19

3.1K 278 42
                                    

Draco'nun odasında tavana bakarak yatan ikilinin elleri birbirine kenetliydi. Parmaklarını hafif hafif hareket ettirerek kıkırdıyordu Draco bazen. 

"Hala Nott ile oyun oynadığınıza inanamıyorum." Harry başını hafifçe yan döndürerek Draco'nun yüzüne baktı. "Kalpsiz herif, ne yaşadığımı bilmiyor musun?"

"Adil olmak gerekirse Collar ile İhtiyaç Odası'nı ziyaret eden ben değildim."

Harry kıkırdadı. "Patronus büyüsü yapmayı öğretiyordum! Ondan ötürü gidiyorduk." 

"Ben bunu nereden bilebilirim salak?" Draco parmaklarını sıkıp Harry'nin elinin sıcaklığını daha fazla hissetti. "Dedim kendi kendime, kıskandırma öyle değil böyle yapılır."

"Instagram'da paylaştığınız o şeyler neydi? Romantik sözler falan." 

Draco gözlerini devirdi. "Romantik değildi, biz arkadaşız Harry." Buz mavisi gözler zümrütleri bulunca hafifçe gülümsedi. "Çok mu kıskandın yoksa?"

"Evet?" Harry'nin kaşları kalkmıştı, Draco güldü yeniden. "Gülmesene." Draco gülmeye devam edince Harry gözlerini kısıp yerinde doğruldu ve onun üzerine çıkıp karnına oturdu. "Komik değil, gülme."

"Acınası haldesin Harry." Draco onun yüzünü incelerken gülüşünün durulduğunu hissetti, nefesini tutmuştu şimdi. O kadar yakışıklı gözüküyordu ki nefesi kesilmişti. Elini uzatıp kuzguni siyah saçlarının arasından parmaklarını geçirdi. Saçlarıyla oynarken yara izi açığa çıkmıştı.

Harry de ona laf sokmak üzereyken Draco'nun bakışlarındaki hayranlığı görmüş, sessizleşmişti. Kendisine böyle bakması içinde bir hissi uyandırmıştı. O kadar güzel bakıyordu ki Harry içinin titrediğini hissetti. "Beni gerçekten seviyorsun değil mi?" diye fısıldadı.

"Egonu kenara çek piç." Draco'nun yüzünde büyük bir gülümseme oluştu, elleri hala Harry'nin saçlarında dolaşıyordu. Diğer eliyle de onun yanağına dokunduğunda Harry istemsiz tepki olarak gözlerini kapadı ve başını Draco'nun avcuna yasladı, yanağını hafifçe Draco'nun avcuna sürttü.

Bu görüntüyü, Harry'nin yumuşak ve sevimli tavrını izleyen Draco "Çok seviyorum." dedi. Harry'nin yeşil gözleri aralandı bu sözler üzerine, birbirlerine baktılar bir süre. Sonra Potter'ın dudakları yukarı kıvrıldı. "Çok seviyorum." dedi o da.

Bir süre birbirlerinin gözlerine baktılar. Harry, Draco'nun yastığa dağılan sarı saçlarına uzanıp onları hafifçe okşadı. Yeşil gözleri oğlanın yüzünde geziyordu. 

İkisi de sessizdi, konuşmaya ihtiyaçları yoktu. Birbirlerine baktıkları her an yüzlerinden geçen hisler konuşuyordu zaten. Dudaklarının oynamasına gerek yoktu. Elleri tekrar Draco'nun elleriyle buluştuğunda Harry gülümsedi, birbirlerine baktılar tekrardan.

"Ailen biliyor mu?" diye sordu Harry büyülü sessizliği kırarak. 

"Annem biliyor." dedi Draco. "Babamın bilmesi bir anlam ifade etmiyor, tepki verse bile Azkaban'dan ne yapabilir ki?"

Harry onun üzerinden kalkıp tekrar yanına yattı. Draco yerinde biraz aşağı kayarak başını Harry'nin omzuna yasladı ve gözlerini kapattı. "Ne tepki verdi? Annen yani."

"Hiç." dedi Draco. "Sana olan hislerimi uzun zamandır biliyordu."

"Öyle mi?"

"Sizi... Seni yani, malikanede ele vermediğimde anladı, ben de açıkladım." Harry kaşlarını çattı. "O yüzden mi öldüğümle ilgili yalan söyledi?" diye sordu.

"Evet." Draco gözlerini açıp Harry'ye biraz daha yaklaştı, burnunun ucu onun boynuna değiyordu şimdi. "Sana demiştim, o yalanı senin için söylemedi."

Harry kendisine yeni gelen farkındalıkla "Senin için söyledi." dediğinde Draco başını salladı usulca.

Bir süre sessizce yatmaya devam ettiler. Harry "Annenle görüşmek istiyorum." dedi sonra. 

"Ne?" Draco aniden gerilerek yerinde doğruldu ve dirseğinin üzerinde durarak Harry'ye döndü. "Neden?"

"Senin için endişeleniyordur bence. Sonuçta benimle birliktesin falan. Endişelerini gidermek isterim." 

"Annemin tek endişesi seni öldürüp öldürmeyeceğim üzerine Harry." Draco güldü. "Ama eğer illa onu görmek istersen... Görüştürebilirim."

Harry başıyla onayladı ve gülümsedi. "Bu çok iyi olurdu." 

🍏⚡

Güne soft uyandık, merhabalar.

Bölümü beğenmişsinizdir umarım, görüşmek üzere!

𝐌𝐔𝐒𝐈𝐂 𝐌𝐀𝐓𝐂𝐇「ᴅʀᴀʀʀʏ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin