HANGİ TÜR?

275 30 2
                                    

"Ne dediğinin farkında mısın sen Tae!"

"Evet biliyorum! O gün söylediklerin hiç mantıklı değildi. Bende merak ettim."

"Başka bir şey de öğrendin mi bari?"

"Annesi baş melek ama cennetten atılmış."

"Ne? Neden atılmış?"

"Onu daha öğrenemedim ama atılmış. Jimin de doğduğunda aslında melekmiş. Ama annesi atılınca o da Dünyaya sürgün edilmiş. Babam da seninle karşılaşacağını biliyordu zaten."

"Anlayamıyorum ben,Tae. Her şey çok saçma. Eğer söyleyecek başka bir şeyin yoksa gitmek istiyorum."

"İki-üç cümle kaldı. Sonra gidersin."

    Kafamı salladım ve devam etmesini bekledim.

"Eğer annesi sürgün edilmeseymiş,Jimin melek olarak kalacakmış. Ama hem annesi cennetten atılmış hem kendisi sürgün edilmiş. Seninle de ilişkiye girdiğine göre sanırım artık şeytan olmaya daha yakın."

"Peki annesinin adı ne? Belki duymuşuzdur. Öğrenebildin mi?" diye sordu Suga.

"Evet öğrendim. Adı '𝘈𝘧𝘳𝘰𝘥𝘪𝘵'!"

...

Anlayamıyorum cidden. Hiçbir şeyi Anlayamıyorum. Her şey çok karışık. Kafam allak bullak. Bunları Jimin'e söylemeli miyim onu bile bilmiyorum. Artık cehenneme gidip her şeyi ele alma vakti geldi. Offf. Bilemiyorum!!
  " Jungkook, neyin var?"

  Kendi kendime konuşmaya devam ederken duymuş olduğum ses ile toparlandım.

  "Hiç. Düşünüyordum. Cehennemi."

  "Anlıyorum canım. Anlıyorum. Eeee, ne yapalım? Canım çoook sıkıldı beniiim."

   Pofuduk yanaklarını şişirince gülümsedim. Çok tatlı görünüyordu.

  "Galiba ben ne yapacağımızı biliyorum. "

   Yavaş yavaş dudaklarına yaklaştım. Tam öpecekken kafasını geri çekti. Hey!

  "Hey! Bu neydi şimdi? Hemen bana o dudakları ver!"

    "Yooo. Dudak benim değil mi? Vermem. Ağla!"

    Küçük şeytan. Kaçmaya başladı ama bende kovalıyordum. Şayet eğer yakalarsam cezası pek güzel olmaz.

    ...

"Sence bunu ona söylemeli miyim? Ne yapacak, ne yapabilir? Bunca yıl sonra öğrenmesi. Bilemiyorum. Yaşadığı şeyler."

"Biraz daha bekle. İlk önce hangi ırktan olduğunu bilmeliyiz. Şeytan yüksek ihtimal fakat belli olmaz. Ama sonra, söylemeye çalışırız."
"Ne yapmalıyız? Hangi ırktan olmasını daha hızlı öğrenmek için?"

"Ne bileyim. Mesela; kıskandırabiliriz,öfkelendirebilirz,sınırlarını zorlarız."

"Kıskançlık? Bu işe yarar gibi."

"Aklında ne var Jungkook?"

"Sadece onu kıskandıracağım. Hangi ırktan olduğunu daha hızlı öğrenmek için."

"Nasıl olacak peki?"

"Yani,düşünelim."

      Jimin'in Ağzından;
  Biraz vakit geçsin diye evi toparlamaya karar verdim. Cidden sıkılmıştım. Evi toparlama işi bitince,yemek yaptım. Jk birazdan gelirdi. Güzel bir yemek yerdik.

  " Eveeet. Sofra da hazır! Jk gelir şimdi."

Cümlemi kurduktan beş dakika sonra kapı açılma sesi duyuldu. Sanırım Jk gelmiş olmalıydı.

   "Hoşgeldin bebee-"

Cümlemi tamamlamadan gördüğüm manzara ile neye uğradığımı şaşırdım. Jk ve yanında başka biri? Kimdi bu şimdi? Bozuntuya vermek istemediğimden devam ettim;

"Hoşgeldin bebeğim. Yanındaki misafir kim?"

"Hoşbuldum canım. Yanımdaki misafir de benim eski bir arkadaşım. Yemeği bizde yeriz diye düşündüm. Sıkıntı olmaz  değil mi?"

Sertçe yutkundum.

"Hayır tabii ki. Sorun değil. Siz elinizi yıkayıp sofraya geçin ben de tabak çıkarayım."

"Tamamdır."

   'SOKONTO OLMOZ DOĞOL MO' olur tabii! Büyük sıkıntı olur. Offf. Alt tarafı başbaşa yemek yiyecektik. Nereden çıktı bu adam yahu?!
...

"Eee, misafirimizin adı vardır umarım."

"Tabii var canım. Adı Ronald."

"Aaaa öyle mi! Memnun oldum, ben de Jimin."

"Ben de memnun oldum, teşekkür ederim beni de davet ettiğiniz için." diye cevap verdi bana. Ortada olan herhangi bir garip durum yok ama nedensizce kıskanıyorum işte.

"Ne demek, istediğin zaman."

...

Saat akşam on olmuştu. Hâlâ buradaydı. Akşam boyunca çok yakınlardı. İç içelerdi resmen. Ağzına girdi adam Jk'in! Ben yokmuşum gibiler. Offf. Git artık be adam!

  Jungkook'un ağzından;

Jimin artık iyice kızarmış haldeydi. Eğer herhangi şiddetli bir tepki verirse bu şeytan olacağını desteklerdi.

Daha da hızlandırmak için biraz daha yanaştım Ronald'a. Özür dilerim sevgilim. Senin için.

Saat epey geç olmuştu. Ronald eve gidecekti artık. Bizde uğurlamak için kapıya kadar eşlik ettik. Ronald'a veda etmek için yanağına öpücük bırakacaktım.

Ama bu normal olurdu. O yüzden dudağına yakın bir şekilde öptüm. Resmen iğreniyordum ama başka yol yok. Aslında var ama yok.

Jimin bunu görür görmez, kendi de şaşacağı bir hızla Ronald'ı duvara yasladı. Bunu yaparken kanatları açılmıştı ve simsiyahtı. Bu da şeytan olacağını iyice desteklemiş oldu.

Amacıma varmış oldum. Gidip Jimin'i ayırdım. Aşırı sinirliydi. Gözleri siyah olmaya başlamıştı. Ronald bir hışımla çıktı evden. Ben de Jimin'i sakinleştirdim.

"Her şey hangi ırktan olacağını daha hızlı belirlemek içindi güzelim."

"Bu beni ilgilendirmez. Benle gram ilgilenmedin. Adamın ağzının içine girdin resmen!"

"Amacım seni kıskandırmaktı. Hem öğrenmiş olduk işte. Kızma hadi."

"Hâlâ benle ilgilenmedin Jeon!"

"Benim şeytanım oyun mu istiyor? Hım?"

"Bilmemmmm~."

Sırıtıp dudaklarına yaklaştım. Yavaş olan öpücükler gittikçe hızlanmıştı. Kucağıma aldım ve duvara yasladım. Daha sert öpmeye başladım. Biraz da bebeğim ile ilgilenme vakti geldi.

...

"Demek belli oldu. Eee, ne yapacaksın şimdi? Anlatacak mısın?"

"Evet,zamanı geldi. Anlatacağım."

"Sonra?"

"Beraber cehenneme gideceğiz, birlikte yöneteceğiz. Cehennem Kraliçesi olacak!"

finale az kalmış 🥺

Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok o zaman

Lunar kaçar 🥺

LuciferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin