biri de Jimin gittikten ve birkaç hafta içerisinde onunla konuşmalarının gittikçe azalıp kaçınılmaz konuşmanın gerçekleşmesinden sonra, olanları bilmeseler dahi az çok tahmin etmeleri, onun halini görmüş olmaları ve her defasında ona ılımlı yaklaşıp sorunun ne olduğunu anlamaya çalışma çabalarına rağmen Jungkook'un sinirle onları elinin tersiyle itip ikisiyle de konuşmayı reddetmiş olması da olabilirdi.

Onların bu olayda hiçbir suçunun olmadığını biliyordu, yaptıkları tek şey Jungkook'a destek olmak, onun sorunlarını çözmeye çalışmaktı ancak Jungkook'un aklı bunları düşünecek halde değildi o an. Adeta kara deliği andıran tek bir fikir dolaşıyordu kafasında ve geride kalan tüm her şeyi içine çekerek bomboş bırakıyordu onu o kara delik. Anlatmasının önündeki tek sebep de bu değildi elbette. O sırada hem henüz açılmamıştı onlara hem de kendine dahi bazı şeyleri itiraf edebilmiş değildi henüz. Jimin'le ikisinin bittiğini, ilişkilerinin öldüğünü düşünüyordu ve nekromansinin yasal olduğunu da sanmıyordu pek. Bazı şeylerin gömülü olduğu yerde kalması daha uygundu belki de.

Tek sigara paketini Jimin'in evinde bıraktığı ceketinde unutmuş olması kötü olmuştu. Uzun bir aradan sonra aklı karışık ve mutsuz, sıkıntılı olduğu için değil; içinde tanımlayamadığı bir huzur meltemi estiği için bir sigara yakmak istemişti çünkü o akşam evine giderken. Başka bir evde olsaydı asla unutmazdı, bundan da emindi. Başka bir evde olsaydı, orayı çok tanımadığı için anahtarını da ceketinin cebine koyar, o şekilde asardı askılığa. Ancak Jimin'in evine adım atar atmaz tanıdıklık dört bir tarafını sarmış, eski alışkanlıklar kendini belli ederek ceketini askılığa asmasına ve anahtarlarını ise Jimin'in önceden hep yaptığı gibi mermerden yapılmış olan anahtarlığa koymasına sebep olmuştu. Dolayısıyla evden çıkarken de sadece arabası ve evi için gerekli olanı düşünmüş, sadece onları alıp çıkmıştı. O an için yapabileceği tek şey Jimin'in cekete dokunmamasını ve içindeki getirmediğini söylediği sigara paketini fark etmemesini ummaktı.

O akşamdan sonra iş ortamları daha dostane bir havaya bürünmüştü.

Jimin daha rahat bir şekilde öğle yemeklerinde onlara katılıyor; birlikte kahve içiyorlar, hatta küçük sohbetler dahi yapıyorlardı yalnız kaldıklarında. Jungkook'ta hâlâ bir çekingenliğin olduğunu söylemek yanlış olmazdı, daha öncesinde Jimin kendini geri çekerken her şey onun için daha kolaydı aslında. Ancak o akşam konuşmalarından sonra ondaki değişikliği fark etmemesi imkansızdı. "Sadece tek bir işarete ihtiyacım var," demişti Jimin o akşam ve şimdiki davranışlarına bakılırsa o işareti bulmuş gibi duruyordu. Kendinden emin, baskın Jimin geri dönmüştü ve anlaşılan o ki ayrı kaldıkları bunca senede Jungkook onun bu halinin üzerindeki etkilerini unutmuştu. Sanki ergenliğine dönmüş de Jimin'le ilk tanıştıkları zamanda eli ayağına dolaşan Jungkook olmuş gibi hissediyordu tekrar. Sadece onun daha yaralı hali.

paint me , jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin