1.3

891 68 190
                                    

"Pardon tanışalım mı?

Tekten bir çift olalım mı?"

Sabah kalktığımda uyandığım ortamı tuhafladığımı hatırlıyorum. Bu odada hiç yatmamıştım, hep kendi odamda uyurdum.

Birkaç saniye sonra da niye burada uyuduğumu hatırlamıştım. Seni odama yatırmıştım. Rahat etme diye misafir odasına yatmıştım.

Odadan çıktım, uyanıp uyanmadığına bakacaktım. Odaya girmeden mutfaktaki leziz kokuları duymuştum. Herhalde eve giren hırsız yemek yapmayacağı için de senin olduğunu anlamıştım.

Kokuyu takip ederek mutfağa girmiştim. Hafif bir ritimle olmayan müzikte dans ediyor ve tavadaki yumurtayı karıştırıyordun. Adım seslerimi duyduğunda kafanı çevirip bana bakmış ve gülümsemiştin. "Günaydın,"

"Günaydın, ellerine sağlık." Diye mırıldanarak masaya oturmuştum ben de. Birkaç dakika sonra pişmiş yumurtayı da masaya koyarak karşıma oturmuştun. "Senin için yaptım, iki tanesini yakmama rağmen bu güzel oldu gibi."

Yumurtadan bir çatal almış ve tadına bakmıştım. Tepkilerimi izlediğini görebiliyordum. "Güzel, ama tuzsuz olmuş."

Onaylayarak kafa sallamış ve bir tutam tuz atmıştın. "İlk yumurta yapışım, yani önceden hep dışarıdan sipariş ederdim. Bu ilk yemek denemem. Güzel olmuştur umarım. Yani... Öyle işte. Afiyet olsun."

Çatalı masaya bırakmış ve yüzüne bakmıştım. "Bana birşey söylemek istiyorsun." Demiştim ciddi bir şekilde. Dünle alakalıydı, gidecektin, anlamıştım.

Gergin bir şekilde gülmüştün. "Ne alaka? Şurda yemek yiyoruz sadece. Ne söyleyebilirim ki, hah."

Ciddi bir şekilde sana bakmaya devam etmiştim. En sonunda oflayarak çatalın ile yumurtayla oynamaya başlamıştın. "Dün... Cedric'le konuştum. Onunla yaşamaya karar verdim."

Yutkundum. Daha doğrusu yutkunamadım sadece çalıştım."Ben... Eşyalarımı toplarım." Masadan kalkmaya çalıştım, düşünmemiştim ne yaptığımı. Sadece masadan kalkmak istiyordum.

Beni bileğimden tutup oturtmuştun. "Draco, ev senin. Gidecek olan varsa o da benim."

Kafamı sallayarak onaylamıştım. "Doğru... Sen şey, gidebilirsin tabi. Seni zorla tutamam."

Kafanı sallayarak susmuştun, ama sessizliği bozan da sen olmuştun. "Bu geçirdiğim bir ay hayatımın en mutlu zamanlarındandı. Bana evini açtığın için teşekkür ederim. Dostluğunu unutmayacağım."

"Önemli değil, evin içinde bir hareket görmek bana da iyi geliyordu. Bu ikimiz için de iyi bir zaman oldu. Umarım mutlu olursunuz." Gülümsemiştim, gözlerindeki kırgınlığa anlam verememiştim ama galiba gerçekten mutlu görünmüştüm.

Yemeği sessizce yedik. Sonra misafir odasına giderek eşyalarını toplamıştın. Orada birkaç eşyan vardı zaten, kalanlar yatak odamdaydı. Hani, bir nevi evliydik ya. Galiba bu da boşanmamız oluyordu.

Sonra valizin ile kapıya dikilmiştin. "Draco, seninle yeni bir başlangıç yapmak isterim. İki samimi arkadaş olarak. Normal arkadaş." Elini uzatmıştın, yine.

Elini havada bırakmamış ve sıkmıştım. "Tabi, eğer ihtiyacın olursa beni her zaman arayabilirsin. Arkadaşlar böyle günler içindir."

Gülümsemiştin,  ama üzgündün. Neden?

Sonra evden gittin. Boğucu sessizlik ve mutlak yalnızlık başladı. Evin ruhu çekilmişti sanki aniden.

O akşam vardiya için bara erken gitmiştim. Gelmedin.

Pardon, Tanışalım Mı? /DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin