ALESTA

1. BÖLÜM: "GÖLGE"

Keyifli okumalar ❣

Broken Ones – Jacquie Lee

Fight Song – Rachel Platten

In Dreams – Ben Howard

İntikam.

Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği.

Bu sözcük birkaç yıl önce benim ruhuma karışmış, karanlığı aydınlığımın katili olmuştu.

1.Bölüm: "GÖLGE"

"Adamımız bu."

Boynumdaki kolyeyle oynarken Barış'ın önüme doğru ittirdiği mavi föy dosyayı ani bir refleksle durdurdum. Bakışlarımı Barış'ın ciddi yüz ifadesinden çektikten sonra sayfaları karıştırıp adam hakkındaki bilgilere göz gezdirirken Barış da anlatmasını sürdürdü.

"Adı Lorenzo De Angelis, bilinen adıyla Enzo," dedi masanın hemen karşısındaki dev ekrana adamın resmini yansıtırken. "4 Şubat 1993'te İtalya'da doğmuş. İtalya'nın köklü ailelerinden birinin küçük oğlu."

Masadaki herkes pür dikkat Barış'ı dinlerken elimdeki dosyanın kapağını kapatıp masanın üzerine koydum ve arkama yaslandım. Yaklaşık yarım saat önce hepimiz Barış tarafından aranmış ve toplantı için apar topar buraya çağrılmıştık. Bu adamı bu kadar önemli yapan konuyu ve bizi bekleyen yeni görevi merak ediyordum.

Barış elindeki kumandanın tuşuna basarak ekrandaki görüntüyü değiştirdi. Ekrana yansıyan resimdeki adam 27 yaşında olmasına rağmen özenle seçilmiş kıyafetleri, duruşu ve yüzüne yerleştirdiği kendinden emin, bir o kadar da ciddi ifade nedeniyle yaşından hayli büyük gösteriyordu.

"Lise ve üniversite hayatı mükemmel. Üniversiteyi derece ile bitirip ülkenin önemli yatırımcılarından birinin yanında çalışmaya başlamış. Yaklaşık 4 yıldır da aynı yerde saygın bir konumda çalışıyor. Ancak sosyal hayatı iş hayatı kadar mükemmel değil ne yazık ki. Adam karıştığı bütün pis işlerden ailesinin adı sayesinde sıyrılmayı başarmış ancak karıştığı son olay ülkenin gündemine oturup bütün polisleri alarma geçirince ülkeden kaçmak zorunda kalmış."

Barış derin bir nefes alarak babama dönünce "Çocuk ticareti," diye açıkladı babam. Midemde hissettiğim kasılmayla yüzümü buruşturdum. İnsanlık yoksunu bu varlıkların amaçlarını ve gözünü kör eden nedenleri aklım almıyordu bir türlü. Ama yine böyle şeyler her gün olmaya devam ediyordu. Ta ki birileri o varlıklarının nefesini kesene kadar.

Ufuk abi elindeki kahve bardağını masaya bırakıp ani bir hareketle ayağa kalktı. Üzerinde her zaman giydiği kahverengi deri ceketi, yüzünde ise her zaman takındığı sorgulayıcı ve ciddi ifadesi vardı. Polislik mesleğinin yıllardır ona kazandırdığı soğuk kanlılıktan ve ciddiyetten olsa gerek onu gülerken görmek kolay kolay mümkün olmazdı.

"İstihbarattan aldığım bilgiye göre Enzo bu sabah erken saatlerde uçakla Pulsar'a gelmiş," dedi odanın içinde dolaşırken. Ben şaşırarak ona doğru dönerken bir süre Barış'a değdi bakışlarım. Yüzündeki ifadeden bundan daha önceden haberdar olduğu anlaşılıyordu. "Ayrıca kayıtlara göre bu Pulsar'a ilk gelişi değil. 3 ay önce iki günlüğüne Pulsar'a geldiğine dair veriler var. Ona polisten önce ulaşmamız lehimize olur."

İçinde yaşadığımız Pulsar adındaki bu ada dünyanın en gelişmiş ve bir o kadar da tehlikeli ülkesiydi. Gizli işlerin merkezi sayılan Pulsar'da kimseye güvenemezdiniz. Gözünü paranın kör ettiği, kendi menfaatleri için masumların canını yakan insanların başkentiydi burası. Ancak hepsinin korktuğu ve zamanı geldiğinde masum kanı dökenin nefesini kesmekle yükümlü bir birlik de hemen yanı başlarındaydı.