Sinemler'in evinde bizi Semra Teyze karşıladı. İçerideki sarma kokusunu alabiliyordum. Sinem geleceğimi haber vermiş olmalıydı.
"Ne gerek vardı Semra Teyze."
"Yiyin kızım yiyin. Bende gideyim annenle laflayım azıcık. Sinem ben Züleyha teyzene gidiyorum uslu durun." diye seslendi Sinem'e. O çıktıktan sonra hemen dolmalara saldırdım. Sinem odaya geldiğinde
"Oha kızım üstünü değişseydin" dedi gülerek.
"Çıkardım eşorfmanları ,yatağımın üstünde giyde gel."
Hızlı adımlarla Sinem' in odasına gittim. Odası benimkinden daha büyüktü ve daha kaliteli bir yatak odası takımı vardı. Bu Kemal Amca'nın müteahhit olmasından kaynaklanan bir lükstü tabi. Siyah bol eşorfmanı ve pembe adidas tişörtü üstüme geçirdikten sonra Sinem'in yanına gittim.
"Hemen neler olduğunu anlatıyorsun" dedi Sinem meraklı bir şekilde.
"Sanırım bugün Çağdaş ve Şeyma'yı tuvalette öpüşürken duydum."
Suratına bakınca herhangi bir şaşırma belirtisi görmedim. Büyük bir öfkeyle
"Biliyor muydun ?! Şeyma ve Çağdaş'ın beraber olduğunu?"
"Saçmalama Hazal. Bugün Çağdaş Can'a anlatmış. Can'da bana söyledi."
Bozulduğumu çaktırmayarak konuşmaya devam ettim.
"Çok canım yandı Sinem çok. Ben onu sevdim. O ise sabah bana göz kırpıp, öğlen Şeyma ile yiyişiyor. Şeyma ve benim aramdaki düşmanlığı biliyor. Ben onu nasıl sevdim? Şuan ondan nefret ediyorum."
"Şerefsiz. Erkeklerin alayı böyle bro. Takma, doldurayım bir çay içelim güzelleşelim." dedi gülerek ve mutfağa kalktı. Bir tepki vermedim. Bende peşinden gittim.
"Daha sonra bahçeye çıkıp ağladım."
"Beni neden çağırmadın?"
"Bırak şimdi onu. Yeni gelen tarih hocası, Poyraz, onunla kavga ettim."
"Ne?! Yakışıklı olan mı?"
"Evet, ters ters şeyler söyledi ve bende bayağı atarlandım. Daha sonra derse girdiğinde beni geçirmeyeceğini söyledi."
"Sıçmışsın kızım."
"Sağol Sinem ya." derken çayımı aldım ve odaya gittim. Peşimden gelirken
"Ya Hazal kusura bakma. İstersen Can'a söyleyeyim sıkıştırsınlar okul dışında yakışıklıyı" dedi gayet ciddi bir tavırla.
"Saçmalama Sinem."
Daha fazla konuşmadık ve televizyon izledik.
Saat 21.30 olduğunda artık kalktım. Okul kıyafetlerimi bir poşete koyup çıktım evden.
Eve doğru giderken canım çikolata çekti ve bakkala indim. Bakkalden çıkarken Yumuk Göz'ü köşeyi dönerken gördüm. Merakıma yenik düşerek peşine takıldım. Üstünde siyah kot pantolonu, siyah spor ayakkabıları ve siyah deri ceketiyle bizim altımızdaki siteye girdi. B1 bloğuna. Demek burada oturuyordu. Tek başına mi oturuyordu acaba. Neyse bananeyse bundan.
Sabah uyandığımda dikkatimi çeken ilk şey Sinem'in yolladığı mesaj oldu.
"Canım ben okula Can'la gidiyorum. Kusura bakma sürpriz yaptı. Seni seviyorum"
Gerçekten sorun değil...Üstümü giydim. Saçım biraz kısa olduğu için sadece taramam yetiyordu. Annemle kahvaltı yaptıktan sonra onu öpüp evden çıktım.
Okula girdiğimde Sinem' i veya Can'ı göremedim. Büyük ihtimal sınıfta vakit geçiriyorlardır. Kulağımda tanıdık bir ses duydum.
"Bir daha birini takip ederken daha dikkatli ol, ufaklık"
Kafamı çevirdiğimde Yumuk Göz sırıtarak bana bakıyordu. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim.
"Şey bbb-ben sizi takip etmiyordum hocam. Ben..."
Ben daha bir bahane bulamadan yanımdan rüzgar gibi geçti. Geriye kalan benim kızarıklığım ve onun deniz-nane karışımı huzur veren kokusu olmuştu. Hangi parfümü kullanıyordu bu adam?