Bölüm 1: PILOT

2.1K 66 5
                                    

Yeni okulumda ilk gün, hayatımda bembeyaz bir sayfa açtığıma inanıyordum. Nihayet beni kimsenin tanımadığı, arkamdan dedikodular yapamayacakları, birbirlerini bana karşı kışkırtamayacakları, beni dışlayarak bana karşı cephe alamayacakları, yüzüme gülüp arkamdan kuyu kazamayacakları bir yerdeydim.

Kıskanılmak... Ukalalık olarak almayın, berbat bir duygu bu. Kıskanan insan çekemez, sürekli komplolar kurar kıskandığı kişiye. Bu nedenledir ki "arkadaş" tanımı, "düşman"la aynı anlama gelmeye başlamıştı kafamda.

"Okulun en popüler kızı olmalıyım."

Bahçedeki bankta oturmuş, basketbol oynayanları izlerken aklımdan geçen cümle buydu. Tek yapmam gereken, özgüvenli bir kız rolü yapmaktı.

"Merhaba, yeni gelen kız sen misin?"

Kıvırcık saçlı bir kızdı. Çok güzeldi fakat kıyafetleri, diğer kızların giydiklerine benzemiyordu. "Tam da bana benzeyen bir kız!" diye düşünerek canım sıkıldı. Popüler olmayan kızları çekiyor gibiydim. Oysa onlardan biri olmak için bu kızlardan uzak durmak şarttı!

"Evet. Adım Nazlı. Ya senin?"

"Duygu. İstersen sınıfa çıkabiliriz, Nazlı!"

"Benim karnım acıktı. Kantine gidelim mi?"

"Teşekkür ederim, ben aç değilim."

Lanet olsun, bu kızın kesinlikle sosyal olmak gibi bir amacı yoktu. Derin bir nefes verip kafeteryaya girdim ve sıra beklemeye başladım.

"Ferman!"

Önümdeki çocuk, dönüp seslenene baktı. Kalbim hızla çarpmaya o sırada. Allah'ım, bu ne yakışıklılık! diye düşünüyordum. Çok uzun boyluydu. Siyah saçlarla mavi gözlere sahipti. Ve Ferman, sanki sırayı beklemiyormuşçasına kantinden çıktı gitti. Ben de sandviçimi alıp karmakarışık duygularla kantinden çıktım. Sınıfa gidene kadar onu kemirmeye başladım. "Ferman... son sınıflardan biri gibi görünüyor."

Ayaklarım beni pencereye sürükledi. Tam tahmin ettiğim gibi, Ferman bir bankın üzerinde oturmaktaydı. Hangi ara aldığını anlayamadığım sandviçi elinde, basketbol oynayanları izliyor gibiydi. Neden olmasındı? Sonuçta o tahmin ettiğim gibi lise sonsa, bu okulda birlikte geçireceğimiz bir koca yıl vardı, ben bu bir yıl içinde onun hakkında neler neler öğrenirdim, kim bilir ona açılmaya bile cesaret ederdim!

"Hey, Nazlı, sana diyorum!"

Duygu bana gülümsüyordu.

"Ah, Duygu! Seslendiğini duymamışım."

"Ders başlamak üzere, sınıfa girelim mi?"

"Olur, tabii."

Bunları söylerken gülümsemeye çalıştım ama o an Duygu'yu beni bu büyülü andan kopardığı için boğabilirdim.

Çok kısa oldu farkındayım. İlerleyen bölümler daha uzun olacak ve görsellerle desteklenecektir. Kısa olduğu için edebi bakımdan da çok güçsüz bir hikaye izlenimi yarattığım bu pilot bölümü beğendiyseniz, okumaya devam etmelisiniz. Çünkü söz veriyorum, gelecek bölümler bu kadar "yetersiz" hissettirmeyecek...

💙BERHAYAT LİSESİ🔚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin