12. kıpkırmızı umudumuz

2.2K 252 33
                                    

"bitmeyen ne var ki? dünya da bitecek. güneş bitecek. yıldızlar bitecek. kıpkırmızı umudumuz, sevgi yüklü tomurcuk, sen bitmedikçe hiçbir şey bitmeyecek." --Vedat Türkali

—————————

Jimin'i bu şekilde önünde, onun insafına kalmış bir şekilde görmek de Jungkook için yeni olan şeylerden biriydi.

Tüm hücrelerinde hissediyordu onu. Dudaklarından boynuna, kasıklarından bacaklarına kadar. Her yerde. Onun elinin değmediği, etkisinin olmadığı hiçbir nokta yoktu sanki. Kuzgun siyahı saçları dağılmıştı, yüzünden boynuna doğru bir kızarıklık yayılmış, vücudunu kaplayan ter tabakasıyla birlikte ışıl ışıl gösteriyordu onu. Dudakları hiç olmadıkları kadar kırmızı ve şiş, gözleri Jungkook'un daha önce tanık olmadığı bir karanlıktaydı ve baştan ayağa hiç görünmediği kadar güzeldi. Eğilerek dudaklarını birleştirirken büyük olanın boğazından memnun bir mırıltı yükseldi. Elleri Jungkook'un belindeydi ve vücutlarını olabildiğince birbirine yaklaştırmaya çalışıyordu. Jungkook'unsa hiç acele etmek ister gibi bir hali yoktu. 

Dili diğerinin ağzını keşfe çıkmışken bir kere daha, ikisinin ruhu da bulundukları yerden çok daha uzaktaydı ancak beraberdi. Hangi evrenin dünyasının bulutunda olduklarını bilmiyorlardı ancak orada olmaktan mutlulardı. Bedenleri havada süzülüyormuş gibi hissettirirken birbirlerini uçup gitmekten alıkoyan tek şey de diğerinin bedeniydi. Uzay ve zamanda, uzuvları birbirine karışmış halde bir yolculuğa çıkmışlardı. Yıldızlar da onlarla beraber nefes alıyordu, oluşturdukları mikrokozmos evrenin geri kalanını sönük gösteriyordu.

Dudakları ayrıldı, Jungkook hafifçe geri çekilerek Jimin'in az önce açılmış olan ve büyük bir açlıkla ona bakan yoğun gözlerinde gezdirdi bakışlarını. Ardından göz temaslarını kesmeden, Jimin ona bakmak için başını kaldırırken, yavaş yavaş öpücüklerini göğsünden karnına, oradan da kasıklarına doğru serpiştirdi. Çıkıntı yapan pelvis kemiklerine birer öpücük bıraktı, dudakları oradan kasıklarının içine doğru yönelmeye başladığında hyungunun kesik bir nefes aldığını işitti. Tam sertliğine ulaşmış olan aleti gerilmişti, eğildiği yerden bir kere daha göz temasını kurarak parmağının ucuyla penisinin ucuna dokundu. Birikmiş olan sıvıyı parmağıyla alıp ağzına götürdü ve dudaklarını parmağının çevresinde kapatarak emdi, ardından bir kere daha Jimin'le yüzlerini aynı hizaya getirerek dudaklarını birleştirdi.

Jimin destek almaya ihtiyacı varmış gibi kollarıyla sırtını sarmıştı sımsıkı, onun oradan ayrılmaması için her şeyi yapabilirmiş gibi duruyordu. Jungkook üst ve alt dudağını dilediği gibi öptü, diliyle girişini yalarken eli yavaş yavaş aşağılara doğru yol aldı. Dilleri birbirine değdiğinde eli de penisinin etrafını sardı, baş parmağı ucuyla tekrar oynamaya başladı. Elinde ağır hissettiren aleti seğiriyor, daha fazlasını istediğini söylüyordu ona ancak Jungkook ağırdan almakta kararlıydı. Elinin yavaşlığına eş bir hızda dudakları da aşağıya doğru ilerlemeye başladı bir kere daha. Jimin'in en hassas olduğu bölgelerden biri olan boynuna burnunu sürtüyor, ıslak öpücüklerini hissetmesini sağlıyordu. Dili şah damarının üzerinde gezerken dudaklarını nabız noktasına bastırdı ve hafifçe emerek Jimin'den haz dolu bir ses yükselmesini sağladı. Sesin yankıları da kendi aletinde etkisini göstermişti. 

Hyungu her hareketine bu kadar tepki verirken onun sakin kalmasını bekliyor değildi, yine de Jimin şimdiden zevkle öyle baştan çıkmış görünüyordu ki, sızlayan aletini göz ardı etmesi kolaylıkla gerçekleşen bir eylem olmuştu düşüneceğinin aksine. Onu gözlerken elini aletinin köküne kadar götürüp tekrar yukarı çekti ve bıraktı, ardından avcunun içini penisinin ucuna bastırarak bir dizi inlemeyi daha doldurdu kulaklarına ve gözleri Jimin'in çatılan kaşlarının ve açılan dudaklarının görüntüsüyle şenlendi. Eli penisinden testislerine inerken dudakları da işlerine kaldığı yerden devam etti. Köprücük kemiklerinde gezindi ve küçük ısırıklar bıraktı oraya, ardından aşağı doğru ilerledi. Dikleşmiş olan meme uçlarından birine dilini sürttüğünde Jimin tıslamaya benzer bir ses çıkarmıştı, Jungkook bunun hakkında daha fazla şey öğrenmek için diğerinin testisleriyle meşgul olan elini Jimin'in ağzına götürdü ve baş parmağını dudağına dayararak onu içeri almasını ve ıslatmasını sağladı. Ardından aynı işlemi işaret parmağına da tekrarlattı ve dişleriyle bir meme ucunu çekerken parmaklarıyla diğerini çekiştirmeye başladı.

paint me , jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin