hey,
hatırlıyor musun bu şarkıyı? ilk defa seninle dinlemiştim. o zamanlar seni affedemiyordum hyunjin, kendimi yıpratıyordum her zamanki gibi. biz farklı okullara gidince arkadaşların da değişti. beni unuttun. bir gün sigara içtiğini öğrendim. senin için söylemesi kolaydı. gözümün önünde ellerimden kayıp gidiyordun ve seni koruyamıyordum. ölüyordun. keşke sadece sigaradan ölüyor olsaydın. arkadaşların uğruna, felix uğruna ölüyordun. bu yüzden ikimizi de üzmemek için seni engellemiştim her yerden. okuluma gelmiştin hyunjin. benim için o kadar yol yürümüştün. parka gitmiştik. hatırlıyor musun? hiçbir şey konuşamamıştık. sonra konu konuyu açmıştı ve sen bu şarkıyı açmıştın.
(flashback)
"aa ben bu şarkıyı duymuştum daha önce!"
"duymuşsundur zaten bilinen bir şarkı bu."
"ama şarkının tamamını ilk defa seninle dinliyorum."
"ilkler her zaman güzel ve özeldir." hyunjin bunu derken ellerini birbirine bağlamış, aynı bir psikolog gibi ciddi bir şekilde konuşmuştu.
"aynen." dedi jeongin, tatlı, sıcak bir gülümseme ve küçük bir göz kırpışla.
(end of flashback)
o zamanlar belliydi beni terk edeceğin. arkadaşlığımızın biteceğini biliyordum ama bu kadar ani olmasını ummuyordum. beni birden bırakacağını hiç düşünememiştim. "hyunjin seni bırakır mı?" diye sorsalar bu ihtimali düşünemezdim bile. ilklerimiz beraberdi. ama gittikçe soluyorduk. daha kötüsü de hepsinin benim suçum olması. tekrardan özür dilerim. eğer geri dönersen ben seni asla bırakmayacağım güzel arkadaşım.