Yol Uzun

19 9 0
                                    

Saat 21:30

Sürekli sinirini kusup küfürler savurdu her sinirlendiğinde beni kum torbasına çevirdi kolum kırıldı ve kaburgam'ın sağ tarafı ya incindi yada kırıldı kırılacak artık
Yüzüme gelen yumruklardan hem bulanık ve kanlı görmeye başladım hemde net bir şekilde duymamaya başladım arada kafamı kaldırıp yüzüne bakmaya çalışıyorum dudaklarına bakıp hala küfür ettiğini sinirden tükürükleri fırlatarak konuştuğunu görüyorum
Annem geç kaldı neden hala kimse gelmedi yerimi mi bulamadı yoksa başına bir şey mi geldi
Belkide kaçmıştır ?
İyide neden kaçsın ki zaten ölmeyecek mi ?ölmekten korkmaz bu saatten sonra peki nerde bu kadın bu adamlarda bulamadıysa nerde..?

O sırada içeri biri girdi bana vurması kesildi kafamı kaldırıp baktım kendi adamı ve bir şeyler söyledi onay almış gibi kafasını sallayıp dışarı çıktı
Patronları saçımdan tutup yüzüme yaklaştı sırıtıyordu dudaklarına baktığımda "anneni bulduk ali  birazdan kavuşacaksınız" dedi

Bunlar ağzından dökülürken ben ayık olmaya çalışıyordum ama vücudumu kontrol edemiyorum istediğim gibi hareket edemiyorum ve dayanamayıp bayıldım

Saat 23:00
-YAZAR'DAN
Güneş'in yerini alan Ay bu gece sanki daha bir ışıl ışıl parlıyordu pencerelerden sızan her ne kadar Ay ışığı olsada ortamı aydınlatacak kadar yeterli değildi ay ışığına destek olması için etrafa gaz lambaları yerleştirilmiş ve ateşin gögesi içeridekelere vuruyor

Hatice ali,nin yanında sandalyeye bağlanmış celile (patron) tehditler savuruyor
-eğer Aliye bir şey olursa seni öldürürüm celiiiilll öldürürüm seni anladın mı ciğerlerini sökerim
Celil-kes lan hiç bir bok yapamazsın ikinizde bağlanmış çaresiz karşımdasınız yerini mi algılayamadın hatice ha ? Tabi sen alıştın candarın karısısın nede olsa tabi kibirleneceksin tehditler savuracaksın ama sana kötü bir haberin var kocan öldü hatice o yok artık 11 yıl önce kafasını getirdi durmuş naaptım biliyor musun kafasını gizlice çaldım gece gözlerini oydum dişlerini söktüm hayattaymış gibi işkence yaptım sanki çığlıklarını duydum hatice yalvarıyordu bana yapma diye ,derisini yüzdüm sonra kafatasını çekiçle parçaladım taki toz olana kadar

hatice- şerefsizzzzzz korkak. Korkaksın lan sen korkaaaaak dirisinin yanına yaklaşamadın ölüsüne mi cesaretin yetti haysiyetsiz öldürecem seniii öldürecemmm

Hatice bu sözler karşında kendini kaybetti çaresizce çırpınıp hakaretler ve tehditler savurmaya devam etti celil ise susuturmak için sert bir tokat attı "susmayınca yumruklarını konuşturdu .
Hatice hastaydı kan kusmaya başlamıştı bile lakin celil kan'ın yumruklarından dolayı olduğunu sanıyordu
Adamlarından birine " uyandırın lan şunuda yeter zıbardı" diyerek emir verdi
Adamı bir kova suyu ali'nin üstüne boşalttı
İrkilerek uyanan ali zorlarcasına kafasını kaldırıp etrafına bakmaya çalışıyordu ama net bir ses tam duyamıyor hala
sağına bakınca annesini gördü annesinin ona bir şeyler söylediğini anlamaya çalışıyor dudaklarından

Hatice- kurtaracam oğlum seni hiç merak etme tamam mı yavrum

Celil- nasıl kurtaracak mışsın ?

Hatice - bak oğlum daha küçük 17 yaşında sana hiç bir zararı dokunmadı yalvarırım onu bırak beni istediğin gibi öldür ama oğluma dokunma

Celil - az önce aslan kesiliyordun ? Benim amacım senin beni sevdiğimle vurman gibi bende sana sevdiğinle vuracam ben 11 yıl hep bu anı bekledim bu intikam için kaç insan öldürdüm ama hiç birinden sizinki kadar tat almayacağım biliyormusun şevkle acı acı öldürecem sizi önce oğlunun gözlerini yolacam tıpkı babasına yaptığım gibi sonra dişlerini ve en son derisini yüzecem tam karşında olacak bunlar hatice

Hatice- sen hastasın ruh hastasısın  manyaksın selma seni hiç sevmedi senden korktu hep yanımıza sığındı senden nefret etti anlıyormusun bana her gece senin nasıl bir ruh hastası olduğunu anlatıyordu senden bahsederken hasta diyordu

Celil - yalan söyleme lan yalan söyleme sen zehirledin onu sennn adını sakın ağzına alma lannn

Celil gözleri dönmüş bu sözler karşısında inanmamış gibi yaparak tüm sinirini haticeye vurmaya çalışarak intikam almaya çalışıyordu ancak bütün bu olanlar sırasında polis içeri girer

Celil - noluyor lan siz kimsiniz
Polis- yat yere yat yat yat polis adam öldürmeye teşebbüsten ve kaçırmaktan tutuklusunuz

Bir sonraki gün saat 12:00

ALİ'DEN

Hemşire =Uyandınız mı? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Ali= Acı çekiyorum üstüne üstlük yorgun ve halsizim
Hemşire =Sizi dün gece baya bir hırpalamışlar. Kolunuzda kırık var. Kaburganızın sağ tarafındaki 3 kemiğiniz ise incinmiş. Ancak gerekli müdahaleyi yaptık. Bir kaç gün dinlenin. Daha sonra durumunuza göre sizi taburcu ederiz.
Ali=Peki Annem nerede?
Hemşire = Anneniz bu sabaha karşı karakoldan geldi. Sizin başınızda bekledi. Sanırım şu an kantindedir yiyecek bir şeyler almak için. Birazdan gelir.
Ali=Peki Teşekkürler.

Zaten çok da zaman geçmeden annem kapıdan içeri girdi. Uyandığımı görünce gözyaşlarıyla bana sarıldı.
Tamamm tamam anne ben iyiyim sen iyi misin?
HATİCE =İyiyim oğlum. Bugün hastaneden çıkabilir misin?

Açıkçası ana yüreği dedikleri şey benim annemde yok muydu diye iç geçirdim. Ama belliki bir nedeni vardı. Her ne kadar acı içinde olsam da bu yürümeme engel olacak kadar değildi. Yani en azından ben öyle sanıyordum.
Çıkabiliriz dedim.

Ayağa kalkmama yardımcı olmaya çalışırken içeri hemşire girdi. Telaşlanıp.
"Nabıyorsunuz sizin dinlenmeniz gerek onu bu şekilde kaldıramazsınız normal Bi darbe değil bunlar önemli yerlerinde darbeler var çok daha riskli şeylere sebeb olabilirsiniz yolda aniden bayılabilir lütfen onu bırakır mısınız?" dedi.

Annem buna rağmen beni yataktan zorda olsa kaldırdı. Açıkçası bunu annemden beklemiyordum ama ikimizde hemşireyi dinlemedik. Hemşire pes edip bize şırınga içinde ilaç dolu bir kaç küçük şişe verdi.
" Bunu alın ağrılarınız çok artacak olursa bunu bacağınıza veya karnınıza vurabilirsiniz."

Hem güzel hemde düşünceli fena değil.
Kendisine teşekkür edip yola koyulduk. Gittiğimiz yer tren istasyonu oldu. Biletlerimiz hazırdı. Annem önceden almıştı. Trene binerken görevli İstanbul treni diye bağırdı. Anneme bakıp yanlış trene binmiyor muyuz? Karsa gitmeyecek miydik diye sordum.
Hayır anlamında kafasını salladı. İstanbula amcanların yanına gidiyoruz dedi.
Anlamadım? Ne demek amcamlara gidiyoruz? Amcamlar da babam gibi o mafyadan değiller mi sen söylememiş miydin?
Hatice =Evet iste bu yüzden gidiyoruz bizi tek onlar koruyabilir.
Ali=Kimden
Hatice =Celil'den. Bugün yarın serbest kalır o. Bu işlerin içinde isen kimse kolay kolay sırtını yere getiremez senin. Polislerden kurtulmak onlar için çocuk oyuncağı. Onların bağlantıları ile birazcık da para ile dışarı salınıverirler.

Yavaş yavaş vagonun içine yerleştik. Trenin kalkmaya başlamasına neredeyse saniyeler kaldı.
İyide babamı öldürenlerin yuvasına gidiyoruz. Babamı öldürenler bizi neden sağ bıraksın.
Hatice =Babanı öldürtenler babanın sağ kolu Necmi tarafıydı. Bu sabah amcanla konuştum. 5 yıl önce Necmi ihanet etmiş bu yüzden de iç çatışma çıkmış.
Ali =Nasıl yani iç çatışma mı? Öldürmediler mi Necmiyi?

(Yolculuk başladı)
HATİCE =Necmi'nin ihanet sebebi ne biliyor musun? Mafyayı ele geçirmek bu yüzdende her yere kendi adamlarını koyuyor önce sokaklardan başladı sonra önemli kumarhane ve içki depolarının önemli noktalarına adamların koymuş belkide babanı öldürmek istemesinin sebebi buydu.
Ali= Anlamadım babam kendi bırakmadı mı?
Hatice = Oraya gidince herşeyi öğreneceksin oğlum benim bildiklerim ile işin içinden çıkamayız. Bende herşeyi orada öğreneceğim.
Ali=Peki ya celil? Onun olayı ne bizden ne istiyor?
Ayrıca dün neler oldu nasıl kurtulduk
Hatice =Her şeyi anlatacam Hikaye çok geçmişe dayanıyor ve çok uzun anlatsam dinler misin?
Ali = Vaktimiz çok Yol Uzun

Bölüm sonu

Hissiz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin