30.bölüm

4.8K 249 156
                                    

Neden kırıldığımı anlamayacak kadar kör..'

Media: duru

En sevdiğiniz şarkıyı yazın 🌙

•••

Teyzem pazara gitmişti. Tunç, Berat ve Buğra abi de şirkete gitmişti.

Asel okuluna gitmiş ev Teyzem gelene kadar bize kalmıştı.

Doktorun söylediklerinin üzerinden 2 gün geçmiş ve hâlâ olayın şokunu atlatmaya çalışıyordum.

Doktorun o adamın adamı olduğunu nasıl anlamamıştım?

Bir şarkı mırıldanmaya başladım bahçede kendi kendime otururken.

"Düşüyorum ona biri tutsun, dalıyorum dibe beni yutsun diye.."

Birinin sesi kulaklarıma dolunca ona döndüm.

"Çabalıyorum ama çok zorsun, yanıyorum bu kız benim olsun diye.."

Kendini yanımda ki sandalyeye atıp güldü, hayranlıkla onu izlemeye başladım.

Yalın ile birlikte olmak..

Gerçekten hayatımda aldığım en doğru karardı. Bu zamana kadar her zaman yanımda olmuş beni destekleyip kollamıştı.

Yalın benim zayıf noktamdı, doruğun üvey abisi olup olmaması umurumda bile değil.

Doruğun ne kadar pislik bir insan olduğunu bana göstermeyi başarmıştı yalın, doruk ne kadar pislik olsa da yalın asla öyle değildi.

Doruğun pislik olduğunu gösteren bir şey daha, yalın'ın üvey annesi yani doruğun annesi, yalın'ı istememiş ve evinden kovmuştu.

Ve babası ile de görüştürmemişti, daha doğrusu yalın'ın babasını görmek istediğini de pek düşünmüyorum.

Sevdiği kadın öldükten hemen sonra başka biri ile evlenmek tam onluk bir hareket.

İnsan bir karısının yasını tutar, yalın'ı en çok üzen de, babasının karısını toprağa verir vermez kurduğu cümle. "Nesrin de öldüğüne göre eda ile mutlu mesut yaşayabilirim"

O kadar üzülmüş ve sinirlenmiştim ki adamın bu sözlerine, karaktersiz biri olduğunu buradan bile anlayabiliyorum.

"Ne düşünüyorsun öyle kara kara."

Gözlerimi diktiğim yerden kaldırıp yalın'a baktım.

"Yalın sana bir şey sorucağım"

Güldü ve başını salladı. "Tabi sor."

"Beni nasıl sevdin yani Nerede gördün de sevdin"

Gülüşü yavaş yavaş kaybolurken gözleri dolmaya başladı. "Yalın, iyi misin?"

Başını sallayıp kucağımın üzerindeki ellerimi tuttu. "Seni ilk üvey babandan sokağın ortasında dayak yerken gördüm, hatta sana yardım da ettim bundan tam 4 yıl önce hatırlıyor musun?"

Aklıma eskileri getirmeye çalıştım, kafamı Hayır anlamında salladım. Kafasını salladı ve anlatmaya başladı.

"Bundan tam 4 yıl önce sen 12 yaşında felandın, ben de tabi 14 yaşında felan. Annem yaşıyordu o zamanlar, ekmek almaya yollamıştı. Ekmek almaya giderken direk eve gitmek istemedim arka sokağı dolanayim dedim"

Ellerimi sıkınca gözlerinin içine baktım.

"Arka sokakta bir kızın baba yapma ben sana ne yaptım diye çığlığını duyunca o tarafa doğru yürüdüm ve sen işte yerde yalvarıyorsun ama pislik babanın gözü dönmüş kimseyi görmüyor. Yardım etmek istedim, yanına gelip adamın elleri arasından seni almaya çalıştım. Ama o kadar hızlı yumruk atıyordu ki sana tutamadım."

"Sonunda seni sokağın ortasında bıraktı ve eve bugün gelme diye bağırıp kapıyı çarpıp bir eve girdi. O kadar çok ağlıyordun ki gözlerin ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. İçim ürperdi. Seni merdivenlere oturttum ve cebimden çıkarttığım peçete ile yüzünü silmeye çalıştım. Ama sen benim yüzüme bile bakmıyordun. Çok korkmuştun."

Sözünü kestim, "hatırlıyorum yalın, sonra baktın olmuyor kucaklayıp evine getirdin. Annen karşıladı bizi sen olayları anlatmadın. Yolda buldum sanırım kaybolmuş dedin. Bana çorba ikram ettin, konuşmaya çalıştın. Ama ağzımı bile açmadım." dedim.

"Sen evine geri döndükten tam 3 gün sonra annem ile babam kavga etti. Babam bastı gitti, annem odasına gitti. Uyuyordur diye ses etmedim. Ertesi sabah odasına gittiğimde.."

Gülümsedi, "annem uyumuş ama bir daha gözlerini açmamak üzere, bir daha 'oğlum' dememek üzere. Bir daha ben onun sesini duymadım. Eve geldiğim de nerde kaldın oğlum diye söylenen kadın yoktu artık."

"Babama hesap sordum 'neden yaptın, neden annemi intihara sürükledin' dedim. Bana verdiği tek cevap oğlum annenin yumurtalıklarında sorun vardı. Bana çocuk veremiycekti zaten sen de şans eseri oldun. Hatta iki kere de düşük yaptı sende biliyorsun dedi. Sırf annem ona başka çocuk veremiyor diye yapmış bunları. Annemi babam öldürmese de ben babamı annemin katili olarak gördüm.."

Gözlerimden akan yaşları elim ile sildim.

"Annem hayattayken de babam annemi aldatıyormuş zaten."

Ciddi olup olmadığını anlamak için gözlerine baktım. "Eda denilen bir kadın ile, hatta kadını hamile bile bırakmış. Ben bunu öğrendim anneme söylemeye korktum. Diyemedim ki 'anne gidelim bak babam'ın başkasından çocuğu var' diyemedim. Annemi kurtaramadım o adamdan. O kadına, o kadının oğlu doruğa o kadar iyi davranıyordu ki. Ama akşam eve geldiğinde annemi dövüyordu. Polen sen söyle bir insan neden böyle bir şey yapar ki?"

"İnsan değilmiş şerefsiz" diye mırıldandım.

"İlk başlarda onlar ile kalmaya başladım, sonra kadın beni evden attı. Tabi bu süre zarfında sen aklımdan hiç çıkmıyordun. Teyzem Gil beni yanına aldı. 15 yaşındayken tam 1 sene babamın diğer karısı ile aynı evde yaşadım. Teyzem gelince duru ben Teyzem bir yaşamaya başladık. Duru'nun babası duru doğar doğmaz terk edip gitmiş. Annem de Teyzem de çok kaybetti aşktan."

"-tam 4 sene aklımdan hiç çıkmadın, ben seni görüyordum sen beni görmüyordun. Anonim olarak yazmak istedim. Nasıl öğrendi bilmiyorum ama doruk öğrenmiş ve ben anonim'im diye kandırmış seni ve sanki anonim kendisiymiş gibi davranmaya başlamış. Çok belli etmiş anonim olduğunu, yani inandırmış sana."

Baya sustu, "polen ben sanırım annemi çok özledim."

Gözünden düşen bir damla yaş elinin üzerine damladı.

"Annemi o kadar özledim ki.."

Sanki boğazında düğümleniyordu bu kelimeler. Özlemek, 7 kelime ama bir ton acı, hele de bir daha geri dönmeyecek birini Özlemek.

Hiç bir şey demeden ellerimi beline sardım.

"Seni üzmek istemedim."

"Üzmedin."

"Neden ağlıyorsun o Zaman."

"Ya bir gün seni de kaybedersem?"

•••

•yalının durumunu da böyle öğrendiniz, bunları polen de bilmiyordu.

•ne düşünüyorsunuz yalının durumu hakkında?

•iyi geceler.

(20.36)

ParamparçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin