12

3.3K 325 354
                                    

Draco, yüksek müzik sesine karşılık iç geçirdi. Etrafına tekrar bakındığında neredeyse herkesin eğlendiğini görüp gülümsedi ancak yüzündeki o gülümseme buruktu.

Çünkü Potter partiye katılmamıştı.

Weasley ve Granger bile gelmişti ama Potter'dan iz yoktu. Bu durum da Draco'nun ister istemez canını sıkmıştı. Onu görmek isteyen yanını bastıramıyordu. 

Yaşadıkları son konuşmadan sonra canı fena sıkılmıştı. Potter ile karşılıklı hisleri olduğunu düşünmüştü ve bu konuda haklı çıkmıştı ancak haklı çıkamadığı bir nokta vardı ki Draco bu durumu hala atlatamıyordu.

Harry, Draco'dan utanıyordu. Ne hissediyor olursa olsun kendini ona layık görmüyordu belki de. En azından Draco'nun düşünceleri bu yöndeydi. 

İçkileri dizdikleri masaya yaklaşıp bir tane bardak aldı ve içmeye başladı. Dans edenleri izliyordu öte yandan da. Daha fazla bu ortama katlanabileceğini sanmıyordu, iç çekip ortak salonun çıkışına ilerledi. Yokluğunun kimse tarafından fark edilmemesini ümit ediyordu.

Fakat kapıdan çıktığı anda beklemediği bir görüntüyle karşılaştı. Kapının karşısındaki camdan dışarıya bakan Potter'ı görmüştü. Bir an durakladı, ne yapacağını bilememişti. Hiçbir şey olmamış gibi ortak salona dönmeyi düşündü bir anlığına ancak Potter'ın çökmüş omuzlarını görünce bunu istemedi.

Kendine küfürler ederek oğlanın yanına yaklaştığında Harry ayak seslerini duymuş, başını hafifçe yan çevirmişti. Malfoy'u görünce yerinde dikleşti ancak tepki vermedi, bir şey de söylemedi. Sadece sustu.

"Burada ne işin var Potter? Parti burada değil, içeride."

"Partiye gelmedim." dedi Harry, gözleri hala camın ötesinde görünen bahçedeydi. "Sadece... Buradayım işte."

Draco ellerini pantolonunun cebine sokup sessizleştiğinde Harry içinde konuşup duran sesi daha fazla bastıramadı. "Üzgünüm." dedi.

"Hangisi için?" diye sordu Draco. Potter'dan bir özür duymayı elbette hak ediyordu ancak hangi davranışı için özür dilediğini merak etmişti.

"Grupta ilişkiniz hakkında öyle ithamlarda bulunmamalıydım."

"Evet, bence de bulunmamalıydın." dedi Draco. "Sorun değil, geçti gitti."

"Onu gerçekten seviyor musun?" Harry'nin zümrüt yeşili gözleri Draco'ya döndü. "Nott'u?"

Draco'nun dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı. "Bu sorunun cevabını duyman ne değiştirecek ki Potter?"

"Francis ile hiç birlikte olmadım." dedi Harry. "Biz... Takılıyorduk sadece."

"Bayağı samimi bir takılmaymış." Draco sırıttı hafifçe ancak sırıtması hızlı sönmüştü. "Cidden Potter, bunları niye anlatıyorsun ki?"

"Niye anlattığımı biliyorsun." dedi Harry usulca. Kalbi o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki basıncını kulaklarında hissediyordu. "Ne söylemeye çalıştığımı anlıyorsun Malfoy."

"Collar ile birlikte olmayı seçtin." Draco'nun buz mavisi gözleri Harry'nin zümrütlerine bakıyordu. Harry yaptıklarından pişmandı, Draco ise kırılmıştı. Harry'nin onu seçmeyişine çok kırılmıştı.

Seçilmiş Kişi, itibarını Draco Malfoy ile harcamak istememişti ve Malfoy varisi bunu kabullenemiyordu.

"Francis ile takıldığımda hislerinden emin olmaya çalışıyordum."

Hafif alaylı bir sesle güldü Draco. "Emin misin artık?" 

"Önceden ufak tefek soru işaretleri vardı şimdi ise her şey allak bullak oldu." 

"Görmek isteyene hiçbir şey karışık değildir Potter." Draco iç çekerek ellerini saçlarından geçirdi. "Sen görmek istemiyorsun yalnızca."

"Nott'u sevdiğini görmek istemiyorum, evet."

Draco ona Theo ile yalnızca arkadaş olduklarını söylemek için inanılmaz bir istek duydu ancak kendini frenledi. Potter'a bu hazzı yaşatmayacaktı. Sürünmesi gerekiyordu karşısındaki çocuğun ve Draco onu süründürecekti.

"Ama- Bence... Biz birlikte olmalıyız." dedi Harry ani bir cesaretle. Yeşil gözleri ışıldamıştı heyecanla. "Evet, kesinlikle! Biz birlikte olmalıyız. Nott ve sen... Yürümez Malfoy. Ama biz? Biz çok başka olurduk."

Draco'nun duyduğu sözlerle kalbi hızlanmıştı, yutkundu güçlükle. Potter ona açıkça benimle ol diyordu ve Draco duruyordu. Çünkü hala huzursuzdu. Potter'ı bunca zaman geri tutan şeyin utanç olduğuna emin olduğundan çok huzursuzdu.

Oysa bilmiyordu, Harry ondan hiç utanmıyordu. O sadece reddedilmekten ve Draco'nun sevgisinin aldatmaca olmasından korkuyordu.

"Bundan nasıl bu kadar eminsin Potter? Kendine güvenin bambaşka bir boyuta ulaşmış."

Harry bedenini tamamen ona döndürüp bir adımla Draco'ya yaklaştı. Draco da ona dönmüştü şimdi. Yüzleri birbirine oldukça yakın duruyorlardı. "Beni sevdiğini biliyorum Malfoy."

Buz mavisi gözlerini abartılı bir ifadeyle devirdi Draco. "Vay be, harbiden bambaşka bir boyut." Kalbi iyiden iyiye atış hızını arttırmasına rağmen dik durmaya çalışıyordu oğlan, Potter'a karşı zayıf gözükmeyecekti.

"Saklamaya çalışsan da... Ne kadar kırılmış olsan da... Beni seviyorsun." diye fısıldadı Harry, ellerini Draco'nun yakalarına koyup oğlanı kendisine çekmişti aniden. Draco nefesini tuttu, ona engel olmadı. 

Nereye kadar sınırları esneteceğini merak ediyordu.

Harry bir tepki almayınca bundan cesaretlenip bir adım daha attı ve dudakları Malfoy'un dudaklarının üzerindeydi. Öpmek için bir hamlede bulunmadan yalnızca dudaklarının temas etmesini sağladı. Bu bile onun için rüya gibiydi. "Haklı olduğumu biliyorsun."

Draco kalbinin boğazında attığını biliyordu bir tek. Onun dışında hiçbir şeyden emin değildi.

Bir de Potter kendisini bir an önce öpse hiç fena olmazdı.

"Potter..." diye fısıldadığında dudakları birbirine tekrar sürttü.

Harry daha fazla kendini tutamayıp dudaklarını tamamen Draco'nun dudaklarının üzerine bastırıp onları araladı ve dilini içeriye itti. 

Vücudundaki her bir kas titriyordu. Harry derin bir nefes bırakıp Malfoy'u yakalarından kendine iyice bastırdı ve dudaklarında dolaştırdığı dudaklarına odaklandı. Tahmin edebileceğinden, hayalini kurabileceğinden daha farklı ve güzeldi bu.

Draco karşılık vermek için beklemedi. Bunun olacağını Harry onun yakalarından tuttuğu anda öngörmüştü ve hazırlıklıydı. Ne olursa olsun bu öpücüğe karşılık vereceğini de biliyordu elbette. O yüzden Harry'nin alt dudağını dudaklarının arasına kıstırıp emerken şaşkınlık adına hiçbir şey hissetmiyordu.

Harry'nin elleri Draco'nun ensesindeki saç tutamlarına kayıp onları okşadı. Oğlanın dudaklarını defalarca öpüp kendi içine almaya çalışsa da çabasının başarısızlığından ve nefesinin artık yetmemesinden ötürü dudaklarını ayırmıştı ama mesafeleri açılmadı.

İkisinin de dudaklarından çıkan kesik nefesler birbirlerinin yüzüne vuruyordu. Draco gözlerini yumdu ve yutkundu. Hata yapmıştı, Potter onu Theo ile birlikte sanıyordu ve o şimdi onunla öpüşmüştü.

Yine de güzel bir hata olduğunu kabullendi.

"Beni seviyorsun." diye fısıldadı Harry, dudaklarına küçük bir öpücük daha kondurmuştu hemen sonra. Draco'nun karşılık vermesini beklemeden geri çekildi. "Ve sevgine layık olup yaptığım tüm yanlışları düzelteceğim."

🍏⚡

Benim ciddi problemlerim var kdkckaçcşx

Bu arada öpüşme yazma konusunda berbat bir insanım, hatta cinsellik bile yazamıyorum siz bana nasıl katlanıyorsunuz :(

Draco ve Harry... Benim hüzünlü poğaçalarım. Birleşin artık.

Görüşmek üzere!

𝐌𝐔𝐒𝐈𝐂 𝐌𝐀𝐓𝐂𝐇「ᴅʀᴀʀʀʏ」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin