(TopHarry!)+(Smut!)'Pardon tanışalım mı?
Tekten bir çift olalım mı?'
Biraz daha eskiye mi dönsek?
Bir yıllık aradan sonra sen bize taşınalı iki buçuk ay bile olmadan annem ve babam ile konuşup Scorpius'un iki gün onlarda kalmasını sağlamıştın. Bahane olaraksa aşk tazelememiz gerektiğini söylemişsin.
Sabah kalktığımda annemle babamın sesini duyuyordum ama birkaç saniye sonra kapı kapanarak sesler kesilmişti. Birkaç saniye sonra da yatağın diğer tarafında bir çökme olmuştu. Gelip bana arkadan sarılmıştın.
Huzurumun kollarındayken uyku baskın gelmişti ve yine uykuya dalmıştım. Saat öğlene gelirken ise üstüne çıkmış bir şekilde uyanmıştım.
Beni izliyordun, uyandığımı gördüğünde burnuma bir öpücük kondurmuştun. "Günaydın güzelim," demiştin mutlu bir şekilde.
Esnemiş ve elimi ağzıma kapamıştım. "Günaydın, Scorpius uyuyor mu? Çok zorluk çıkardı mı sana?" Diye oğlumu sormuştum hemen.
Gülümsemiştin. "Bugün Scorpy'i dert etme. Onu Cissy annem ve Lucius babam malikaneye götürdü. Bugün izin günümüz." Demiştin. Evet, onlara anne ve baba diyordun.
Endişeyle doğrulmaya çalışmıştım hemen. "Bebek bezleri tam mı? Yedek kıyafet verdin umarım. Mamasını çok sıcak vermesinler. Huysuzlanırsa hangi şarkıyı açacaklarını biliyorlar mı? Ya uyuyamazsa-" sonra beni öperek susturmuştun.
Anında gözlerimi kapatarak sana karşılık vermiştim. Scorpius'u gözümün önünden ayırmama isteğim aniden silinmişti. Üstümde çok büyük bir etkin vardı.
Öpücüklerini boynuma indirdiğinde yalnız kalma isteğinin nedenini anlamıştım. Bunu bir süredir bende düşünüyordum ama hadi yarın, hadi ondan sonraki gün diyerek erteliyordum. Oğluma çok düşkündüm.
Boynumu hareket ettirerek sana daha çok yer açmıştım. Boynumu baştan aşağı öptüğünde öpücüklerin kulağımın arkasına doğru yönelmişti.
Elimle yakanı çekiştirdiğimde beni altına alarak tişörtünü çıkarmıştın. Vücudunu süzmem için biraz zaman tanımıştın.
Sanki daha çok kaslanmış, daha seksi olmuştun. İyi ki tişört icat edilmişti çünkü tanrılara benzeyen vücudunu kimse görmesin istemiştim o an.
İşaret parmağımı hafifçe yalamış ve boydan boya göğsünde gezdirmiştim. Yüzüne bakmıyordum. Tek odağım kaslı vücudundu. Belki gözlerine baksam arzu ile siyahlaştığına şahit olurdum.
Parmağım ile turum bittiğinde tekrar yaladım ve sırıttım. "Ben açım..."
Bacaklarımı kendi beline dolamış ve beni incelemiştin. Bol tişörtümden gözüken köprücük kemiklerime baktığında gözlerinin parladığını görmemiş, adeta hissetmiştim. "Bende açım, seni yiyebilir miyim?"
Kıkırdamış ve seni ensenden tutarak daha çok üstüme çekmiştim. "Sana özel yapılmış leziz bir yemeğim."
Hızlıca tişörtümü çıkarmış ve kelimenin tam anlamı ile köprücük kemiklerimi yemeye başlamıştın. Isırıyor, öpüyor, emiyor, yalıyor ve nefesini üflüyordun. Bense altında kıvranıyordum. Zayıf noktamın köptücük kemiklerim olduğunu biliyordun.
Yavaş yavaş aşağılara doğru indiğinde bende pijama altını hızla çıkarmıştım. Sende hareketlerini hızlandırarak öpücüklerini karnıma doğru yönlendirmiştin. Hızlanan nefeslerimi hala hatırlıyorum.
Ne ara ikimizin de tamamen çıplak kaldığını anlamamıştım bile.
Parmaklarını dudaklarıma sürtmüştün. "Yala güzelim."
Ben parmaklarını ıslatırken eğilerek dilini deliğimde dolaştırmaya başlamıştın. Dilini içime soktuğunda belim yay gibi gerilmişti ve seslice inlemiştim.
İçimde dilinin hareketleri devam ederken kendimi kontrol etmek amacıyla ağzımdaki elini tutmuş öyle yalıyordum.
En sonunda dilini çıkardığında derin nefesler alarak rahatlamıştım ama dilinin yerini hemen parmakların almıştı.
İlk başta birincisini içime ittirmiştin, sonra ikinci parmağı da içime ittirerek makas hareketleri ile beni genişletmeye başlamıştın. Boştaki elinle de penisimi çekeleştiriyordun. İki taraflı zevkle inlemelerimi tutamıyordum artık.
Belimi hafif kaldırarak parmakların prostatıma geldiğinde aniden gelen zevkle titreyerek çığlık atmıştım.
Ben gelmek üzereyken yeterince genişlediğime karar vererek parmaklarını çıkarmıştın. Parmaklarının yerini ise bu sefer hemen penisin almıştı.
Uzanıp elini tutarak parmaklarımızı birbirine kenetlemiştim ve diğer elimle de terli saçlarını yüzünden çekmiştim. "Harry," demiştim arzu ve biraz da sevgi dolu bir sesle. Bu bir nevi onaydı
Hafif ilerleyerek yavaşça içime girmiştin. İkimizinde nefes alışverişleri hızlanmıştı. "Soyadımı söyle."
"Harry sen- ne?" Demiştim şaşkınlıkla.
Biraz daha ilerleyerek parmaklarını kasıklarımda dolaştırmaya başlamıştın. "Soyadımı söyle, Malfoy."
"Har-" tamamını sertçe içime ittirdiğinde kelimem inlerken yarıda kalmıştı. Hareket etmeden öylece duruyordun.
Kalçamı sana doğru bastırmıştım. "Hareket et, Pottah."
Sırıtarak yavaşça hareket etmeye başlamıştın. Canımı yakmak istemiyordun, bu yüzüme bıraktığın öpücüklerle belli oluyordu. Ama unuttuğun birşey vardı, o da seks sırasında doyumsuz olduğumdu.
Kalçamı ittirerek yavaş ritimi bozmuştum, bu ikimizi de seslice inletmişti. "Lanet olası Pottah, yalvarmamı mı istiyorsun?"
Kalçamı sıkıca tutarak hareket etmemi engellemiştin. "Belki," demiştin sırıtarak.
Birbirine kenetli ellerimizi ayırarak omuzlarına yerleştirmiştim ve seni neredeyse üstüme yatırarak kulağına eğilmiştim. "Ah, Pottah. Beni sertçe becer. Buna ihtiyacım var, lütfen. Beni sana bağımlı hale getir sevgilim."
Dudağını ısırmış ve kollarımdan kurtularak hareketlerini hızlandırmıştın. Belimi yine hafifçe kaldırdığında prostatıma ulaşmış ve sert bir darbe bırakmıştın. Ben de kollarımı sırtına dolayarak sertçe tırnaklamıştım. O an, ben ertesi gün oturamayacağım için senin de sırtının tırnaklanması bana adil gelmişti.
Adeta hırlayarak mümkünmüş gibi daha da hızlanmış ve prostatıma hızlı vuruşlar yapmaya başlamıştın. Zevkten ağlamaya başlamıştım. Bunu hissetmeyeli bir yılı geçmişti. Özlemiştim. Seninle tek bir beden olup aynı nefesi ciğerlerimize çekmeyi.
Hızlanmana rağmen dudaklarımızı birleştirmiştin. Ellerimi saçlarının içinde gezdirerek birbirine daha çok karıştırsam bile umurumda değildi. Yaptığın her darbede saçlarını çeksem ve ağzına doğru inlesem bile ikimiz de şikayetçi değildik.
Hızını yavaşça düşürerek zevkten uyuşmuş prostatıma birkaç vuruş daha yapmıştın, sen titreyerek içime boşaldığında ben de senin ve kendi göğsüme doğru rahatlamıştım.
İçimden çıkarak yanıma uzandığında hemen kafamı göğsüne koyarak nefeslerimi düzene sokmaya çalışmıştın.
İkimizde biraz kendimize geldiğimizde sana sıkıca sarılmış ve kalbinin üstünü öpmüştüm. "Seni seviyorum Kuzgun'um."
Gülümsediğini görmekten çok hissetmiştim, çünkü anlarsın ya. Artık ne yaptığını bile görmeme gerek kalmayacak kadar tanıyordum seni.
Saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurmuştun sonrasında. "Ben de seni seviyorum Sarışın'ım."
Sonra birbirimize dolanmış bir şekilde uyumuştuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pardon, Tanışalım Mı? /Drarry
Fanfiction(Smut!)+(TopHarry!)+(BottomDraco!)+(TopDraco!)+(BottomHarry!) Sarışın Kuzgunu görür ve onunla tanışır. 'Pardon Tanışalım mı?' Şarkısından esinlenilmiştir. 24.02.2021 / 09.03.2021