BEBEK KEDİ

46.6K 2.7K 2.7K
                                    

5 ay sonra...

Ağlama sesi duyulduğunda Aydın uykusundan bir anda uyandı. Derin bir nefes alırken gözlerini kısıp çıplak olan vücuduna baktı. Çarşaf sadece dünyadaki en önemli olan şeyi örtüyordu. Yanına baktığında ise kedisinin olmadığını gördü.

Miyavlamaya benzer ses bir daha duyulduğunda çarşafı üzerinden atıp ayağa kalktı.

"Yine niye miyavlıyor bu yavru kedi." deyip yerde duran baksırını alıp giyindi.

Çocuğun önüne çıkarken çırılçıplak çıkmamaya özen gösteriyordu. Tabi o daha hiçbir şeyin bilincinde değildi ama evde rahat dolaşmamaya alışması gerekiyordu. Altına eşofmanıda geçirip üzerine bir şey giyinmeden sarsak adımlarla yürüdü.

Özay Turan'ın sesini takip edince salondaki koltukta olduğunu gördü. Yanında bir yığın yastık, öylece durmuş küçük kollarını oynatarak miyavlıyordu.

"Turan.. oğlum niye miyavlıyorsun sen yine." dedi uykulu bir sesle. Küçük kedi babasının yaklaştığını görünce gözlerini çevirip heyecanla hareket etmeye başladı.

Aydın yanına gidip küçük çocuğu kucağına aldı. Kucağına aldığı anda sesi de kesilmişti.

"Senin o zilli baban nerede?" deyip çocuğun sırtını iri elleriyle okşarken olduğu yerde hareket ediyordu.

Saniyeler sonra büyük kedi banyodan üzerindeki mavi gömleğinin düğmesini ilikleyerek içeri girdi. Aydın onu gördüğünde tripli bir şekilde bakışlarını çekip Turan'a dikti.

"Özay acıktı galiba. Yapsana bir şeyler Aydın." dedi Özgür.

"Tamam." dedi Aydın ama o kadar sessiz söylemişti ki Özgür mavi gözlerini ona kilitleyip baktı be daha sonra sıkıntılı bir nefes aldı.

"Aydın tamam işte sözümü geri aldım dedim. Niye hâla tavır yapıyorsun?"

"Onu söylemeye cesaret ettin bir kere. Geri alsan ne olacak?" dedi çocukla beraber mutfağa doğru ilerlerken. Güçlü kollarının arasında çocuk kayboluyordu neredeyse.

Özgür arkasından sıkıntıyla baktı. Dün gece maç izlerken sinirle 'bu günleri göreceğime Allah canımı alsaydı.' dediği için Aydın burnundan getirmişti günü. Sen kendine nasıl böyle dersin diyerek uzun süre ciddi bir kavgaya girmişti.

Özgür kendisine kötü bir söz söylediği için Aydın'dan özür dileyince artık onun bir doktora gitmesi gerektiğini anlamıştı.

"Allah bana uzun ömürler versin." dedi sesini biraz yükselterek. Mutfaktaki biberona çocuğun sütünü koyan Aydın'ın duyması için.

"Amin." dedi Aydın kısık bir sesle. Ama Özgür duymuştu. Gülümseyerek yanına gitti.

"Aşkım hadi bak gün başlayalı kaç saat oldu hâlâ bir öpücük vermedin." diyerek eşinin yanına gitti. Bu kadar temassız durması hayra alamet değildi.

"İlk sen öp." dedi biberon ile ilgilenirken.

Özgür sırıtarak çenesinden tutup kafasını çevirdi ve dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdu. Aydın o geri çekilecekken dayanamayıp alt dudağını dudaklarının arasına alıp emdi ve bıraktı.

Aydın küçük kedi ile içeri girdiğinde büyük kedi arkasından geliyordu. Çocuğu güvenli olacak şekilde oturttu ve biberonu eline verdi. Normalde çocuk tutmuyordu ama Aydın nasıl öğrettiyse çocuk birazını içene kadar biberonu tutuyordu.

"Gel yanıma pisicik." dedi Aydın kedisini kendine çekerken.

Bir elini yanağına koyup yüzünün her köşesini öptü. Kafasını eğip dudaklarını sıkı sıkı öptü. Yetmeyince boynuna inip orayı da ses çıkararak öpüp bıraktı.

KAVGALIM 2  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin