Aydın günün yorgunluğu ile zorlukla kapıyı açarken bir an önce evine ve kedilerine kavuşup yorgunluğunu atmak istiyordu. Kapıyı açıp içeri girdiğinde salonda hiç kimse yoktu, kedisinin evde olduğunu biliyordu çünkü Özay'ı bırakacak kimse olmadığı için bugün işini halletmek için kendisi dışarı çıkmıştı, yarın da Özgür çıkacaktı.
"La kediaaaağğğ." diye bağırdı gülerek. Kapıyı kapatıp anahtarı rastgele masaya doğru fırlattı.
Ceketini çıkarıp ses vermeyen kedisini bulmak için yavaş adımlarla etrafa bakınarak yürüdü. Acilen onu öpüp sevmesi gerekiyordu. Yoksa delirecekti.
Bir inleme sesi geldiğinde kaşları çatıldı, Özgür'ün sesiydi bu. Çatık kaşları ile hızlı bir şekilde kapısı kapalı olan odalarına daldığında gördüğü manzara ile donup kaldı.
Özgür ve iki adam yatakta çıplaktı. Özgür'ün deliğine giren iki tane erkeklik organını gördüğünde kafasından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti.
Titreyen eli ayağı ile Özgür'ün kendinden geçmiş bir şekilde inlemesine şahit oluyordu. Öyle ki artık sinirden bayılacak konuma gelmişti. Daha doğrusu üzüntüden ve şoktan.
Gözlerini onlara kitledi ve dişlerini sıktı.
"Özgür!" bağırışı öyle yüksekti ki ev titremişti sanki.
"Özgür!" diye bağırdı yeniden, ama bu sefer kendi kulağı bile acımıştı.
Gözleri kararıp, geri açıldığında tavana bakıyordu.
Yataktan boğulurmuş gibi kalkıp nefes nefese etrafına bakındı. Soluk alışverişi odanın içinde yankılanıyordu. Gözleri ile etrafı taradı. Ne akşamdı, ne de çıplak duran adamlar vardı.
"Ananı sikeyim." diye mırıldandı. Canından can gitmişti resmen.
Elini şakaklarına koyup ovdu, o sırada da etrafına bakındı. Şerefsiz kedi odanın içinde yoktu, çatık kaşları ile yataktan kalktı ve hemen önünde gece yere fırlattığı baksırını aldı. Hırsla giyinirken diğer yandan da küfürler ediyordu. Kanında dolaşan sinir ve öfke hâlâ kendini koruyordu.
Baksırını giyinip yatağın önünden geçti ve açık kapıdan salona girdi. Hâlâ nefes nefeseydi ve tenine binlerce iğne batıyormuş gibi hissediyordu.
Bakışları anında gömlekli Özgür'ü buldu. Masanın önünde durmuş dosyalara bakıyordu, sinirle onun olduğu tarafa yöneldi.
"Kimdi lan onlar?" dedi aniden. Özgür birden ses gelince irkilerek arkasını döndü. Mavi gözleri kocaman açılmıştı.
"Hayvan, korktum amına koyayım." dedi ama Aydın aldırmadı.
"Kimdi diyorum?" önünde durup hesap sorarken Özgür elindeki şeffaf dosyanın içine kağıdı koymaya devam etti.
"Uygar ve Deniz." dediğinde Aydın'ın gözleri kocaman açıldı.
"Ne?" öyle acı ve sinir dolu söylemişti ki Özgür'ün bakışları kendisine döndü. Aydın elini kalbine koymuştu.
"Yav ne 'ne'? Ne olacak sanki?" Özgür umursamazca konuşurken.
"Ben onlara kardeş dedim amına koyayım." birazdan bayılacakmış gibi hissediyordu. Özgür kafasını salladı ve elindeki dosyayı sokup yüzüne baktı.
"Ben de ondan verdim işte." Aydın'ın ağzı şaşkınlıkla aralandı. Özgür bu sefer kaşlarını çattı.
"Amına koyayım Aydın ne saçma salak tepkiler veriyorsun. Özay'ı yandaki bakkala bile emanet edip gidiyorsun bazen onlara mı güvenmiyorsun?"