"Sizleri dışarı alabilir miyiz?"
Doktorun konuşmasıyla içeride bulunanlar yavaş yavaş odadan ayrıldı, Bayan Lim ise gözyaşları arasında oğluna bakıp odadan çıktı. Rahat bir nefes alarak hastanın yanına geldi, eline bir dosya alarak sorular sormaya başladı.
Seungsik'in etrafta bir sağa bir sola gitmesi yüzünden Hanse kızmıştı.
"Hyung bir yerinde dur, başım döndü."
Byungchan ise Bayan Lim'ın gözyaşlarını siliyordu, şuan Bayan Lim'den daha mutlu kimse yoktu. Uzun zamandır uyanmasını beklediği oğlu hayata gözlerini açmıştı.
Doktorun odadan çıkmasını gören Seungsik oraya koşturdu. Sejun'un durumunu sorduğu zaman, doktor ellerini önlüğünün cebine koyarak onu cevaplamak için dudaklarını araladı.
"Hastanın durumu gayet iyi."
Güzel haber sayesinde rahat bir nefes almışlardı, sıkıntılı günler bitmek üzereydi. Belki son yıllarda çok şey yaşadılar ama bunların üstesinden bir arada geldiler. Byungchan Bayan Lim'ın koluna girerek kalkmasını sağladı ve odaya doğru ilerledi. Onların peşinden de Seungsik ve Hanse de gitmişti. Şuan tek düşündükleri şey onun hafızasının yerinde olmasıydı.
Sejun'u boş boş duvara baktıklarını gördüğünde Byungchan çığlık atarak onun yanına koşmuştu. Diğerleri çığlık yüzünden yerinde sıçramıştı. Her zaman ki Byungchan diye düşünerek göz devirdi Sejun.
Sejun'un yanında ki yerlerini aldıklarında annesi oğlunun saçını okşamaya başladı. Ağlamamak için zor duruyordu, her ne kadar Sejun büyümüş olsa da onun için hâlâ küçücük bir çocuktu...Annesinin elini tutarak dudaklarına götürdüğünde, annesinin yanağından bir gözyaşı süzülmüştü. Onların halini izleyen Seungsik sessizce ağlıyordu. Byungchan ise Hanse'ye sarılmış bir şekilde duruyordu.
Kalbinde ki boşluğu hissettiğinde canı acımıştı, hâlâ her şeyiyle özlediği kişi yoktu. Gözleri bir ümitte olsa etrafına bakındığında hayalkırıklığına uğramıştı. Oğlunun bu halini farkettiğinde kalbi sızladı, Subin'i ne kadar sevdiğini biliyordu. Uyanır uyanmaz onu sormamasına bile şaşırmıştı. Bakışlarını oğlusundan çekerek başka yerlere baktı. Ona ne söyleyebilirdi ki? Ne yapsalar da Subin'i bulamamıştılar.
"Anne"
Yerinde doğrularak sırtını yatağın başlığına yasladı. Etrafta ki bakışlarını çekerek oğluna baktı.
"Subin ölmedi değil mi?"
Endişeyle annesinin gözlerine bakarak bu acı gerçeğe kendini hazırlamaya çalışıyordu ama pek başarılı olduğu söylenemezdi. Kalbi bu acıya dayanamazdı. Gözlerini kapattığında gözlerinin önüne o an geldi. Subin'in sözleri bir bir kalbine ok gibi saplanırken gözünden usul usul yaşlar düşmeye başlamıştı bile.
"B-bilmiyorum..."
Sesinin titreyerek çıkmasına mani olamamıştı, elinin altında ki çarşafı sıkarak boğazında oluşan yumru yüzünden zor bela yutkunabildi. Oğlunun üstüne eğilerek eliyle teker teker gözyaşlarını silmişti. Onu bu hâlde görmeye dayanamıyordu. Hangi anne çocuğunun bu durumuna üzülmezdi? Taşlaşmış yürekler bile bu ikili için yumuşardı.
Koluna bağlı olan serumu çıkartarak yataktan kalkmaya çalıştı ama Bayan Lim'ın çığlığı yüzünden yerinde durdu. Onları gören Hanse ayağa kalkarak ikilinin yanına vardı ve Sejun'un omzundan ittirerek geri yatağa uzanmasını sağladı.
"Bana bak Sejun. Sana burada bir kardeşin olarak değil ortağın olarak söylüyorum ki, doktorun izni olmadan bu yataktan kalkarsan bir daha ne sen bizim yüzümüzü görürsün ne de biz senin yüzünü görürüz. Onca yılı senin bu sorumsuz hareketlerin için harcamadık."
Hanse'nin ciddi ses tonu yüzünden yerine iyicene sindi. Yaptığının hata olduğunu biliyordu ve böyle davranması ona bir şey kazandırmayacaktı. Kafasınını yastığa koyup bir an önce taburcu olmayı diledi. Hanse tekrar Byungchan'ın yanına döndüğünde sevgilisinin yanağını uzunca öptü. Onları gülümseyerek izleyen Seungsik, bu mutlu anların bozulmasını istemedi. Şuan her şey yolunda gidiyordu.
Bir bölümün daha sonuna geldik.
Umarım beğenmişsinizdir :)
Diğer bölüm final(☞ ͡° ͜ʖ ͡°)☞
![](https://img.wattpad.com/cover/256432288-288-k995496.jpg)