Yürümek ister misin benimle?

846 47 22
                                    

Gerçekten bir son var mıydı aşkta. Yani hani kesin bitti denilen, unuttum gitti denilen bir an mevcut muydu.

Ryuu aşkın bittiğine inanmazdı. Aşk biten birşey değildi çünkü. Yaralanır, hırpalanır ama bitmezdi. Belki çiftler devam etmezdi ama aşk kalırdı. İzleri hep kalplerinde mühürlü olurdu. Bir şarkıyla bir mekanla ya da bir isimle anılırdı. Birini gerçekten sevdiğinde kalbini verdiğinde ve aşk filizlendiğinde Ryuu sonlara inanmazdı. Son fazla abartılmış kilişe bir ayrılık bahanesi gibiydi.

Ama tam şuan bitti mi acaba? Diyordu. Gerçekten Kazuki benden gitti mi?

Gözlerini kapatmak istedi yeniden. Görmemiş olmayı denedi. Bilincinden, hafızasından bu görüntüyü her bir kareyi yok etmek istedi. Keşke bu mümkün olabilseydi. Hani şu jim carrey filminde olduğu gibi anılarını sildire bilseydi...

Kazuki'yi değil sadece şu son beş dakikayı silseler yeterdi. Kazuki olmadan bir hayatı istemezdi. O iyiki dediği tek şeydi hayatında. Iyi ki sevmişim ve iyi ki beni sevmiş...

Ve Ryuu biliyordu ki sil baştan kitabında olduğu gibi yeniden başlayıp dursa hayata sadece Kazuki olurdu. Yeniden ve yeniden...

O bir kez daha doğmasa bile onun anısı yeterdi. Bir milyon yıl bile onunla geçen zamanla avuna bilirdi.

Sadece şuan biraz kırgın hissediyordu o kadar. Birde hareket edemiyordu ve donmuştu işte hayatı. Az sonra kendine gelirdi ve yine koşardı peşinden sevdiğinin.

Şimdilik, kısacık bir süre kendine zaman tanıyordu. Acısını yaşamak için.

Içten içe ölmek için ve gerçekleri red edebilecek gücü kendinde bulabilmek için.

Geçmek bilmeyen yollarda okunan kitaplar gibi, kafa dağıtacak, şuandan onu soyutlayacak bir şey olsaydı keşke böylece yoluna devam edebilirdi.

Geçmek bilmeyen ömründe hayatına giren Kazuki olmasaydı acaba nasıl olurdu. Hayatını yaşanmaya değer bir hale getirebilir miydi ? Şuan zihni resmen oyun oynuyordu ona ve imkansızın hayalini diliyordu. Acınası bir halde olduğunu biliyordu ama yine de...

Cevabını bilmediği sorular beynini işgal ettiğinde hala olduğu yerde durup Kazuki'yi izlemek ne kadar mantıklı bir tercihti. Ayrıca bu lanet olası adam da kim oluyordu da ilk sekslerini bu hale getirdikten sonra Kazuki'ye böyle sarılıyordu. Böyle düşünmenin bir sonu ya da başlangıcı yoktu. Kazuki varsa ve yanındaysa her şey iyi yoksa boktan bir döngü gibiydi. Ötesi gerisi ya da ilerisi yoktu. Yani en azından Ryuu buna inanıyordu. Sakinleşmek, bakmamak, uzaklaşmak istiyordu.

Ah, hayır şuan cidden tüm kanı kaynıyor ve intikam istiyordu.

Lanet düşüncelerin bir sonu olsa çok güzel olurdu. Sevgisinin sonu yoktu ve tüm bu düşünceleri etkileyen adam karşısında duruyordu. Kısacası bu düşüncelerin onu bırakmasının bir yolu yok ve hatta imkansızdı.

Kim bilebilirdi ki! dahi dedektif Ryuu'nun böylesine çaresiz ve aptal olabileceğini.

Ama söz konusu kazuki olunca sınır yoktu ve her şey mümkündü. Her şey...

Kalbini donduran kıskançlık ve korku da dahil. Sınırsız bir içgüdü. Hayvani bir sahiplenme...

Eğer kendini dizginlemezse bölgesini işaretleyen orangutanlar gibi olurdu. Kazuki'nin vücudunda her bir bölgeyi ayrı ayrı üşenmeden işaretlerdi. Güzel minik kızarıklık ve morluklar.. kulağa nasılda güzel geliyorlar diye düşündü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 19, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dahi serseriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin