Belki de bizlerin en büyük hatası.. Şükretmeyi bilmiyoruz. Aldığımız her nefesin kıymetini bilmemiz lazım gerçekten. Durmadan söyleniyoruz.O kötü, bu berbat, şu iğrenç. Param yok, annemle aram kötü, babam beni hiç anlamıyor, abim ve ablamdan nefret ediyorum, sevgilim yok..
Sonra bir an geliyor ve bunların hiçbir önemi kalmıyor. Çok sevdiğiniz bir insanın başına bir şey geldiğinde bütün bunları bir kenara bırakıp onu düşünmeye başlıyorsunuz. "Ne olur iyi olsun, başka bir şey istemiyorum." diyoruz. Ama o geçiyor ve yine isyan etmeye ve bir şeyler istemeye devam ediyoruz.
Diyeceğim şu ki, aslında bulunduğumuz an için şükretmemiz gerekirken hep daha fazla şeyler istiyoruz.
Gözlerimizi dış dünyaya kapatıyoruz ve farkında olmasak da bencilleşiyoruz..
Zaman ilerliyor ve yaşanan hiçbir dakikayı geri alamıyoruz. Bu yüzden, aranızda eğer benim fikrime katılanlarınız varsa gözlerimizi açalım ve tüm düşünceleri kafamızdan atarak hep beraber şu cümleyi tekrar edelim. "Şükürler olsun ki bugün güneş doğdu ve biz bugün de yaşıyoruz."--
İlk yazım olduğu için oldukça önemli.
Genel bir gerçekliğe değinmek istedim. Diğer yazım da ise başka bir dünyaya yolculuğa çıkıyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parmak İzim
General Fiction"Uzun zaman oldu.." Mektuplara, karşılaşmalara, buluşmalara sığdırılmış bu cümleyi şimdi beni bana anlattığını düşündüğüm "Parmak İzim"e söylüyorum. Sanki dün başlamış ve bugün bile aslında dünmüş gibi hissediyorum. Doğru olan da bu değil mi? Yaşadı...