%70

211 23 12
                                    

"İkinci plandan bize de bahsedecek misin artık?" diye homurdanır gibi sorduğunda Sezar, Çet'in keskin bakışları ona dönmüştü. Sana her an saldırabilirim ifadesinden ürktüğüm içim bakış açısını kapatmaya çalıştım ve "Haklı. Öyle bakma." diye mırıldandım.

Bu sırada bir araç ile yola çıkmıştık. Sürücü koltuğunda maskeli adamdan çekindiğim için sesim fazla çıkmıyordu ama Sezar dakika başı söyleniyordu. Çet adam geldiğinden beri benden uzak duruyordu.

Bu, durumun sandığımdan daha berbat olduğunu gösteriyordu ve canım mümkünmüş gibi daha fazla sıkılmıştı.

"Sezar?" dedim kısık sesle. Yanımdaki mavi saçlı çocuğa doğru kayıp daha rahat konuşmak için eğildim. "Bugün gördüklerin.."

"Hatırlatma."dedi alayla sözümü keserek. Ciddi bir şeyler konuşmak istediğim için geçiştiren ifadesi kaşlarımı çatılmasına neden oldu."Gözümün önünde öpüşmenizi hala unutmaya çalışıyorum."

Utançla dudaklarımı birbirine bastırdığım vakit gözleri beni daha da utandırmak için mi bilmem kısa bir an kenetlediğim dudaklarıma kaydı. Bakışlarımı kaçırıp geriye yaslandığım sırada bileğime mengene gibi bir el sarıldı ve beni yana doğru sürükler gibi çekti.

Şaşkınlıkla Çet'e döndüğümde mavi gözlerinde gezinen kara yılanların çatal dillerinin ikimizden birini yutmak ister gibi atakta beklediğini görmüştüm. Normalde olsa korkudan yerime sinerdim ama şu durumda kıskançlığı, damarlarımdaki kanın bile daha hızlı akmasına sağlayacak kadar beni cesaretlendiriyordu. Başkasını gözümün önünde öpmesinin intikam hırsı dürtüyordu aklımı.

"Düzgün dur." diyerek bileğimin üzerinde baş parmağını tüy haifliğinde gezdirip elini geri çekti.

"Ne yaptım sanki?" dedim hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi dudaklarımı büzüştüretek.

Araba taşlık ve izbe bir yol ortasından ansızın fren yaparak durduğunda yerimde biraz kaydım. Çet'in refleksle belime sarılan kolu olmasa kayıp gidecektim sanki.

Arbanın kapısı kayarak açıldı ve ben merakla olacakları setrediyorken arabadan ilk inen Çet oldu. Peşinden  Sezar da indiğinde tereddüt bırakıp ben de koltuktan kayarak inmiştim.

Herkes buradaydı.

Üç tane siyah büyükçe araba adeta üçgen oluşturarak durmuş ve bizi çemberleyerek kamuflaj oluşturmuştu.

Umursamaz bir ifadeyle kırıta kırıta yanımıza ilk gelen  Judith olmuştu. Elindeki kısa pala benzeri aleti kılıf gibi bir şeyin içerisinde döndürüp duruyordu. Siyah boyalı uzun tırnaklarından gözlerimi çekip kısaca ona  baktım ve sonra Çet'e.

İkisinin öpüşmesi yine ve yeniden aklımdaydı işte.

İstemsizce Çet'den uzağa attığım bir adım Çet'in yan bir bakış atmasıyla yarım kaldı. Kendimi toparlayıp diğerlerine döndüm.

"Planın çöktüğünü söylemeyin." diyen ilk serzeniş tahmin edersiniz ki Şapkacınındı.

"Söylemeyiz."diyerek göz devirdi Sezar. Kollarını göğsünde birleştirmiş ve burnundan soluyordu. Her zamanki gibi.

"Sıradaki nedir?" diye büyük bir soğukkanlılıkla olaya dahil olan Freddy oldu sivri görünen bıçağımsı bir aletle Judith gibi oyun oynuyordu. Fakat onda koruyucu bir kılıf yoktu. Parmaklarının arasında ustaca oynadığı keskin alete gözlerimi dikmiş dikkatle bakarken aksilik denilemeyecek bir hareketle avucunu kesti birden. Kasıtlı yapmıştı. Ama yine de yerimde irkilip ona doğru gitmem tamamen refleksti. Avucuna hızla yayılan kızıllık bana bir çok şeyi hatırlatarak inanılmaz rahatsız edici hissettirdiğinde tökezleyen adımımı devam ettirdim. Cebimden hızlıca çıkardığım mendili avucundaki yaraya ondan izinsiz hiçbir şey demeden sararken herkesin durup beni izlediğini düğüm attığımda fark etmiştim.

Başımı kaldırıp ilk Freddy ile göz göze geldim. Suratında ilk defa şaşkın bir mimik vardı ki bu beni gülümsetti.

"Dikkatli ol." dedim kısık sesle. Ve sonra arkamı döndüğümde herkes bana bakıyordu.

Bakışlarımı kaçırıp yerine sindiğimde Şapkacı bir kez daha ağlamaklı ifadesiyle "Lanet olsun, bonibon bünyem bir süikasti daha kaldıramaz." diye sızlanmıştı. Alice'in susması için dudaklarının arasına sıkıştırdığı sakızı çiğnemesiyle ise bir anda susmuştu.

Çet, kaşe kabanının iç cebimden çıkardığı katlanmış kağıdı oldukça ses çıkartarak açtığında bütün dikkati üzerine toplamıştı. Sağ tarafından biraz daha yaklaşıp A3 büyüklüğündeki kağıtta ne olduğunu anlamaya çalıştım. Krokiye benziyordu.

Bazı noktalar çarpı ile işaretlenmiş ve bazıları da daire içerisine alınmıştı. Burası neresi bilmiyordum ama oldukça büyük bir binanın krokisi olmalıydı. Yalnızca bir kat da yoktu üstelik.

"Ben burayı alıyorum. Araçta AVM var mıydı?" diyen Sezara şaşkınlıkla baktım. Ben henüz haritayı ve amacı anlamamışken o kendine konum ve silah mi seçiyordu? Ayrıca sahiden elinde bir keskin nişancıyla onu hayal edemiyordum.

Çet başını kaldırmadan onu sessizce onayladı ve Sezar çemberden ayrıldı.

"O zaman diğer keskin nişancı benim." dedi Şapkacı morali bozukmuş gibi. Ki bozuktu da. "Tünelde buluşuruz çilekli sakızım." diye Alice'e hitaben konuşarak dudaklarına bir öpücük kondurup çemberden ayrılmasını izledim öylece.

Freddy, Judith, Çet ve ben kalmıştık. Ha bir de Alice.

"Kameralar, sinyal kesiciler, miktafonlar ve telsizler de sende Alice." dedi Çet. Ve Alice de arkasını dönüp bizden uzaklaştı.

Sanırım ne olduğunu anlamayan tek kişi bendim. Hala.

"Sen," dedi Çet, Freddyy'e bakarak. "Ondan gözünü ayırma." Başıyla beni işaret ettiğinde Kaşlarım çatıldı. Freddy bana gözcülük yapacaksa, bu Çet gelmiyor demek miydi?

"Ben yangın merdiveninde olacağım." dedi aklımdan geçeni okumuş gibi. "İçeride fazla kişi olması riskli olur. Sen çocuğu alacaksın. Asansör boşluğundan tırmanıp çatıya çıkacaksın. Judith orda olacak. Çatıdaki helikopter ile kaçacaksınız."

Bana bakarak tane tane tüm planı anlattı ancak şüphelerim yok olmamıştı. Çet ve Freddy yer değiştiremez miydi?

"Çocuğun burda olduğuna nasıl emin olduk? "diye sordum. Haritada büyük çarpı ile işaretli olan alana bakarak.

" İstihbarat. "dedi kısaca.

" Paki ya o? "dedim başımla Freddy'i işaret ederek." Ben tırmanarak çıkacağım ama o içeride mi kalacak? "

" Küçük çaylak benim tırmanma becerilerime güvenmiyor mu? "diye Freddy tarafından alaya alındığımda dudak büktüm.

İstemsizce Freddy'nin koca cüssesini süzdüğümde,"Hayır." dedim çekinmeden.

Freddy güldü. Sivri dişlerini ortaya çıkararak gülümsemesi bile ürkütücüydü adamın. "Ben de senin dövüşebileceğine inanmıyorum. O zaman herkes işini yapsın." diyerek bana daha da sorgulayacak bir şey bırakmadığında yutkundum.

Evet, şuan ödüm patlıyordu.

***

Küçük bir ısınma bölümü olsun dedim :')
Şu kaosu atlatırsak aklımda daha romantik ve Çet' in kıskançlıktan kudurduğu eğlenceli sahneler var.
Umarım yazabilirim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Maça Ası ve Sinek Valesi - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin