MART AYI

59.4K 2.6K 2.3K
                                    

İğrenç sahneler var, okumak istemeyenler komple bölümü geçsin...

Bölümü pembetombilibuu12 ithaf ediyorum...

"Selamun aleyküm." dedi Aydın büyük depo gibi alandan içeri girerken. Tesbihi bileğine takıp siyah güneş gözlüklerini hafifçe indirip kendisine bakan arkadaşlarına sırıttı. "Napıyorsunuz lan pezevenkler?"

"Ooo Aydın'ım hoş geldin." Adem çayından bir yudum alıp gülerek kendisine bakınca gözlüğünü tamamen çıkarıp iki düğmesi açık olan gömleğinin ucuna yerleştirdi.

"Hoş bulduk kardeş, mekanın yerini unutmuşum lan." dedi diğerlerine selam verip geniş tekli koltuğa otururken.

"Ne zamandır uğramıyorsun ki..." Adem bitmiş olan çayını masaya ses çıkararak koydu.

"Özgür'den fırsatı olmuyor ki amına koyayım." dedi Kemal. Hepsi Özgür ile evli olduğunu biliyordu. Onların da ilk başta kabul etmesi hayli zor olmuştu ama sonradan Aydın'ın en kral kardeşleri olduğuna kanaat getirip ağızlarından tek bir kötü kelime çıkmadan onu olduğu gibi kabul etmişlerdi.

"Bir de çocuk var şimdi. Onu da artık Özgür'ün kardeşine emanet ediyoruz." tesbihini ters düz edip yerinde iyice yayıldı. Özgür'ün adını duyunca bile özlemi kabarıyordu.

"Bir gün eve gelelim de çocuğu görelim." Kemal bir sigara yakarken mırıldandı.

"Altınsız gelen orospu çocuğudur." Aydın'ın lafı ile herkes 'ohooo' derken Aydın kaşlarını kaldırdı ve kafasını hafifçe sola doğru oynattı.

"Ohoo yok, orospu gibi para kazanıyorsunuz. Getirin bir şeyler."

"Lan senin baban zengin değil mi?" Adem sırıtarak konuştu. Evet o zengindi ama Aydın'ı ilgilendiren bir durum yoktu.

"Zengin de bana mı zengin kardeşim. Benim evim ayrı, ailem ayrı. Zaten parasını da kabul etmem. İşte bizim bebeye miras bırakırsa onu kabul ederim sadece." cümlesini tamamladığı anda telefonu çalmaya başladı.

"Haklısın." Kemal'e kafasını sallayıp karşılık verirken cebinden telefonunu çıkardı ve mavişinin adını ekranda görünce hafifçe gülümsedi. Ekranı kaydırıp telefonu kulağına götürdü.

"Alo.." dedi gülümseyerek.

"Aydın ben çok azdım." ani gelen lafla Aydın'ın gülümsemesi solarken arkadaşlarına bir bakış atıp ayağa kalktı yavaşça.

"Aleyküm selam gülüm." deyip biraz kenara doğru ilerledi.

"Mekana gel, lütfen." dedi Özgür. Sanki mırlıyordu bir yandan.

"Noldu zilli? Ne oldu da azdın lan?"

"Bilmiyorum bir an seni özledim. Eve de gidemem üç saat sonra adamlar gelecek iş için imza lazım. Sen gel lütfen." Aydın bu azgın, boğuk sesi duyduğu anda bile aletinde hareketlenme olmuştu.

"Geliyorum," dedi ve telefonu kapattı. Ensesine dokunup kendi aralarında konuşan arkadaşlarına döndü.

"Ben gidiyorum kaşmerler. Daha sonra yine gelirim." dedi kapıya ilerlerken.

"Ulan daha yeni geldin." Arkadan Kemal'in bağırışına tesbihli elini kaldırarak cevap verdi. Bu 'tatava etme' demek oluyordu.

Gözlüğünü takıp arabasına ilerledi ve kapıyı açıp hızla girerken kapıyı sertçe çarptı. Motoru çalıştırıp mekandan çıktı. Radyodan bir şarkı açarken sigara yaktı.

"Zilli yemek siparişi verir gibi yarrak siparişi verdi." dedi kendi kendine sırıtarak.

Mart ayı olduğu için psikolojik olarak Özgür'ün beynine yerleştirmişti ve çocuk bu ayda hep azgın geziyordu. Bu durum Aydın için mükemmel bir olaydı. Sürekli sikebiliyordu, kendini siktiriyordu.

KAVGALIM 2  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin