Sen gelirken ağlamıştın,
Orası için.
Bil, gidersen de ağlayacaksın,
Burası için..☆☆☆☆☆☆☆☆
Konak,büyük bir bahçenin tam ortasında yer alıyordu. Bahçenin giriş kapısı,geniş ve oldukça hoş oymalar ile bezeliydi. Mor çiçeklere sahip bir sarmaşık,ahşap kapının iki yanından sarkıyordu. Oldum olası sevmişti Emin çiçekleri,sarmaşığın muazzam görüntüsü onu cezbetti. Kendine hakim olmaya çalışmadan,sarmaşığa uzattı elini. Mor çiçekleri avuç için de tutup,burnunu yaklaştırdı. Hoş kokuyu solurken,dudakları keyif ile kıvrılmıştı.
"Sanıyorum ki çiçekleri seviyorsunuz?"
Emin,hemen yanında olan adamı bir anlığına unutmuştu. İlgisini sarmaşıklardan çekip,adama doğru döndü. Adamın yüzünde memnun bir ifade ile kendisini izlediğini farkettiğinde,bakışlarını kaçırma iç güdüsüne zorlukla mani oldu.
"Evet,severim,"dedi biraz çekinen bir ses ile. Hala yaşadığı şeyleri kavramaya çalıştığı için kafası karışıktı. Bunun da normal olduğunu düşünüyordu,on yıldır rüyasında gördüğü adam karşısındaydı. Şu ana kadar uyanıp kendini odasında bulmadığına bakılacak olursa da, durumlar epey anormal bir yere doğru gidiyordu.
"Sizin için düşündüğüm işi seveceksiniz o zaman."
Poyraz,ahşap kapıyı açıp önden yürümeye başladı. Emin ise hemen arkasında onu takip ediyordu,kendisi için nasıl bir iş düşündüğünü merak etmişti. Konağın ön bahçesi,büyük ağaçlar ile çevriliydi. Büyük bir çardak bulunuyordu ön tarafta,bahçede çok sayıda insan vardı. Poyraz'ı gördükleri zaman saygı ile selam veriyorlardı,Emin onların çalışanlar olduklarını böyle anladı. Ön bahçede fazla duraklamadan,küçük bir yoldan yürümeye devam ettiler. Konak ve çevresinin büyüklüğü,genç adamın başını döndürmüştü. Poyraz'ın ailesinin oldukça varlıklı olduğunu biliyordu,babası koskoca paşaydı ama bilmek ve görmek ayrı şeylerdi.
Küçük yol konağın arka tarafına kadar devam ediyordu. Emin, gördüğü şey ile kendini büyülenmiş gibi hissetti. Ön bahçe kadar büyük olmasa da,geniş bir alandı. Sümbüller,güller,şakayıklar,şebboylar,zinyalar,krizantemler ve genç adamın ilk kez gördüğü rengârenk çiçekler vardı. Yanında ki adam olmasaydı, büyük ihtimalle hepsini tek tek incelerdi. Yanı başından yükselen tok sesli kahkaha ile girdiği transtan sıyrılmaya çalıştı.
"Osman efendi hayli zamandır bir çırak istiyordu. Sonunda bu arzusuna kavuştuğu için mesut olacak."
"Burada mı çalışacağım?" Bu durum kesinlikle genç adamı mutlu ederdi. Tarihi ne kadar seviyorsa,çiçekleri de o derece severdi. Annesinin küçük bir çiçek bahçesi vardı ve Emin,henüz küçük bir çocukken o bahçeden asla ayrılmak istemezdi. Sonra o malum kaza olmuştu,uzun zaman yürüyemeyince çiçekler ile yakından ilgilenemez olmuştu. O dönemlerde yürüyememekten ziyade,bu duruma daha çok üzülmüştü.
"Meşakkatlı bir uğraş olduğunun farkındayım,ama Osman efendi size yardımcı olacaktır."
Emin,hissettiği mutlulukla kocaman gülümsedi."Teşekkür ederim."
Poyraz,hala garip bulduğu adamın gülümseyen suratına baktı bir süre. Bu adam ile ilgili bir çok şey hem garip,hem de ilginç geliyordu. Ona hala tam olarak güvendiği söylenemezdi.Ama yardıma muhtaç birine sırtını dönmek de,onun fıtratına uygun değildi.