1

363 33 3
                                    

"Hayır dur! Lütfen beni bırak..."

Hıçkırarak ağlamasının ve yalvarmasının bir anlamı yoktu. Karşısında ki kişi gözü kandan başka bir şey görmeyen bir canavar gibiydi. Bıçağın soğuk metalini teninde hissettiğinde içi ürpermişti. Gözyaşlarının üstüne yenileri eklendiğinde Chan sıkılmıştı. Neden sürekli böyle ağlamak zorundaydılar? Belki sessiz ve sakin kalsalar onlar için daha acısız bir ölüm olacaktı ama böyle ağlayıp sızlanmaları hoşuna gidiyordu.

"Bana teşekkür etmen gerek Felix. Nede olsa seni sevgilinin yanına yollayacağım."

Changbin...

Aklına doluşan anılarla kalbi sıkışmıştı, nefes alamayacak gibi hissediyordu. İki hafta önceydi... O anı nasıl unutabilirdi ki? O gün sevdiği adamı kaybetmişti hemde bir hiç uğruna...

Gözlerini kapatarak Changbin'i öldürdüğü anı düşünmeye başladı. Zaten buradan kurtulabilme ihtimali çok düşüktü, kurtulabildiğinde ise ilk uğrayacağı yer Changbin'in yanı oradan da hyungunun yanı olacaktı.

[12.01.18]

Saat tam 21.30'u gösterdiği zaman bir uğultu koptu, bu çığlık Felix'in sesiydi. Yardım için çığlıklar atıyordu hemde acıyan boğazına inat...

Yerde kanlar içinde duran bedenin yanına çöktü, elini sevgilisinin elinin üstüne koyarak içinde tuttuğu gözyaşlarını akıtmaya başladı. Changbin öylece yerde yatıyordu ve kendisinin tek yapabildiği şey ağlamaktı. Yanında ne bir telefon nede bir şey vardı, çaresiz bir durumdaydı.

"Lütfen beni bırakma."

Gözyaşlarının arasından konuşarak sevgilisine baktı, onun canına bile zarar gelme düşüncesi onu ne kadar çok korkutsada en sonunda korktuğu şey başına gelmişti.

"F-felix..."

Changbin hızlı atan kalbi ve düzensiz nefeslerinin ardından sevgilisine belki son seslenişi olacaktı, ama mutluydu. Onu kurtarmanın mutluluğu vardı üstünde.

"Seni seviyorum sevgilim."

Dudaklarından dökülen bu birkaç kelimenin ardından gözleri açılmamak üzere kapandı. Felix'in "Hayır!" Diye bağırmaları faydasızdı. Sevgilisi kucağında can vermişti, hangi insan böylesine bir acıya dayanabilirdi ki? Kimse...

Felix'te dayanamıyordu, orada gözyaşları tükenene kadar öylece durup ağladı. Onun bu acı feryadını sadece ay ve gözleri kamaştıran yıldızlar izledi. O gün orada belki bir can kaybedilmişti ama iki hayat bitmişti. Diğerinin yaşama olan tüm inancı kaybolmuştu...

[26.01.18]

Şimdiki zaman...

Eski anılardan sıyrılmasını sağlayan şey boynunda hissettiği keskin acıydı. Gözlerini açmamakta ısrarcı olarak bu işkencenin bitmesini istiyordu. Şuan Changbin onu bekliyordu ve ona kavuşabilmenin mutluluğu yüzünden gülümsedi. Felix'in aniden değişen bu ruh haline kısa bir süre şaşırmıştı ama istifini bozmadan odaklandığı işine geri döndü.

Felix'in boynunda açtığı derin kesiğe bakarak sırıttı. Kanı boynundan köprücük kemiğine doğru akıyordu, bu görüntü onun için çok hoştu. Belki çoğu insan böyle görüntülere iğrenirdi ama o iğrenmiyordu. Aksine mutlu oluyordu; insanların acı çekmeleri, yalvarmaları, akıttığı gözyaşları... Bunları düşündükçe içi kıpır kıpır oluyordu.

Duvara yasladığı bedeni kendine çekerek kollarını ona doladı, Felix'in düzensiz nefeslerini hissedebiliyordu. Gencin şimdiden gözleri bulanıklaşmaya başlamıştı, dudaklarını aralayarak kısık bir şekilde konuştu.

"Hyungum bunu senin yanına bırakmayacak..."

Her ne kadar kısık bir şekilde konuşsada yinede Chan bunu duymuştu. Kurumuş olan dudaklarını yalayarak sırıttı, onun da icabına bakardı sanki çok zordu. Hâlâ sarılmakta olduğu bedenin saçlarını karıştırarak bıçağı onun karnına sapladı, bıçağı Felix'in içinde adeta dödürerek çeviriyordu. Gencin acı dolu iniltileri ve Chan'ı geriye itme çabaları boşaydı. Felix'in belini tuttuğu elini sıkılaştırarak onun kaçmasını engelledi. Bıçağı gencin karnından çıkartarak tekrar aynı yere sapladı ama bu defa daha derine sokmuştu.

Felix'in acı dolu iniltileri kesilerek görüş açısının kararması yüzünden Chan'ın bile duyamayacağı bir ses tonunda konuştu.

"Sana kavuşmama az kaldı sevgilim..."

Son nefesini vererek gözlerini tamamen kapattığında cansız bedenini ayakta tutan kişi sadece Chan'dı.

Felix'in öldüğünü farkettiğinde gencin cansız bedeninden uzaklaştı. Yere düşen cesedin sesinin çıkmasının ardından arkasını dönerek o alandan uzaklaştı. Belki Felix'in hayattan kopmasını sağlamıştı ama onun Changbin ile birleşmesini engelleyememişti. Gittiği yerde çok mutluydu Felix...

Bölümün sonuna geldik.

Umarım beğenmişsinizdir :)

Planlarda ufak bir değişiklik olduğu için yarın atacağım bölümü bugün atacağım.

Killer's Love [Minchan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin