6

659 33 23
                                    

-Hoseok-

Doktor çıkıp oğlumun iyi olduğunu söylediğinde derin bir nefes vermiştim. Hae-ran'ı da kovmuştum. En azından çocuğumla olmama karışamaz değil mi?

İçeri girdiğimde Iseul, Min'i kucaklamış çıkıyordu. Önünü kestiğimde ilk konuşmalarımızı yapıyormuşçasına heyecanlanmıştım. Bu sefer gitmesine izin vermeyecektim.

Yüzüme bile bakmıyordu... Dediği her şey ise kalbimi deliyordu. Ama başardım!

Bu gece onunla uyuyacaktım! Çok güzel olacak o, oğlum ve ben...

Olmadı! İçeride yatıyor. Yanlarına gidip güzel yüzüne baktım. Yoongi'nin dizinde yatıyordu. Benim dizimde uyumasını o kadar çok özledim ki. Ya da onun dizlerinde uyumayı mı demeliyim? Saçlarımı okşayışını, elimi tutuşunu, dudaklarıma buse konduruşunu...

İlk öpüşmemiz aklıma geldi de çok güzeldi...

6 Yıl Önce

Ona açılmak istiyordum ama bir türlü yapamıyordum çünkü peşinde bir çocuk vardı. Ondan hoşlanıyorsa ve hislerim karşılıksızsa buna çok üzülürdüm.

Bugün yarışmamız vardı. Ve o yine harika dans etmişti. Kazandığımızı duyunca heyecanla onu kucağıma alıp döndürmüştüm. Sonra ise utanarak geri bırakmıştım onu.

Aslında itirafımın kavgayla olacağını bilmiyordum ama öyle oldu...

"Iseul? Onu seviyor musun?"

"Evet. Harika biri değil mi?"

"NEDEN ONU SEVİYORSUN!" diye bağırarak ayağa kalktım. O da kalkıp ellerini sağa sola salladı.

"Hoseok sakin ol! Neden bu kadar çıkıştın. Onu sen de sevmiyor musun? Bir yanlışını mı gördün?" yaptığım salaklığı fark ederek içimden kendime sövdüm. 

Tam özür dileyecekken onun yanına gitti. Ben de peşlerine takıldım. Sarıldıklarını görünce bir şey demedim. Biz de sarıldık. Ama o onun yanağından öptü. Sinirle gidip Iseul'un kolundan tuttuğum gibi terasa sürükledim.

"SENİ ÖPMESİNE NASIL İZİN VERİRSİN? HA!" kaşlarını çatıp sinirle kolunu kurtardı.

"Ne saçmalıyorsun Hoseok! Bir anda öptü ne yapsaydım hayır öpemezsin mi deseydim?"

"EVET!"

"Pardon da sana ne?"

"NE DEMEK SANA NE YA? BEN SENİ BU KADAR ÇOK SEVERKEN SENİN DEDİĞİN ŞEYLERE BAK!"

"Beni mi s-seviyorsun."

"EVET! HEM DE ÇOK! Çok seviyorum seni." diyerek ellerimle yanaklarını kavradım. Baş parmağımla yanağını okşamaya başladım.

Onu çok ama çok seviyorum. Umarım sevgim bizi uzaklaştırmaz.

"Neden daha önce söylemdin." alınlarımızı birleştirip gözlerimi kapattım.

"Korktum. Çok korktum. Seni kaybetmekten ölesiye korktum. Iseul seni çok seviyorum. Lütfen beni bırakma." dedim kısık sesimle.

"Ben de seni seviyorum Hoseok." ondan duyduğum kelimeler ile de havlara uçmuştum. 

Kocaman gülümsemiştim. İşte benim sevdiğim kadın! Zor da olsa alnımı ayırıp gözlerimi açtım. Utançla yere baktığını görünce içimde ki heyecan bin kart daha arttı. Beni sevdiğini söylerken utanması bile beni ne kadar sevdiğini gösteriyor.

"Iseul?... Bana bak güzelim." derin bir nefes alarak zorla da olsa bana baktı.

Gülümsememi zar zor durdurup dudaklarına yapışmıştım. Hayatımın en harika anlarından biriydi. Sanki dudaklarımda zehir vardı da onun dudakları pan zehirmiş gibi ihtiyacım olduğunu hissetmiştim.
Garip bir terim miydi? Evet! Ama umrumda değil...

Günümüz

Eğilip anlından öptüm. Dudaktan öpemem. Ne kadar öpmek istesem de olmaz. Onun da hatırlamasını istiyorum çünkü. Anlından öptüğümde hafif kıpırdamıştı ben de odaya koşmuştum. Umarım fark etmez.

Bir iki dakika sonra kapı açılınca anında gözlerimi yumdum. Gelip Min ile ilgilendi ama gitmesine izin veremem. Onun gitmesine izin vermeden kolunu tuttum. Bir an afalladı ama bana kızsa da gelip yanımıza kıvrıldı. 

Şu anda amuda kalkıp dans etmek istemem normal mi? 

32 gülerek onu izlemeye koyuldum. Gülümsememi bir türlü dindiremiyordum. Onu uyurken izlemeyi o kadar çok özledim ki! Ne ara saat 6 oldu bilmiyorum ama neredeyse 2 saattir onu izlediğimi fark ettim. Ben de yanlarına kıvrılıp karım ve oğluma sarılarak onların kokusunu da içime çekerek gözlerimi yumdum. O kadar huzurluydum ki heyecandan uyuyamıyordum bile.

Bir süre sonra uyuyamadığım için gözlerimi açıp yine onları izlemeye başladım. Ama Iseul uyanıp bana bakınca utanıp hemen başka tarafa baktım. Yakalanmıştım! Kolumu çekip günaydın dedim ama o sadece göz devirmişti.

Yapma işte! Kalbim parçalanıyor. Banyoya girip geri çıktı. Bir süre sonra oğlum da uyanınca onunla birlikte içeri gittim ama Iseul çoktan kahvaltıyı hazırlayıp gitmişti. Peki şimdi ne yapıyor? Nereye gitti ki?

Tüm gün bir şekilde oğlumla kalıp Iseul'un gelmesini bekledim. En sonun da gelmişti ama harika olmuştu! Gözlerim, ağzımla birlikte şok ile açılırken ağzımda su olduğunu unutmuştum.

Saçlarını boyatmıştı. Ve bu onu daha bir tatlı yapmıştı. Yanaklarını ısırmak istiyordumm...

 Yanaklarını ısırmak istiyordumm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hoseok Boşanmış (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin