Elizabeth Lupin

Bölüm:7

Ertesi gün uyanıp alt kata indim.Harry erkenden Hogwarts'a geri dönmüştü.Sirius ve babam da hala uyuyorlardı.Ev cinimiz olmadığı için yemekleri kendimiz hazırlamamız gerekiyordu.Ben de kalktım ve en az Hogwarts daki kahvaltı masaları kadar güzel bir  kahvaltı masası hazırladım.Ben kahvaltıyı hazırlarken babam ve Sirius ta uyanmışlardı.Hemen masaya doğru yönelip, oturdular.Ben de yaptığım omlet i tabaklara koydum.Sirius çatalını omlete batırdı ve omletin tadına baktı.Omleti yemesi ve öksürmesi bir oldu. Babam,Sirius a bir bardak su uzattı.Sirius suyundan bir yudum aldı ve Bana  doğru dönüp konuşmaya başladı.

Sirius:
"Beth, bu omlet i doğru yaptığından emin misin? Sanki biraz şekerli olmuş."

Şekerli mi dedi o? Ama şeker koymadım ki.Hayır ya şimdi hatırladım.Tuz ve Şekeri karıştırmış olmalıyım ama bu konuda benim bir suçum yok suçlu kesinlikle babam sonuçta o aynı desenli kavanozlara koymasaydı ben de karıştırmazdım.Evet kesinlikle babam suçlu.Ben de omletin tadına baktım ve koşarak tuvalete gidip kustum.Sirius biraz demişti ama bu resmen bir kavanoz şeker dökmüşüm gibi tatlıydı.O dakika bir karar  aldım ve bir daha omlet yapmamaya karar verdim.Kahvaltı da yaşanan omlet faciasından sonra omleti çöpe atıp hiçbir şey olmamış gibi kahvaltımızı yaptık.Kahvaltıdan sonra babam ve Sirius işi olduklarını söyleyip dışarı çıktılar.Bu yüzden masayı toplamak bana kalmıştı.Masayı topladım ve yaşım yüzünden Hogwarts dışında büyü kullanmam yasak olduğundan muggle usulü bir şekilde elimle bulaşıkları yıkadım.Bir kaç tabak kırmam dışında gayet başarılı bir bulaşık yıkama girişimi olmuştu.Evle ilgili birkaç işi daha bitirdikten sonra şu sıralar en merak ettiğim konu olan TMR kişisinin kim olduğu konusu yine kafamı kurcalamaya başladı.Ben de hazır babam evde yokken bu konuyu biraz daha araştırmaya karar verdim.İlk olarak aramaya çatı katından başladım.En son çatı katına çıkışımda gözüme bir kaç kutu daha çarpmıştı şimdi o kutulara bakacaktım.
Çatı katına çıktım ve gözüme çarpan büyük bordo kutunun yanına doğru ilerledim ve kutunun kapağını açtım.Kutunun içinde birkaç tane eski Hogwarts ders kitabı, bir fotoğraf albümü ve lacivert rengi bir defter vardı.İlk olarak fotoğraf albümünü elime aldım.Klasik çapulcuların resimleri, Lily teyze ve annemin resimleri vardı.Gözümden bir damla yaş aktı.Göz yaşımı silip fotoğraflara bakmaya devam ettim.Bütün fotoğraflar çok ilgi çekiciydi ama özellikle ilgimi bir fotoğraf çekmişti.Fotoğrafta annem ve babam sarılmış karların üzerinde gayet mutlu bir şekilde oturuyorlardı.Buraya kadar her şey normal fakat arkadan onlara tiksinirmişcesine bakan üzerindeki cüppeden slytherin olduğunu anladığım bir çocuk vardı.Daha dikkatlice bakınca bu çocuğun dün bulduğum fotoğraftaki kişiyle aynı olduğunu fark ettim.Nam-ı diğer tam adını hala öğrenemediğim TMR.Bir sonraki sayfada yine aynı çocukla yani TMR ile annemin bir fotoğrafı vardı fakat çocuğun yüzü karalanmıştı ama bu karalama sıradan bir karalama değil de daha çok bu fotoğrafı karalayan kişinin sinirini bu fotoğraftan çıkarmaya çalıştığı bir karalama olduğunu fark ettim çünkü karalamalar çok düzensiz karalamalardı.Fotoğraf albümünü kenara bırakıp lacivert defteri elime aldım.Defterin içini açınca bunun sıradan bir defterden daha çok bir günlük olduğunu anladım.Bu günlük annemindi.Ben de ilk sayfayı okumaya karar verdim.

*Elizabeth'in okuduğu sayfada yazanlar*

Sevgili Günlük;                                                                               Tarih:17 Şubat 1976
Bugün her zaman olduğu gibi yine Lily nin bana gereksiz kızmasıyla bir gün geçirdim.Çevremde ki herkes onun kötü,karanlık biri olduğunu ve sevgi duygusunu hissetmediğini söylüyor ama ben buna inanmıyorum.O ne kadar bana yüz vermese de 3 sınıftan beri ona aşığım.Çevresi bir sürü güzel kız ile dolu zaten bu kadar güzel kızlar dururken neden bana baksın ki.Lily iki de bir ondan vazgeçmem gerektiğini söylüyor.Maalesef herkes Lily kadar şanslı olamıyor.James hergün Lily e ilanı aşk ediyor fakat bu benim canım arkadaşım Lily nin umurunda bile değil keşke James in Lily i sevdiği gibi o da beni sevse...