"Babası kurban..."
Aydın iki eliyle karnından tuttuğu çocuğu kafa hizzasında yukarı kaldırmış gülümseyerek onunla oynuyor ve öpüyordu. Küçük çocuğunda sanki yükseklik korkusu varmış gibi her yüksekte durduğunda nefes nefese kalıyordu.
"Seninde yükseklik korkun mu var baban gibi, ha?" deyip çocuğun yanağından sıkı sıkı öptü. Sabah uyandığından beri çocuğu öpüp belki biraz ısırırmış gibi yaptığı için beyaz ten kızarmıştı.
"Canımın içi." dedi sıkıca sarılıp. Çocuğun kafasını boynuna gelirken gülümseyerek kafasını yana çevirdi. Özgür'ü mutfak masasına oturmuş kendisine bakarken gördü.
Biraz... kıskanmış gibi bakıyordu. Aydın büyük kedinin kıskançlığını anladığında kendisine bir küfür etti. Sabahtan beri onu sadece bir kere öpmüştü ve hiç ilgilenmemişti.
Bebeği yavaşça boynundan çekip koltukta onun için yaptığı yere koydu ve üzerini örttü. "Diğer bebek biraz kıskandı gibi." dedi ve yanağını okşayıp ayağa kalktı.
Mutfakta ciğere bakarmış gibi bir ifadeyle bakan kediye ilerledi. Öyle tatlı duruyordu ki dişleri gıcırdamıştı. Döverek sevmek istiyordu.
"Benim biricik bebeğimdeymiş kucak sırası..." dedi kollarını iki yana açarken. Özgür bakışlarını çevirdi ama yerinden kıpırdamadı.
Aydın yanına gidip kendine çevirdi mavi gözlü kediyi. Yanağından tutup ezberlediği, deli divane olduğu yüzü inceledi. Gözlerinin içine baktığında yine ağlayası gelmişti.
"Şu güzelliğe bak." dedi hayran hayran. Dudaklarını yumuşak deriye bastırdı ve sıkıca öpüp geri çekildi. Sakal ve bıyıkları ile tam bir kediye dönmüş adama baktı.
"Bıyıkların iyice kedi tüylerine dönmüş kurban olduğum. Böyle olursan ben seni durmadan sikerim galiba." açık sözle söylediği lafa Özgür hiç tepki vermedi. O öyle durunca dayanamayıp üst dudağına dişlerini geçirip hafifçe ısırdı. Özgür'ün yüzü buruşmuştu.
"Yapma." dedi mızmızlanarak.
"Sen bebeyi mi kıskandın?" diye sordu dayanamayarak. Özgür'ün kaşları çatıldı.
"Salak mısın oğlumu neden kıskanayım? Seni kıskandım." yine aynı kapıya çıkıyordu Aydın için ama Özgür daha farklı düşünüyordu.
"İkinizi de aynı şekilde seviyorum mavişim." diye yalan söyledi. Çünkü gerçeği söylerse Özgür'ün kızacağını biliyordu. Aydın bebeğini çok sevse de Özgür'ü her şeyden daha çok seviyordu.Ama bunu dile getirmeye gerek yoktu.
"Biliyorum." dedi Özgür. Aydın yanına geldiği için negatif enerjisi pozitife dönmüştü. Ayağa kalkıp meyvesuyunu kafaya dikti.
"Patiyi uzat bakayım bir." dediğinde Özgür suyu içerken boşta kalan yüzüklü elini Aydın'a uzakttı.
Aydın yüzüklü eli tutup her köşesini öptü. Bu aralar en çok avuç içini öpüyordu kedinin. Yeni yeni şeyler keşfediyormuş gibi hissediyordu.
Özgür bardağı kenara bıraktı ve Aydın'a dönüp elini öpüşünü izledi. Öyle yumuşak ve aşk dolu öpüyordu ki onu böyle izlemeyi seviyordu. Her köşesini üç kere öptüğünde Özgür elini çekti ve kollarını açtı.
"Kucağına al beni." dedi hiperaktif çocuklar gibi. Aydın sırıttı.
"Anüüü iyice bebek oldun sen he." dedi ama onun bu halini ayrı bir sevmişti. Özgür inatla yüzüne bakmaya devam etti.
"Hadi gel." dedi ve elini Özgür'ün kalçasına attı. Özgür anında boynuna sarıldığında vücudu havalanmıştı. Bacaklarını beline doladığında Aydın boynundan öpüp salona doğru ilerledi.