1.5

820 56 73
                                    


Pardon tanışalım mı?

Tekten bir çift olalım mı?

Üstünden bir yıl geçmişti. Oğlum Scorpius doğmuştu. Senden hiçbir haber alamamıştım. Astoria ise, doğumda ölmüştü. Oğluma yalnız başıma bakmaya çalışıyordum.

Annem ve babam onların yanına taşınmamı istemişti. Böylece hem onlar torunlarını daha rahat görebilirdi hem de ben işteyken ona göz kulak olacak birisi olurdu. Reddettim.

Scorpius büyüyene kadar babamla anlaşma yapmıştım, kendi ayaklarımın üstünde durup kendi kendime yetme planımı askıya almıştım çünkü bakmam gereken bir oğlum vardı. Scorpius 5 yaşına gelene kadar hiç çalışmayarak babamın gönderdiği para ile geçimimi sağlamam için anlaşmıştık.

O apartman dairesinden biraz daha büyüğüne taşınmıştım. Bardaki işimden ayrılmıştım, zaten dokuz ay boyunca gelmemiştin.

Scorpy üç aylıktı, ağlıyordu ama nedenini bilmiyordum. Kucağımda zıplatarak sakinleştirmeye çalışıyordum.

Zil çaldı. Scorpius susmuştu, ben de sustum. Tedirginlikle kapıya gitmiştim. Büyük ihtimalle rahatsız olan komşularımdan biri şikayet etmeye gelmişti diye düşünmüştüm.

Kapıyı açtım, Scorpius merakla bana bakıyordu. Ben donarak kalmıştım. Çünkü kapıda sen vardın.

Minik gözlüğün duruyordu. Hafif bir sakal bırakmıştın. Yüzündeki o çocuksu ama ciddi ifade kaybolmamıştı. İyi görünüyordun. Fiziksel açıdan iyiydin. Ruhsal açıdansa, galiba seni bir yıl boyunca görmediğim için seni okuma becerimi kaybetmiştim.

Gözlerin Scorpius'a takıldı. Sonra bana baktın. Gözlerimin içine. "Girebilir miyim?" Demiştin.

Kendimi toparlamıştım. "Tabi,"

İçeri girip koltuğa oturmuştun. Bende Scorpius'u beşiğine yatırmıştım. Ortamın garipliğinin farkına varmış gibi susmuştu.

İkimiz de birbirimizi inceliyorduk. O zamanlarda saçlarımı uzatıyordum, kendime pek bakmıyordum. Altımdaki kırmızı pijama ve kusmuk lekeli beyaz tişörtten utanmıştım.

Sen ise siyah bir pantolon ve kırmızı bir oduncu gömleği giymiştin. Hafif kirli sakalın yüzüne daha ciddi bir hava katmıştı ama gözlerindeki muzip parıltılar kaybolmamıştı. Spor tarzın daha klasikleşmişti.

İkimiz de birbirimizi inceledik. Sanki biraz sonra ikimizden biri kaybolacak gibi oturduk.

Bu sessizlik ve bakışma sanki bir ömür sürmüştü.

Pardon, Tanışalım Mı? /DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin