7. BÖLÜM: "MESAJ"

285 35 22
                                    

Herkese merhabaa 💖 Gerçekten şimdiye kadar yazdıklarım içinde en çok içime sinen ve hoşuma giden bölüm bu oldu galiba. Umarım siz de keyifle okursunuz. 

Yorumlarınızı benimle paylaşmayı ve vote vermeyi unutmayınn 💖💖

Medyaya da Karan için temsili bir fotoğraf koyuyorum. Zihnimdeki Karan'ı tammm olarak karşılamasa da anımsatan bir fotoğraf. 👌👌


Broken Ones – Jacquie Lee

Fight Song – Rachel Platten


7.Bölüm: "MESAJ"

Karanın bakışları omzum ile gözlerim arasına gidip gelirken merakı bakışlarına yansımıştı. Hakkımda bir tahmin yapması zor değildi; ne de olsa o da bir zamanlar Tan'ın üyesiydi ve olabilecek ihtimallerden haberdardı.

Aramızdaki sessizliği daha fazla uzatmamak için Uzay'ın ellerinden kurtulup ona doğru döndüm. "Teşekkür ederim."

"İyisin değil mi?" diye sordu emin olmak ister gibi. "Dikkat etsene be güzelim. Geziyi kendi kendine mahvedeceksin."

"İyiyim, iyiyim. Ayağım takıldı sadece." Acıma rağmen tepki vermediğim için Uzay da hiçbir şey anlamamıştı dolayısıyla.

Bakışlarımla Karan'ı kontrol ettiğimde hala dikkatli gözlerle bana baktığını gördüm ancak dikkati bu sefer omzumda değil benimle Uzay arasındaki muhabbetteydi.

"Sen neden buradasın?" Uzayın sorusu üzerine yeniden ona döndüm.

"Ses sisteminde bir sorun varmış. Onun için yardıma gelmiştim."

"Halledebildiniz mi?"

Bu sefer sorusunun muhatabı Karan'dı.

"Pek sayılmaz," dedi Karan. Bakışları sert, sesi de oldukça mesafeliydi. "Kabloların kontrol edilmesi gerekiyor."

"Yardıma ihtiyaç var mı?"

Karan bekletmeden "Hayır, biz hallediyoruz," diye cevapladı. Terslemekten çok konuyu kapatıp işine dönmek istiyor gibiydi ses tonu.

Uzay bana bakınca başımda onayladım. "Pekâlâ, buralardayım ben," dedi o da merdivenlere doğru yönelirken. "İşin bitince haber verirsin Duru."

"Tamamdır," dedim hafifçe gülümseyerek. "Haberleşiriz."

Uzay gittikten sonra biz de işimize dönmüştük. Karan'ın -her ne kadar profesyonel olsa da- arada omzumu yokladığını fark etmiştim birkaç kez. Belki dışarıdan biri fark etmezdi ancak böyle konularda inkâr edilemeyecek şekilde birbirimize benzediğimiz için anlamam zor olmuyordu. Evet, Karan bana nazaran çok daha detaycı ve garanticiydi ancak bir olayı çözmek konusunda kullandığı teknikler benimkine fazlasıyla benziyordu. Kısacası yollar farklı olsa da ayrıntılar benzerdi. Ancak yine de bu konuyla ilgili tek bir şey sormamış, hiçbir şey yok gibi işine devam etmişti. Bu da beni fazlasıyla memnun etmişti. Hoş, cevap verecek değildim zaten lakin yine de muhabbete girmemek iyiydi.

Yaklaşık yarım saat sonra bir elin parmağını geçmeyecek birkaç cümle eşliğinde işimizi halletmiştik. Ayağa kalkıp üzerimi silkeledim ve etrafı kontrol ettim. Sorun gerçekten de kablolarda çıkmıştı ve çözmek sorunu bulmaktan çok daha kolay olmuştu.

"İşimiz bitti sanırım," dedim bakışlarım Karan'ın bakışları ile buluşurken.

Ayağa kalkıp ellerini ceplerine sokarken "Kaçıyor musun yoksa benden?" diye sordu. Yüzünde belli belirsiz alaycı bir gülümseme vardı.

ALESTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin