Elini kapı kulpuna koyarak yavaşça kapıyı araladı Hyunjin. Boylu boyunca yatan Minho'ya bakarak iç çekti, sürekli güçlü olun diyen hyungunu bu halde görmek onu çok yıkmıştı. En çok yıkılan da kendisiydi zaten, ailesi onu bıraktığında kendisine sahip çıkan tek kişi Minho'ydu.
Ona olan sevgisi ve saygısını anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalırdı.
Ayakları üstünde yükselen Jisung, odanın içini böyle de göremeyeceği için, yanaklarını şişirerek önünde duran Hyunjin'i içeriye ittirdi. Yoksa akşama kadar kapının önünde dikileceklerdi.
"Davetiye mi bekliyorsun, girsene ya."
Sevgilisinin mızmızlandığını gören Seungmin, Jisung'un kolunu tutarak onu kendisine çekip kulağına eğilerek fısıldadı.
"Bak uslu durursan, uzun zamandır istediğin şeyi yapmana izin veririm."
Jisung'un anında parlayan gözleri ve yüzüne yerleştirdiği piç smile'la Seungmin'e göz kırpıp, Hyunjin'in ardından içeri geçti. Seungmin ise şimdiden verdiği söz için pişman olmuştu ama bunun geri dönüşü yoktu. Laf ağızdan bir kere çıkardı...
Onları sessizce izleyen Jeongin, ne yapacağını-diyeceğini anlamamıştı. Şimdiden onların arasında boğulduğunu hissedebiliyordu, belkide yeni yeni tanışmasından kaynaklıydı.
Elini yakasına koyarak nefes almaya çalıştı ve içeriye geçip Hyunjin'in yanına gitti. Tek rahat olduğu yer onun yanıydı.
Elini Minho'nun saçlarına daldırarak hafifçe okşadı. Ne zaman bunalıma girse, Minho onun saçlarıyla oynayarak rahatlamasını sağlıyordu. Şimdi sıra ondaydı...
Yanına gelen Jeongin'i farkettiğinde gülümseyerek ellerini çekti.
"Onlarla böyle bir şekilde tanışmanı istemezdim."
Elini ensesine atarak bulundukları ortam adına ondan özür diliyordu. Jeongin ise "önemli değil." Diyerek onu anladığını belirtiyordu.
Seungmin'in gözü hemen Minho'nun yanında duran sandalyeye kaydığında, gözlerini büyüttü. Onlardan önce buraya biri mi girmişti?
Arkadaşlarında gözlerini gezdirip tekrar önüne döndü. İçine şimdiden bir kurt düşmüştü ama bunu onlarla paylaşmak istemiyordu. Zaten düzenlerini bozan birden hayatlarına giren Changbin'di. İşte o zaman Seungmin anlamıştı. Bunların hepsi sonradan gelen kişiler yüzünden olduğunu...
Minho'nun bu hâle düşmesi, Felix'i kaybetmeleri... Hepsi Changbin ve onun peşinden getirdiği sorunlar neden olmuştu. Jeongin'e de güvenmiyordu, onun da başlarına iş açacaklarına emindi ama Minho hyung düzelene kadar bunu dile getirmemeye karar verdi. Onu anlayacak tek kişi şuan kendinde değildi.
"Seungmin... Seungmin, beni dinlemiyor musun?"
Jisung'un onu dürtmesi sayesinde kendine gelebilmişti.
"Ha...evet"
Mahcup bir şekilde söylediğinde, Jisung'un boş bakışlarıyla karşılaştı.
"O kadar konuşmuştum ama!"
Sitem dolu konuşmasının ardından Seungmin'e ters bir bakış attı.
"Bunun acısını akşam çıkartacam."
Homurdanarak konuşmasını Seungmin anlamıştı ve gömleğinin iki tane düğmesini açarak sessizce yutkundu.
Sıçmıştı hemde çok pis sıçmıştı...
"Minho hyung kendine geliyor!"
Hyunjin'in aniden bağırışı odadakilerin yüreğini ağzına getirmişti. Jisung'un kızmak için aralanan dudakları Minho'ya kayınca geri kapandı. Gerçekten de kendine gelmişti. Oturduğu yerden kalkarak koşar adım Minho'nun yanına gitti.
Yavaş yavaş aralanan gözlerinin ardından bakışlarının netleşmesini bekledi. Görüş açısı düzeldiği gibi bakışları Jisung'u bulmuştu.
Jisung ise Minho'nun yüzüne doğru eğilip dudaklarını büzerek bakıyordu.
"Versene bi alt dudak hyung."
Jisung'a yüzünü buruşturarak bakıp onu alnından ittirdi.
"Jisung git başımdan."
"Jisung rahat bırak hyungumu."
Jisung'u belinden kavrayan Hyunjin, onu ayakta onları izleyen Seungmin'in üstüne ittiğinde, dengesini sağlayamayan Seungmin yere düşmüştü.
"Minho kurtarma operasyonu tamam."
Gururlu bir şekilde söylenerek kolunu Jeongin'in omzuna attı. Jeongin ise sabahtandır onları sessizce izliyordu, hiç konuşmamıştı. Zaten konuşmakta istemiyordu...
Hyunjin'e gülümseyerek baktıktan sonra en sonunda dudaklarını aralamıştı.
"Hepiniz çok tatlısınız."
Utanarak kurduğu cümlenin ardından Hyunjin'in gözlerinin içi parlamıştı. Sevgilisinin yanağına öpücük kondurarak, asıl onun tatlı olduğunu dile getirmişti.
Onları gülümseyerek izleyen Minho, iç çekti. Her ne kadar bu çocuklar ailesi olsada öz kardeşini kaybetmişti. Bakışları Seungmin'e kaydığında, Seungmin'in Jeongin'e çatık kaşlarla baktığını farketti.
Bu bölümün sonuna geldik.
Umarım beğenmişsinizdir :)
Açıkcası bölüm pek içime sinmedi lbfkdglfhzvnxbm