Güven Problemi

508 44 2
                                    

"Güveniyorum"

"Hayır güvenmiyorsun"

"Güveniyorum dedim Jimin uzatma"

"Bana güvenmeyen sensin" diye haykırdım. Ardından kapıyı sertçe açıp evden çıktım. Nefret ediyordum bu histen. Tam kendimi ona ait hissederken beni yüzüstü bırakmak zorunda mıydı? Herşey gelen o aptal mesajla başlamıştı. Spor salonundan eve Jungkook'un kucağında gitmiştim. Bildirim sesi ile bacaklarımı belinden çekip telefona doğru adımladım. Gelen mesaj ortaklık yaptığım bir  şirketin sahibindendi. Uzun bir paragraf yazmıştı bana. Paragrafı okumadan altında büyük harflerle yazan kelimeleri okudum. Seni seviyorum, benimle çıkar mısın? İnsanlara saçma gelebilirdi ama ben kendimi Jungkook'un yanında huzurlu hissediyordum. Sanki en başından beri yanımdaymış gibi, onunla yıllardır tanışıyormuşum gibi. Hayatımda ilk defa birini ölesiye kadar seveceğimi hissettirmişti bana. Her ne kadar tanışalı birkaç hafta olsa bile. Ellerini belime yerleştirmiş ve çenesini omzuma yaslamıştı. Mesajı okuyunca telefonu elimden alıp kendince bir cevap yazmıştı. Ne yazdığına bakmak istediğimde ise mesajları silip görmememi sağladı. Onu zaten reddedecektim. Çatık kaşları ile bana bakıyordu. Bana güvenmiyorsun dedim ve tartışma başladı. Evden çıkmadan önce telefonu duvara fırlatmış ve paramparça oluşunu seyretmiştim.

Şimdi ise sokakta boş boş geziniyordum. Evin bahçesinden çıkmadan önce adımı seslenmişti ama umursamadım. O kadar dalgındım ki sokata gezinen Taehyung'u görmemiştim bile. Omzuma dokununca hissettim. Üstümde birşey olmadığını. Hırkasını çıkartıp omuzlarımın üstüne bıraktı. Vakit kaybetmeden giydim.

"Konuşmak ister misin?" şefkat dolu bir sesle sormuştu bunu. Çenemin titremesine engel olamayarak

"H-hayır" diye kekeledim.

"Bak Jimin. Sen bir insansın o ise bir şeytan. Tepkileri asla normal bir birey gibi olmayacaktır. Ama emin ol seninle vakit geçirdiğinden beri daha sakin davranıyor. Kendini kontrol etmek için cidden çok çaba sarfediyor. Binlerce yıldır onunla beraberim. İlk defa kardeşimin seninleyken güldüğünü gördüm. Bu benim için o kadar büyük bir şey ki. Sevinçten az daha ağlayacaktım. Şimdi söyle bana neden kavga ettiniz? Yolda aniden durup vücudumu Taehyung'a çevirdim.

"Aptal bir mesajla bana çıkma teklifi eden bir kadın sayesinde."

"İyide Jungkook böyle şeylere sinirlenmez ki. Tabi sana yavaştan aşık olmadıysa." Dedikleri ile bir anda bağırmaya başladım.

"Biz insanlar sevdiğimiz kişilere her zaman güveniriz. Senin o aptal kardeşin bana güvenmiyor bile." Sinirden titriyordum. Göğüsüm hızla inip kalkıyordu.

"Seni kaybetmekten korkuyordur. Gerçek yüzünü gördün mü?

"Kanatlarından bahsediyorsan evet onları gördüm. Birde gözlerinin kırmızılaştığını." Sorar gözlerle ona baktım.

"Hayır gerçek yüzünü. Asıl bedenini. Bundan dolayı çekiniyor olabir."

"Ama neden kanatlarını görünce kötü bir tepki vermedim ki?"

"Onun asıl yüzünü sana göstermesi lazım ve bunun içinde zamana ihtiyacı var." Onaylayan bir şeyler mırıldandım ve dün geceden beri hiçbirşey yemediğim aklıma geldi. Demir eksikliğim sebebi ile gözlerim birkaç saniye karardı ve yalpaladım. Taehyung"un belime atılan ellerini hissedebiliyordum ama gözlerimi açamıyordum.

"Jimin gözlerini aç"

"Jimin!"

"Jimin!"

2 saat sonra*

"Gözlerini açıyor"

Etrafımdaki yüksek ses ile suratımı buruşturdum. Yatakta daha dik bir pozisyona geçtim ve Jungkook'u görmezlikten gelerek direkt Taehyung'un suratına baktım. Gözlerimin sinirden parladığına emindim.

"Neredeyim ve o neden burda?" Sesim o kadar soğuk ve mesafeli çıkmıştıki ben bile şaşırdım.

"Benim evimdesin Jimin ve sen bayıldıktan hemen sonra Jungkook kalbini tutarak yanıma geldi." Kaşlarımı o kadar çok çatmıştım alnımın kırış kırış olduğunu hissedebiliyordum.

"Sanırım bir özür borcum var Jimin" bakışlarımı suratında sabitledim.

"Gerek yok. Bana güvenmeyen biri ile işim olmaz." Tekrardan bağırmaya başlamıştım. "Seni gerçekten sevmiştim Jungkook. İlk defa hayatıma birini almayı ciddi ciddi düşünmüştüm. İkimizi yan yana gören insanların tepkisini... Ben hepsini kabullenmiştim. Sanmıştım ki herşeyin üstesinden birlikte gelebiliriz. Gün nasıl geçerse geçsin ne kadar üzülürsem üzüleyim birbirimize sarılır ve birbirimizi öpersek geçer sanmıştım." Sonlara doğru sesim kısılmış ve gözlerimden ince ince yaşlar dökülmeye başlamıştı. Hemen ardından ağzımdan kaçan küçük bir hıçkırık bu sessiz ortama eklenmişti.

"Jimin sana bunu yapamam. Eğer beni gerçek bedenimde görürsen, hayatının geri kalanında bir deli gibi yaşayıp kendini bitirmeni izleyemem." Kızarmış gözlerimle ona baktım.

"Seni seviyorum... Anlasana" Taehyung elimden tutup beni ayağa kaldırmıştı. Elimi yüzümü yıkamaya gitmeden önce Jungkook'a "ya şimdi ya da hiç diye seslendi."

Odaya tekrar girdiğimde Taehyung yatağa oturmama izin vermedi. Ve ardında kapıdan dışarı çıktı. Jungkook konuşmaya başlayınca dikkatimi ona verdim.

"Beni seviyorsun ha. Peki bu iğrenç bedene sahipkende mi?" Gözlerim şokla aralandı. Cüssesi irileşmişti. Siyah kanatları yerini kırmızı deri kanatlara bırakmıştı. Vücududa kırmızıydı. Suratı tamamen kırmızı buruşuk bir deri ile kaplıydı ve gözlerinde o alevler daha netleşmişti. Konuşamıyordum.

"Biliyordum böyle olacağını" diye mırıldandı.

"Bu iğrenç bedeni görünce benden kaçacağını biliyordum" adımlarımı ayaklarımız birbirine temas edesiye kadar ilerlettim. Sadece bana odaklanmıştı. Sağ elimi havaya kaldırıp yanağını okşadım. Yanağını avuç içime bastırmıştı. Sonra ise avuç içimi öptü. Titrek bir nefes aldım. Ardından sol elimi de yanağına yaslayıp onu kendime çektim ve dudağına sevgi dolu bir öpücük bıraktım. Dudağından ayrıldığımda ise kafamı geri çekip tepkisine baktım. Şaşkındı ve ağzı aralanmıştı. Bu sefer masum bir öpücük yerine uzun bir öpüşme başlattım. Ellerini belime yerleştirdi ve beni kendine daha çok çekti. Dilimi alt dudağında gezdirince titrekçe bir nefes verdi. Ardından dudağını sert bir şekilde emmeye başladım. Şoku atlatmış olacak ki başını yana eğip dilini ağzımın içine gönderdi. Dilime değen dili ile vücudumu ufak bir karıncalanma ve sıcaklık dalgası yayıldı. Ardından boğukça dudaklarına doğru inledim. İlk nefessiz kalan taraf ben olduğum için dudaklarından yavaşça ayrıldım. Bu onun kısa bir an havayı öpmesine sebep oldu. Şeytan vücudu tamamen kayboldu ve insan görünümüne ulaştı.

"Şartlar ne olursa olsun seni seviyorum Jungkook"

"Beni olduğum gibi kabul ettiğin için teşekkürler Jimin. Seni seviyorum. Benim minik şeytanım"








 Benim minik şeytanım"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Lunar kaçar ❤

LuciferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin