KAVGA

49.8K 2.9K 2.5K
                                    

"Fatih getir hele çekirdeği." dedi Aydın tesbihini koluna takarken Fatih'in elinde tuttuğu poşete uzanırken.

Fatih ağzındaki çekirdeği yere tükürürken poşeti uzattı, Aydın iri elleriyle avucunu doldurdu ve karşı tarafa bakmaya başladı. Lisenin arkasındaki arazide hareketlilik vardı. Zaten okul çıkış saati olduğu için okulun çoğunluğu buradan geçiyordu. Kızlar arkadaşları ile dedikodu yaparak geçerken, erkekler birbirleriyle atışarak. Büyük sınıflar ise burada duruyorsa muhtemelen kavga oluyordu.

Bugün Özgür'ün karşı okuldan biriyle kavgası olduğu için Aydın yerini önceden ayırmıştı. Aslında kavga etmek hoşuna gidiyordu, kavga izlemek pek adeti değildi ama küçük kediyi izlemek güzel olabilirdi.

"Aydın, gelmiyor musun?" arkadaşları ile önlerinden geçen Demet adımlarını yavaşlatmıştı. Demet ile o türden bir sohbeti vardı, ama sevgili yapmadığı için adını tam koyamıyordu.

"Sen git gülüm, benim işim var." Aydın duvara yaslanmış, yüzündeki piç ifade ile bakıyordu. Demet'in morali bozulmuştu.

"Tamam." dedi ve önüne dönüp yürümeye başladı. Aydın o gidene kadar arkasından baktı. Daha doğrusu mini eteğinin altında belli olan bacaklarına.

"Yengenin de maşallahı var." Fatih'in sesini duyduğunda bakışlarını ona çevirdi. Çekirdeği Demet'in bacaklarına bakarak dişlerinde kırıp yere attı. Aydın'ın kaşları çatıldı.

"Amına korum Fatih." dedi Aydın sinirle aslında Demet'i kıskandığı için değil de, mahallenin kızına böyle bir laf söylediği için sinirlenmişti.

"Pardon reis." dedi ve önüne döndü. Aydın birkaç saniye ters ters bakıp önüne döndü.

Mavi kedinin yanında üç kişiyle araziye girdiğini görünce sırıtarak yine duvara yaslandı. Özgür onları fark etmemişti. Yürürken kaşları çatık bir şekilde yanındakiler ile konuşuyordu.

"Van kedisi aşırı sinirli, kesin çok eğleneceğiz." dedi sırıtarak.

Ertuğrul ve Fatih sırıtırken o kediyi izlemeye devam etti. Özgür gömleğinin kolunu katlarken hâlâ kaşları çatıktı. Rastgele gözlerini etrafta çevirdiğinde maviler kahveler ile buluştu. Aydın anında sırıtışını büyüttü.

Özgür dişlerini sıkıp gömleğinin kolunu katlamaya devam ederken yürümeye başladı. Kaşları çatık, sinirli bir ifadeyle Aydın'ın önüne gelirken kafasını hayırdır anlamında salladı. Saçları dağınık, okulun beyaz gömleği ve on ikinci sınıfların kendilerinde hak gördüğü siyah kot pantolon vardı altında.

"Hayırdır lan? Ne bekliyorsun burada." diye sordu Özgür, çünkü Aydın'ın kendisiyle kavgası dışında burda durmayacağını biliyordu.

"Kavgan varmış, hiç söylemiyorsunda." Aydın teessüf edermiş gibi konuşunca Özgür hâlâ çatık kaşları ile bakıyordu.

"Ee burada seni ilgilendiren şey ne?" Aydın dudaklarını yalayıp yaslandığı yerden ayrılıp maviliye doğru birkaç adım attı.

"Beni nasıl aldatırsın? Başkası ile dövüşmek nedir ha?" Aydın dalga geçerek konuştuğunda Özgür onun piçlik yapmak için burada durduğunu anlamıştı. Sinirlendirmek için.

"İstersen sen de karşı tarafa geç, sikeyim belanı." dediğinde Aydın onun bu tavrına gülümsedi ve tesbihli elini yanağına doğru uzatıp bir makas almaya çalıştı ama mavi gözlü çocuk kendini geri çekip bir küfür savurdu.

"Tatlı çocuk." dediğinde Özgür el hareketi çekti ve arkasını döndü. Onunla uğraşamazdı şuan.

"Ohooo nereye? Bir şey konuşuyoruz... Özgür!" dediğinde mavili ona aldırmadan yürümeye devam ediyordu. "La bir gelir misin lütfen?"

KAVGALIM 2  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin