Final

130 19 82
                                    

En sonunda taburcu olmuştu, şimdi de uyanmadan önce Subin'i gördüğü yere gidiyordu. Heyecandan içi içine sığmıyordu ama bir yandan da korkuyordu, onun öldüğünü görmek bu hayatta en son isteyeceği şey bile değildi.

Titrek bir nefes vererek mezarlığın önünde durdu, içeriye girmeye korkuyordu ama girmediği taktirde de içi rahatlamayacaktı. Ayaklarını yerde sürükleyerek içeriye doğru adımladı. Her bir adımıyla heyecanı artıyordu, kalbi adeta yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Gözlerini etrafında gezdirerek mezar taşlarının üstünde ki adlara baktı, rüyasını hayal meyal hatırladığı için mezarın yerini unutmuştu. Dikkati Jung yazılan yere odaklandığında oraya doğru ilerlemeye başladı, içini kaplayan tuhaf hisse anlam veremedi.
Mantığı oraya gitmemesi gerektiğini söylerken, kalbi ise oraya gidip yüzleşmesi gerektiğini söylüyordu.

Mezarın tam karşısında durduğunda içine bir nevi su serpilmişti ama mezarda yazan ad yüzünden donup kalmıştı.

Jung Min Ji...

Bu... Bu Subin'in annesiydi.

Elini mezar taşına koyduğunda derin bir iç çekti, uyandığı zaman da neden odada olmadığını şimdi anlamıştı. Kafasına yıldırım gibi düşen anılar yüzünden gözünden bir damla yaş mezarlığın üstüne düştü. Acaba Subin'in annesinin ölümünden haberi var mıydı? Varsa da ne kadar yıkılmıştır diye düşünmeden edemedi...

Gözünden düşen yaşları silerek burnunu çekti, hâlâ ümidi tükenmemişti Subin'i bulacaktı ve onun acılarını dindirmek için her şeyi yapacaktı.

"Sana söz veriyorum Bayan Jung, oğlunu bulduğum zaman üzülmesine asla izin vermeyeceğim."

Kendinden emin bir şekilde konuştuktan sonra dudaklarından sadece birkaç kelime döküldü. Belki bu kelime az olabilirdi ama manası büyüktü. Bu duygu karşısında diller tutulur, sadece kalpler konuşurdu...

"Seni seviyorum Subin."

"Bende seni seviyorum Sejun."

Duyduğu sesin hayal olmasını ummayarak arkasını döndü, karşısında 21 yaşlarında genç ve yakışıklı biri duruyordu.

"S-Subin."

Subin ise ona sadece gülümseyerek bakıyordu, Sejun'u ondan alan hayat burada karşısına çıkarmıştı. Tam da annesini ziyâret etmek için geldiği yerde görmüştü. Sejun bilmese de Subin onu sessizce izliyordu. Sejun'un şaşkın haline sadece kıkırdayarak bakmıştı. Sejun en sonunda kendine gelerek Subin'e doğru yürümeye başladı, Subin de Sejun'a doğru ilerliyordu. Aralarında bir adımlık mesafe kaldığı zaman ikiside durdu.

Elini Subin'in yanağına koyduğunda bunun bir hayal olmadığını anladı. Subin ise Sejun'un elinin üstüne elini koyarak gülümsedi. Hiç bekletmeden Subin'i kendine çekerek sıkı sıkıya sarıldı, bu sarılma kimine göre çok basit gibi gözükse de bu ikisi için binlerce duyguyu anımsatıyordu.

Birkaç dakikalık sarılmadan sonra zorda olsa ayrıldıklarında birbirlerinin gözlerinde sanki kaybolmak istermişçesine bakmaya başladılar.

Subin'in Sejun'a biraz daha yaklaşması yüzünden aralarında çok az mesafe kalmıştı. Elini küçük olanın beline dolayarak havaya kalkmasını sağladı. Bakışları Subin'in gözlerinden dudaklarına kaydığı zaman sessizce yutkunarak özlemle onun dudaklarına kapandı. Öpücükleri narin ve özlem doluydu.

Kitabın sonuna geldik.

Umarım beğenmişsinizdir :)

Aslında aklımda angst bitirmek vardı ama mutlu son daha iyi olur diye düşündüm. Kardeşime sorduğumda angst bitir dedi xhlşfjFJlfhdgk

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İmaginary Love [Sebin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin