Bölüm 17: Yıldızlar

460 56 9
                                    

Resimler temsilidir. Aşağıdaki müzik önerisi, sizin çok iyi bildiğiniz bir müzik... Sahneye çok iyi gider diye düşünüyorum, keyifle dinleyebilirsiniz.

Nazlı'nın Bakış Açısı:

"Sen de kimsin?"

"Bir hayranın," diye bir cevap verdi, Instagram'daki bu şahıs. Offf, hayır! diye içimden geçirdim. Demir'den sonra bir yeni hayranı daha çekemezdim! Rumuzu ŞÜŞ_ZEZE... hiçbir çağrışım yapmıyor. Olsa olsa bir şakaydı bu, Açelya'yla dost olduğumuzdan beri okulda da çok düşmanım yoktu ama yine de bu eşek şakacısını kendi oyununa getirmeliydim.

"Öyle mi, neden tanımadığım bir kişiyle konuşacakmışım ki?" diye bir cevap attım.

"Ama mesajımı açtın," dedi. "Güvenmiyorsan açmayabilirdin."

Seni akıllı seni... Ona gözlerini deviren emoji'yi gönderdim.

"Aslında beni tanıyorsun," diye bir cevap geldi bunun üzerine. "Çok yakınız. Ama benim bir engelim var önümde işte. Engeller sıradağlar olmuş duruyor aramızda..."

Allah'ım, bir eşek şakası olmak için çok romantikti. Bir dakika, diye düşündüm hemen. O da benim öyle düşünmemi isteyen birisi! "Bu tuzağa düşme Nazlı," dedim kendime.

"Araya sıradağlar koyduysam üzgünüm," diye bir cevap yazmaya koyuldum. "Belki de benim suçum değildir bu, belki sıradağları isteyerek koymuyorum, belki çevreme ördüğüm duvarlar onlar sadece."

Beş dakika mesaj gelmedi. Şimdi meraklandırma faslına mı geçmiştik? Ama onun oyununa asla gelmeyecektim, o yazana kadar bekledim. Nihayet,

"Bu gece yıldızlara baktın mı?" diye bir mesaj geldi. "İşte sen, yıldızların da yukarısında bir yerlerdesin benim için. O yıldızları üst üste koyup sana ulaşmak zor değil, inan bana. Ama bunu yapınca elime ne geçecek? Sen de sevecek misin beni seni sevdiğim gibi?"

Koşup pencereden yıldızlara baktım, hakikaten de her zamankinden parlaktılar.

"Ben oradaki Ay'ım," diye yazmaya koyuldum. "Yapayalnızım, yıldızlar gibi takım halinde dolaşmıyorum gökyüzünde."

"Ay yıldızlardan daha güzel zaten."

Daha fazla sürdürmedim, daha fazla dijital kanıt bırakmak istemiyordum geride. Okula geri döndüğümde, okulun duvarlarına asılabilirdi bu mesajlaşmalar. Ama, hayal etmemek elimde değildi. Ya ciddiydiyse? Ya karşılıklı ve büyük bir aşk beni bekliyorduysa?

Yatmak üzereyken bana mesaj geldi. Allah'ım, hiç rahat bırakmayacaktı değil mi bu hayran? Telefonu elime alıp karşılaştığım isimle şaşkınlığa uğradım. Ali mi? Gece gece önemli bir mesaj olmalıydı.

"Biliyor musun Nazlı, yarın hava yirmi derece," yazıyordu.

"Tüh," diye yazdım. "Ocak'ın ortasında böyle bir hava..."

"İklim değişiklikleri konusunda duyarlı olmana sevindim..." yazdı. "Ama yarın buz patenine gitmeyi düşünüyoruz." Dayanamayıp onu aradım:

"Kimler kimler geliyor?"

"Ferman abim... Beliz ablam..."

"Başka?"

"Açelya... Demir... en iyi arkadaşım."

"Eee, peki şey..."

"Ney?"

"Kemancı kız da geliyor mu?" diye saçımı kıvırdım.

"Hangi kemancı kız?"

"Kaç tane kemancı kız var Ali?" dediğimde sesim biraz sert çıktı.

💙BERHAYAT LİSESİ🔚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin