1.0

1K 61 64
                                    


"Bırak kendini hadi bana gülsene

Unut geçmişi üzerini örtsene"

Tuhaf bir hafta geçirmiştik; aynı evde uyanmış, beraber kahvaltı etmiş, karşılıklı koltuklarda yatarak tembellik yapmış ve akşam olunca da aynı bara gitmek için evden çıkmıştık. Eve döndüğümüzde de uzun geçen bir gecenin ardından yan yana uyuya kalmıştık.

Yine bir akşam ben bar tezgahına geçerken sen de yine tezgahın önündeki sandalyeye oturmuştun.

Sana sormadan hep içtiğin kokteyli vermiştim, teşekkür ederek almış ve içmiştin. Yine barda az insan vardı.

Barda olan birkaç müşteriye bakarken bar sahibi yanıma gelmişti. Arkamı döndüğümde onu görmüştüm.

"Bay Snape, merhaba."

Kafasını sallayarak beni selamlamıştı, "Merhaba Malfoy."

Gözlerimle dans pistini taramıştım sanki birşey ararmışçasına. "Bay Snape, birşey soracaktım."

"Buyur," demişti bana merakla.

"Az insan var, acaba şey, biraz mola vererek dans edebilir miyim?"

Onaylayarak kafasını sallamıştı. "Bir saat izin yap, maaşından düşerim."

Hızlıca kafamı salladım ve teşekkür ederek yanına dönmüştüm. "Kuzgun kalk," dedim heyecanla.

Kokteylinin son yudumunu içerek baktın bana. "Ne oldu?"

"Dans edeceğiz." Barmen önlüğünü çıkararak bar tezgahının arkasından çıkmış ve kolunu çekeleştirerek seni piste sürüklemiştim.

Elimi beline yerleştirmiş ve seni dans ettirmeye başlamıştım. "Kendini bana bırak, hadi biraz gül."

Şaşkınlıkla beni izliyordun, fazla güzeldin. Güzel diye bir kelime olmasa bile sana güzel derdim. Sana 'Güzelim' diye hitap etsem çok tuhaf kaçar mıydı? Güzeldin, ama benim değildin.

Bir süre sonra alkölün de etkisi ile kendin dans etmeye başlamıştın. Zaten az olan insanların arasına karışmış ve dans ediyorduk, ikimiz de kötü dans etsek bile bu keyifliydi.

Sonra etrafından dönmekten sendelemiştin, ben de seni düşmeden tuttum. Koluma tutunup bana baktın, gözlerin parlıyordu ve gülümsüyordun.

Bakışların arkama takıldı ve sinirle arkama bakmıştın, adamı ilk bakışta tanımıştım. Barda dövdüğün adamdı.

Kollarımın arasından çıkarak çocuğun üstüne yürümüştün hızla. "Buradan. Siktir git. Cedric." Demiştin kelimelerin üstüne basa basa.

Cedric seni aldatan çocuktu, buradaydı ve çok yumruklanası duruyordu. Senin ona yumruk atmanı dilemiştim.

"Harry'm, affet beni. Ben bir hata-" Tak. Yumruk attın.

Birkaç adım geriye çekildi. "Çok pişmanım-" onu yere ittirip üstüne çıktın ve yumruklamaya devam ettin. Ne kadar seni ayırmak istemesem bile zorla Cedric'ten ayırdım. "Değmez."

Korumalar yanımıza geldi ve seni götürmeye çalıştılar, seni daha sıkı tutmuştum. "Bu orospu çocuğu adam, sevgilime kötü yakıştırmalar yaptı. Bizi değil onu atmak zorundasınız."

Cedric inkar etse bile sende beni kafanı sallayarak onaylayınca onu yaka paça dışarı attılar.

Kucağıma yerleştin ve kafanı omzuma yaslamıştın. İlk kez başka bir sebep olmadan birbirimize bu kadar yakındık.

"Teşekkürler, ama keşke biraz daha dövmeme izin verseydin." Dedin yorgun bir sesle. İkimizin de neşesi kaçmıştı.

"Dövmeni bende isterdim ama darp raporu ile şikayetçi olabilirdi. Hem, geçmişe sünger çeksen daha iyi olmaz mı?"

Kafanı omuzumda hareket ettirerek yerine daha çok yerleşmiştin. "Belki onu affederim," dedin üzgünce.

Elim ile saçlarını okşamaya başladım. Diyebileceğim birşey yoktu.

Pardon, Tanışalım Mı? /DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin