•Saudade-Suskun Zamanlar
•Perdenin Ardındakiler&Mark Eliyahu-Uzaklara SavrulalımAteşin çevresinde deliye dönen Kerem'e hepimiz endişeli bakışlar ile bakarken o öfkeden deliye dönmüş durumdaydı. Neye bu kadar sinirlendi hiçbirimiz bilmiyorduk yada sadece bir tek bizim olanlardan haberimiz yoktu...
Kerem'i sakinleştirmek için ilk adımı atan Miraç olmuştu
"Olum bir sakinleş artık! Böyle yaparak bir çözüm yolu bulamayız." derken sesini öfkeden deliye dönen Kerem'e duyurmak için yükseltmişti.
Kerem'e baktığımda hiçte onu dinliyormuş gibi durmuyordu. Aksine tüm dünya ile bağını koparmış gibi "Olmaz, olamaz. İzin vermem böyle bir şeye!" diye sayıklamaya başlamış ve etrafında bir ileri bir geri yürümeye başlamıştı.
Bu sefer şansını deneyen Doğan olmuştu "Tabi ki izin vermeyeceğiz böyle bir şeye. Hangi devirdeyiz Allah aşkına. Bir yolunu bulacağız ama sen böyle olursan hiçbir şey yapamayız." dediğinde, iki elini yerleştirdiği omuzlarından sarsarken onu kendine getirmeyi başarmış gibi görünüyordu.
Kerem yere oturup bacaklarını kendine çekip başını ise kolları ile kapatıp öylece kaldı bir süre.
"Ben seçmedim o ailede olmayı. Ben demedim ki kızlarını kaçır sonrada kan davasına kurban et diye." dedi Kerem, öfkelenen sesindeki bariz belli olan çaresizlik tınısıyla.
Neler döndüğünü anlamıyordum, anlayamıyorduk. Sadece oturup olanları izliyoruz. Hiçbirimizin ağzından bir kelime dahi düşmüyordu duyduklarımız bizi şok etkisine uğratmış gibiydi bizde duyduklarımız ile neler olduğunu çözmeye çalışıyorduk ama pekte güzel şeyler oluyormuş gibi durmuyordu.
Hava epeyce soğumaya başladığında Doğan bizim eve gitmemiz gerektiğini söylemişti. Kendisi de Kerem'i yalnız bırakmamak için orada kalmayı tercih etmişti normal olarak.
Eve gelince ısınmanın verdiği gevşeme hissi ile kendimizi uykunun tatlı kollarına bırakmıştık...
"Tavukları pişirmişem. Hacıyı da çarşıya göndermişem. Amanın da amanın"
"Cici horoz şarkı bu niye bana öldürecekmiş gibi bakıyorsun?"
"AMAANIN BENİ KOVALIYOR BU! BAHAR TEYZE, EMİR, HÜSEYİN AMCA! KURTARIN BENİ"
Uyanmamı sağlayan şey dışarıdan gelen bağırtı sesleri olmuştu. Seste çok tanıdık geliyordu kulağıma. Yattığım yataktan doğrulup camdan dışarı baktığımda Efe önde horoz arkada koşuyorlardı horozdan kaçan Efe'yi görmek hiçte beklemediğim bir şeydi.
Efe'nin ayağı taşa takılıp yere düşünce horozda üstüne çıkıp ötmeye başlamıştı. Efe'nin bu haline kahkaha atarken arkamdan gelen mırıltılar Almila'nın uyandığının göstergesiydi.
Yanıma gelen Almila uyku sersemliği ile olanları çözmeye çalıştı.
"Emir canım kardeşim kurtar hadi beni şu canavardan" diyen Efe'ye karşı Emir elini horoza uzatıp onu Efe'nin üzerinden aldı.
Yerden kalkan Efe kollarını Emir'e sıkı sıkı sararken "Kahramanım hayatımı kurtardın!" diye bağırmaya başlayınca Emir'de ensesine hafifçe vurarak kendisinden uzaklaştırmıştı.
Aşağı indiğimizde Bahar teyzeye kahvaltı için yardım ederken mutfaktan içeri Doğan'ın girmesi ile hepimizin bakışları ona çevrildi. Yüzündeki ifadeden daha uyumadığı belli oluyordu. Bahar teyze torununun eve gece gelmediğini fark edince kaşlarını çatıp "Hayırdır nenesinin kuzusu nereden geliyorsun böyle?" diye sorusunu yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNE DOĞRU
Ficção AdolescenteHiçbir şeye inancı olmayan genç bir kız ve her şeyini kaybettiğini sanan genç bir adam. Eksik yanlarını nasıl tamamlayabilirler? Kafa dağıtmak için çıktıkları yolda hayatları ne kadar değişebilir? On iki beden bir çemberin ortasında tek bir dilek i...