•Yıldız Tilbe-Aşk Laftan Anlamaz ki
•Sertab Erener-MecbursunGecenin zifiri karanlığı üzerimize daha da çok düşmeye başladığı için oturduğumuz tepeden kalkıp eve gelmiştik. Herkesin üzerinde telaş tohumları serpilmişti çünkü sabaha doğru yola çıkıp Ankara'ya geri dönüş yapacaktık.
Asaf, Aylin, Ali ve Kerem kendi evlerinde eşyalarını toplayıp geri buraya gelmişlerdi. Hepsi salonda otururken bende çntalarımızda bir eksik var mı diye kontrol ediyordum.
Çantaları kontrol etme işim bittikten sonra salık duran saçlarımı tepeden dağınık bir şekilde topuz yapmış ve siyah taytımın üzerine giydiğim mind yeşili sweatshirtin kollarını düzeltmiştim.
Aynada duran yansımama son bir kez daha bakarken odanın kapısından gelen vurulma sesi ile başımı kapıdan tarafa çevirdiğimde hafif aralık kapıdan Aylin'in gözlerini gördüm.
"Aylin, hayırdır bir şey mi oldu?" diye sorduğumda, ellerini hayır anlamında salladı.
"Hayır, her şey çok hızlı geliştiği için konuşamadık ya o yüzden geldim," dedi parlak mavilerini soluk kahvelerime sabitlerken "rahatsız etmedim değil mi?" diye sorduğunda hafifçe gülümseyip kafamı hayır anlamında salladım.
"Neva, tekrardan her şey için," deyip söze giriş yapan Aylin'i elimle durdurup "Aylin, ne konuştuk biz seninle telefonda hani bu konuyu bir daha açmayacaktık?" dedim.
"O günden sonra gidip şikayetçi oldum. Bu zamana kadar bunu yapmamak koca bir hataydı zaten."
Verdiği karar beni mutlu etmişti çünkü o insan bile demeye dilimin varmadığı varlık emindim ki Aylin dışında birçok kişiye de aynısını yapıyordu ve dışarıda elini kolunu sallayarak gezmeye hakkı yoktu.
"En doğru kararı vermişsin kuzum. Ne olursa olsun yanındayım unutma olur mu?" dedim avucumun içine ellerini hapsederken.
"Asaf ve Ali'de hep söylüyordu ama ben annem üzülmesin diye sustum hep. Meğer ben annemin pek ilgi alanında değilmişim." derken başını hafif öne eğdi ve sonlara doğru sesini hafif alçalttı çünkü bu gerçekle henüz yeni yeni yüzleşmeye başlamıştı.
"Bu arada," parlak mavilerini yeniden gözlerime çevirdi ve "Ali ile ben sevgili olduk." dedi yanakları kızarırken.
Kocaman gülümserken Aylin'e sarıldım "Demek bu parlak mavilerin sebebi Ali" dediğimde utangaç bir ifadeyle gülümsedi ve "Sanırım" dedi.
Aylin bana Ali ile arasında geçenleri heyecanlı heyecanlı anlatırken Emir'in kapıya vurmasıyla dikkatimizi ona verdik "Hazır mısınız? Gidiyoruz artık." dediğinde kafamı olumlu bir şekilde salladım.
Bahçe kapısının önünde oluşan kalabalığa yaklaştıkça içimi buruk bir hüzün kaplıyordu.
Herkes birbirine sarılıp veda ederken bir yandan da ufak tefek sohbet ediyordu.
Dört kişi çıktığımız yolu şimdi sekiz kişi geri dönecektik. Aslında daha da çok kalabalıktık ama Doğan, Baha ve Meriç işleri olduğundan bizimle beraber değil önümüzdeki birkaç gün içinde geleceklerdi. Almilla'da Doğan'a yardım etmek için burada kalacaktı.
Herkes veda ederken ortamı hüzün havası kaplamıştı çünkü bu yolculuk sıradan yolculukların aksine Hale ve Kerem'i bir an önce buradan uzaklaştırmak için aceleye getirilmişti.
"Kuzularım dikkat edin oralarda kendinize" diyen Bahar teyzeye hepimizden olumlu mırıltılar çıkmıştı.Asaf, Emir ve Kerem arabalarının yakınında gidecekleri yol güzergahını konuşurken bende Doğan'ın yanındaki Almila'nın yanına doğru gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNE DOĞRU
Novela JuvenilHiçbir şeye inancı olmayan genç bir kız ve her şeyini kaybettiğini sanan genç bir adam. Eksik yanlarını nasıl tamamlayabilirler? Kafa dağıtmak için çıktıkları yolda hayatları ne kadar değişebilir? On iki beden bir çemberin ortasında tek bir dilek i...