11

249 25 19
                                    

"Ah, ben kendim gidebilirdim hyung. Gelmene gerek yoktu..."

Seungmin'in yarım saattir mızmızlanmasını dinliyordu, Minho. Bıkkın bir nefes vererek, kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı.

"Seungmin ben götüreceğim dedim. Artık sus, başım ağrıyor."

Şakaklarını ovalayarak, ayakkabılarını ayağına geçirdi Minho. Eğildiği için gencin tepkisini göremiyordu.

"Ama-"

Seungmin'in tekrar itiraz etmek için aralanan dudakları, lafını tamamlayamadan geri kapanmak zorunda kalmıştı.

Minho'nun sert bakışlarına maruz kaldığında, susması gerektiğini anladı.

"Pekala" Pes edercesine her iki elini de havaya kaldırıp, geri indirdi. Soğuk bakışların yerini sıcak bir gülümseme almıştı. Bu Minho için zafer gülüşüydü.

Sonunda evden çıktıklarında, dış kapıyı birkaç kere kilitledi Minho. Zaten evine girmeye cesaret edebilecek biri yoktu, ama yinede tedbiri elden bırakmamak gerekiyordu.

Sokak lambalarının aydınlattığı sokakta, yanyana yürümeye başladılar. Her ikisi de sessizdi.

Seungmin'in konuşmak için aralanan dudakları geri kapanıyordu. Sahi ne diyecekti ki? O güldükleri zamana geri dönebilecekler miydi? Hayır dönmeyeceklerdi... Onlar için her şey bitmişti ya da o öyle düşünüyordu.

Yanında yürüyen genç, yaşına rağmen çok fazla sorumluluk üstlenmişti ve bu sorumluluklar altından kalkabilecek güçteydi.

Sessiz sokakta sadece adım sesleri duyuluyordu.

Seungmin'in evine yaklaştıkları zaman, daldığı yerden sıyrıldı Minho. Bu aralar sürekli bir yere dalıp gidiyordu. Bu istem dışı gerçekleşen bir olaydı.

Etrafı çiçeklerle süslenmiş eve biraz daha yaklaştıklarında, Minho durmuştu. Buraya gelmeyeli tamı tamına 1 yıl olmuştu. Ev hala eskisi gibi duruyordu, sadece bir şey farklıydı.

İçini huzurla kaplayan bu çiçekler artık onu hayata döndüremiyordu. Her yerde kardeşinin anısını görüyordu.

Felix'in intikamını alana kadar bu hayat ona zehir gibiydi. Ruhu bedeninden sıyrılıp kurtulmak için çırpınıyordu adeta.

"Hyung! Hyung... Kendine gel."

Ne zaman dalıp gittiğini anlamamıştı. Durgun bakışları, kendisine endişeyle bakan gence yöneldi.

"Ha... İyiyim, neyse evine de geldik. Artık gitsen iyi olur."

Seungmin'in içi rahatlamışa benzemiyordu. Hala endişe yüklü bakışlarla, yıkılmış gence bakıyordu.

"İyi olduğundan emin değilim. İstersen bu gece bizde kal. Hem Jisung'da seni özledi, beraber vakit geçiririz."

Kabul etmeyeceğini bile bile bu teklifi sunmuştu. Denemekten zarar gelmezdi ve tahmin ettiği gibi bir tepki almıştı da. Minho bu teklifi reddetmişti, hem de hiç düşünmeden...

"Teşekkürler Seungmin, ama zaten benim yüzümden çok fazla sorun yaşıyorsunuz. Sizlere daha da zorluk çıkartmak istemiyorum..."

Sonlara doğru kısılan sesiyle, bakışları kaldırıma çevrilmişti.

"Senin sorunların bizim de sorunumuz. Kendini bir yük veya zorunluluk olarak görme hyung."

Başını eğdiği yerden kaldırarak gülümsedi Minho. Böyle arkadaşlara sahip olduğu için çok şanslıydı.

"Teşekkürler Seungmin... Ne diyeceğimi bilmiyorum. Her şey için teşekkür ederim. Her zaman yanımda durdunuz..."

Elini Minho'nun omzuna yerleştirerek, konuşmaya başladı.

"Teşekkür etmene gerek yok. Biz bir aileyiz ve her zaman birbirimizin yanında durmalıyız değil mi?" Gülümseyerek kurduğu cümlenin ardından, elini çekti Seungmin.

Minho'nun onu onayladığı bakışlarının ardından, ortamı tekrar bir sessizlik kaplamıştı.

Sessizliği bölen şey, Seungmin'in telefonundan gelen bildirim sesiydi. Özür dolu bakışlarla telefonunu çıkarıp, mesaja baktı.

Mesaj Jisung'dan gelmişti. Onu beklediğini ve ne zaman eve döneceğini soruyordu.

Başını telefondan kaldırınca, Minho'yla göz göze geldiler.

"Hadi eve git Seungmin. Jisung'u daha fazla bekletme."

Israr etmesinin bir işe yaramayacağını bildiği için kabul etmek zorunda kaldı, Seungmin.

Dudaklarının arasından 'pekala' lafı çıkmıştı. Minho, Seungmin'in omzuna hafifçe vurarak arkasını döndü ve ters yöne doğru ilerlemeye başladı.

Hemen eve dönmeye niyeti yoktu, biraz hava almak ona iyi gelecekti. O yüzden adımları sahile doğru çevrilmişti.

Akşamları sakin olan sahile vardığında, rastgele bir banka oturdu Minho.

Kendini yalnızlığın içine çekiliyor gibi hissediyordu, ama bu yalnızlık değildi. Başka bir şeydi...

--------

Geri dönmüş bulunmaktayım.

Eğer yapabilirsem bugün birkaç bölüm daha atacağım çünkü şuan bu konu kafama yattı.

Artık ne zamandır aktif değilsem, kurgular kafamda uçup gitmiş.

Umarım beğenmişsinizdir...

Kontrol etmeden atıyorum çünkü işim var. Umarım yazım yanlışı veya hata yapmamışımdır. Eğer yapmışsam, söyleyin lütfen.🙏

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Killer's Love [Minchan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin