SEVGİLİ

301 30 36
                                    

Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili
Bir başkasına tutulmuş, o da dertli;
Derdimin dermanı kendi derdinde:
Hekim hasta olunca kime gitmeli?

☆☆☆☆☆☆☆

Hayatınız boyunca,kendinizi bir daha asla mutlu olamayacak gibi hissettiniz mi? Sanki ruh emici öpücüğüne maruz kalmış gibi? Eğer bir kez bile böyle hissetmişseniz,şimdi telaşsız  adımlar  ile sokaklarda dolaşan adamı anlayabilirsiniz.
Hayatından nefret etmeden duramadı,yirmi altı yaşındaydı. Henüz küçük bir çocukken babasını kaybetmişti,bu yetmiyormuş gibi bir süre yürüme yetisini kaybetmişti. Uzun tedaviler,kendisini asla anlamayan bir anne ile yaşamak,tam herşey düzeldi demişti. İşte o zaman da,bu aptal rüyaları çıkmıştı başına. Rüyaları ile yaşamaya bir süre sonra alışmıştı,ne de olsa Poyraz imkansızdı. Asırlar önce ölmüştü ve kavuşma ihtimali yoktu. Ama bir gün,rüyaları gerçeğe dönüşmüştü. Onun ile bir gelecek düşlemiyordu elbette,henüz o kadar iyimser değildi. Ama,onu başka bir kadının koynuna girdiğini de görmek istemiyordu. Ne bunu kaldırabilecek kadar güçlüydü,ne de mezhebi konya ovasıydı. Madam Eleni'nin evinden çıktığından bu yana,tam bir saat olmuştu. Sokaklarda amaçsız bir şekilde dolaşıyordu,ama ayakları onu bildiği bir yere götürdü. İstanbul'da şüphesiz en sevdiği yere. Galata kulesi hemen önündeydi şimdi,yolun kenarına oturdu. Geç saat olmasına rağmen,yollarda hala tek tük insanlar vardı. Kendisine atılan bakışları umursamadı,kaderdaşı olan Galata'yı izliyordu sadece. Sonuçta,Galata'da sevdanın Mecnun ettiklerinden biriydi. Günlerdir yaptığı gibi,derin bir ah çekti. Ah çeke çeke ölecekti,mezarına 'çok sevdi,eller aldı'filan yazdırsa mıydı acaba?

"Boğaz da gemilerin mi battı?"

Neşeli çıkan sesi duyduğunda,kahverengi gözlerini Galata'dan çekti. Kafasını kaldırıp,üzerine gölge eden kişiye baktı. Sesinden kim olduğunu anlamasına rağmen,yine de gözleri şaşkınlığı ele verdi.

"Ne işiniz var burada?"

Doktor Ahmet,sanki soruyu duymamış gibi davrandı. Emin'in yanına,serin taşların üzerine oturdu. Mavi gözleri ise,yanında oturan adamın yüzüne kilitliydi. Bir şeyleri anlamaya çalışıyor gibiydi,kayıp yapboz parçalarını birleştirmekti niyeti.

"Gül,Madam Eleni'nin en güzel kızlarından biridir,"dedi. Emin,onun neden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu. Kafasının içi o kadar Poyraz ile doluydu ki,adamın sözlerinde ki anlamı kavrayamıyordu."Yanından kaçarcasına uzaklaştığın kız,ismi Gül'dü."

Emin,nihayet anlamış olmanın verdiği rahatlıkla baktı adama. Ama, yinede kafasını karıştıran şeyler vardı. Doktor, ne diye peşinden gelmişti."Neden buradasınız?"

"Anlamaya çalışıyorum diyelim,"dedi Ahmet. Vurdumduymaz tavırlarına ek olarak,meraklı kişiliği ile de tanınırdı. Kafasına takılan bir durum olursa,muhakkak onu çözmeden rahatlayamazdı. Bu adam da bir şey vardı,ne olduğu bilmiyordu. Ama bundan emindi,özellikle bu gece garipti. Bütün akşam,gözleri Poyraz'da ve yanında ki kızda dolaşmıştı. O gözlerde gördüğü ifadeyi tanıyordu. Keza, kendisi de bir süredir aynı ifadeyi saklıyordu mavi gözlerinde. Sonra,Poyraz ve kız gittiğinde olan tavırları. Gül'ün asla reddedildiğini görmemişti,ama bu adam onu reddetmişti. Evden çıkarken yüzünde öyle bir ifade vardı ki,sanki ev çökmüş de altında kalmış gibiydi. Emin'in kendisine garip bakışlar attığını gördü. Dudakları hafifçe kıvrıldı,alaydan uzak bir tebessümdü bu."Neden dünya başına yıkılmış gibi duruyorsun?"

BENİ SEN KURTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin