(Smut!)+(TopDraco!)+(BottomHarry!)
'Pardon, artık bu sefer son
Deyip deyip barışalım mı?'
Minik düğünümüz bittiğinde Weasley ailesi Scorpius'u bir haftalığına almayı kabul etmişti. Balayına gidecektik ve Scorpius'u da yanımıza almak istesek bile yalnız kalmamız gerektiğini söyleyerek onu yanımıza almamıza izin vermemişlerdi.
Düğün sonrası parti devam ederken biz bavullarımızı alarak evden çıkmıştık. Şoför koltuğuna oturmuştum, sen de yanıma oturmuştun. Arabayı hızla havalimanına sürüyordum. Ellerim direksiyonun üstünde titriyordu.
Elini titreyeren elimin üstüne koyarak sıkmıştın. Gülümseyerek sana bakmıştım. Parmaklarımızı birbirine kenetleyerek senden güç almıştım. Sessiz desteğin hala süren heyecanımı bastırmama yardım ediyordu.
Havalimanına geldiğimizde arabadan inmiştik. Hızla birkaç işi halletmiştik, ne ara olduğunu anlamadan uçağa binmiştik bile. Elini hala bırakmamıştım.
Hostesler gezinmeye başlarken elini tutup tüm parmaklarına öpücükler kondurmuştum. En çok oyalandığım parmağınsa yüzük parmağındı. Gümüş yüzüğün olduğu parmağının her yerine öpücükler kondurmuştum.
Gülümseyerek beni izlemiş ve çenemi kaldırarak dudaklarıma minik bir buse kondurmuştun.
Biz konuşmadan birbirimizi aşkla ve sevgi ile izlerken hostesler gelip kemerlerimizi takmıştı. Uçak havalandıktan sonra da çıkarmıştık. Hemen aramızdaki kol koyma yerini aşağı indirmiş ve göğsüme yatmıştın. Kulağını tam kalbimin üstüne koymuştun.
Gülümsemeyi bırakmadan seni daha çok kendime çekmiştim. Yolculuk bitene kadar konuşmadan sarılmıştık.
İkimiz de şuan evliliğimizin ilk saatlerinin keyfini çıkarıyorduk.
Yolculuk bittiğinde uçaktan inerek Madrid'in temiz havasını içimize çekmiştik. İkimizde nedensizce Madrid'e gitmek istediğimiz için bu konuda kavgamız olmamıştı. Zaten hiçbir konuda kavgamız olmuyordu.
Bavullarımızı bırakmak ve dinlenmek için otele gitmeye karar vermiştik. O sıralarda zaten güneş batmak üzereydi. O günü birbirimize ayıracaktık.
Otele girdiğimizde işlemleri hallederek odamıza çıkmıştık. Anahtarla kapıyı açarken bile ellerim titriyordu. O odaya iki eş olarak girecektik.
Sonunda kapıyı açtığımda içeri girmiştik. Bavulları kenara bırakmıştık. Dinlenmek istiyorduk ama daha çok istediğimiz birşey vardı. Bu yüzden valizlerle işimiz bittiği gibi yakalarını tutarak dudaklarımızı birleştirmiştim. Ellerim hemen kalçana yerleşerek seni kendime daha çok çekmemi sağlamıştı. Ön taraflarımız birbirine sürttüğünde ikimizde boğukça inlemiştik.
Dudaklarımızı ayırıp alnımı alnına yaslamıştım. "Seni seviyorum kocacığım." Demiştim sırıtarak.
Dudaklarıma minik bir öpücük kondurarak geri çekilmiştin. "Bende seni seviyorum güzelim, sevgilim, sarışınım, canım, ruhum, eşim, kocacığım."
Dudaklarımı tekrar arzu ve sevgi ile birleştirdiğimizde ellerim beyaz gömleğinin üst düğmelerine gelerek açmak yerine çekerek koparmıştı.
Gülümseyerek ayrılmıştın. "Hırçınsın."
"Her zaman."
Dudaklarımız büyük bir uyumla tekrar birleştiğinde sende aynı şekilde gömleğimin düğmelerini koparmıştın. Ellerimiz sanki ilk kez dokunuyormuş gibi birbirimizin vücudunda geziniyordu.
Ben boynuna inerken sen pantolon kemerimi yere atarak pantolonumu indirmiştin. Bacaklarımı sallayarak pantolonu çıkardığım gibi ellerimi kalçalarına götürerek seni kucağıma almıştım ve doğruca yatağa götürmüştüm.
Üstünde yerini alırken hemen seninde pantolununu çıkarmış ve yere fırlatmıştım. Vücutlarımız ahenkle birbirini yeniden ve en başından tanırken ben pembe dudaklarını tadında boğuluyor ve en güzel nefessizliği yaşıyordum.
Dudaklarından ayrılıp sana bakmıştım. Pembe dudakların öpülmekten daha da pembeleşmişti ve hafif bir şişlik vardı. Altımda seni o halde gördüğümde tek isteğim senin içini keşfedebilmekti. Bunu gözlerimden de belli etmiş olmalıydım ki kollarını boynuma dolayarak beni daha çok üstüne çekmiştin. "İçime gir, lanet olsun seni içimde hissetmek istiyorum Malfoy." Demiştin sabırsız bir şekilde.
Daha önce hiç altta olmak istememiştin. Fazla dominant biriydin ama evlendiğimiz için böyle hissettiğini biliyordum çünkü bende öyle hissediyordum. Bu yüzden seni onaylamak adına yine dudaklarımızı birleştirmiştim.
Üstümüzdeki kıyafetler birer birer yerde yerini alırken ben komodinden kayganlaştırıcıyı alarak seni genişletmeye başlamıştım. Çok dardın ve parmaklarımı saran sıkı duvarların bile beni delirtebilirdi.
Kendini fazla kastığın için rahatlayamıyordun, bu yüzden yüzüne eğilerek tüm suratına öpücükler konduruyordum. Yeterince genişlediğine emin olunca parmaklarımı çıkararak kasılıp gevşeyen deliğine bakmıştım.
Eğilerek dilimi deliğinin etrafında gezdirmiş ve içine itmiştim. Dilime kayganlaştırıcının ekşi tadı gelse bile senin tadın daha baskındı. Derin inlemen kulaklarımı doldurduğunda sesini daha fazla duymak istediğim için penisini okşayarak hızlıca çekmeye başlamıştım. Tam da istediğim gibi sesin odayı doldurduğunda kendime dokunma isteğimi zorlukla bastırmıştım. Adeta dağılmıştın ve hepsi benim sayemdeydi.
Bu zevki daha önce hiç tatmadığın için elime boşalman çok uzun sürmemişti. Elime gelen spermlerini yutarak doğrulmuş ve izin istercesine gözlerine bakmıştım. Arzudan ve zevkten kısılmış, bayık bakan gözlerinde daha fazla zevk isteyediğini görmüştüm. Bu penisimi içine ittirmeme yetmişti.
Sıkı duvarlarında yavaşça ilerlemeye başladığımda aniden zevk noktana vurarak acı yerine zevki hissetmeni sağlamıştım. Acıyla inlediğinde ise hareket etmeyerek rahatlaman ve alışman amacıyla bel gamzeni okşamaya başlamıştım.
Kalçanı hareket ettirmeye çalıştığında seni belinden yatağa bastırarak hareket etmeni engellemiştim. "Bu gece tüm iş bende, sen sadece zevk alacaksın güzelim." Ardından geri çekilerek tekrar zevk noktana vurduğumda ağzından acı dolu bir inleme değil, bariz bir zevk inlemesi dökülmüştü. Böylece kendimi dizginleme planım suya düştüğü için içinde hızlıca hareket ediyordum.
Son iradem ilk seferin olduğu için canının acımamasını sağlamak istiyordu ama beni sıkıca saran sıcak duvarların ile ağzından dökülen adımla-yani soyadımla inlemelerin beni zor duruma sokuyordu.
Yine sertleşmiş penisini eş zamanlı çekmeye başladığımda odayı inletecek şekilde çığlık atmış ve tutunmaya birşey aramıştın, en sonunda kolumu tırnakladığında bende inleyerek daha da hızlanmıştım.
Bacakların zevkten titremeye başladığında bende soyadını sayıklayarak içine boşalmıştım. Benim hemen ardından sende geldiğinde içinden çıkarak yanına yatmış ve yine göğsüne sokulmuştum. Birbirine dolanmış bacaklarımız yüzünden hala titrediğini hissedebiliyordum.
Nefeslendiğinde sırıtmıştın. "Galiba artık ilişkimizin yeni Bottom'u benim."
Sahte sinirle dudak büzerek sana orta parmağımı göstermiştim. "Çok beklersin Potter."
Üstüme uzanarak çenemi tuttuğunda susmuştum. Yüzünde mizahşör bir sırıtma vardı. "Bence çok beklemem."
Dudaklarımız birleştiğinde seni iyice sararak tamamen üstüme yatmanı sağlamıştım. Sana sahip olduğum ve artık evlendiğim için çok şanslıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon, Tanışalım Mı? /Drarry
Fanfiction(Smut!)+(TopHarry!)+(BottomDraco!)+(TopDraco!)+(BottomHarry!) Sarışın Kuzgunu görür ve onunla tanışır. 'Pardon Tanışalım mı?' Şarkısından esinlenilmiştir. 24.02.2021 / 09.03.2021