3. BÖLÜM: "DAVET"

777 67 15
                                    

Keyifli okumalar dilerimmm 💙💙 Yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın 💙


İOK – Koptu İpim Düşüyorum

Adamlar – Acının İlacı


Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. –Walter Scott.


3.Bölüm: "DAVET"

Ertesi gün kendime tatil vermiş, derse gitmemiştim. Akşamki davete kadar tek planım yatıp televizyon izlemek ve hiçbir şey düşünmemekti ancak salondaki koltuğa oturup televizyonu açtığımda karşıma çıkan şey bütün planlarımı altüst etti.

"Dün akşam saatlerinde, Sarmila Katliamı'ndan tutuklanan fakat sonra delil yetersizliğinden serbest bırakılan Hamza Candar'ın sahibi olduğu suit otelde yangın çıktığı ihbar edildi. Yangın alarmının çalışması otelde büyük bir kargaşaya ve korkuya yol açtı fakat olay yerine gelen polis ve itfaiye ekipleri ihbarın asılsız olduğunu bildirdiler. Yangın alarmının biri veya birileri tarafından dikkat çekmek için çalıştırılmış olabileceği düşünülüyor ve o kişileri bulmak için araştırmalar hala devam ediyor."

"Araştırın bakalım," diye mırıldandım kendi kendime. "Bakalım bulabilecek misiniz?"

O katliamın adını bile duymak tüylerimi diken diken etmeye yetiyordu. İçimde nükseden acı her defasında küllerinden yeniden doğuyor ve intikam arzusuyla birlikte ruhumun derinliklerinde harmanlanarak damarlarımdaki kana karışıyordu.

Düşüncelerimi dağıtan şey telefonumun zil sesi olmuştu. Oturduğum L koltuktan kalkıp mutfak masasının üzerinden telefonumu aldım. İpek arıyordu.

"Neredesin?" diye sordu telefonu açar açmaz. "Yemek yedin mi?"

"Evdeyim. Hayır, yemedim."

"O zaman hadi yemeğe çıkalım," dedi duyduklardan memnun olduğunu belli eden bir ses tonuyla. "Sonra da depoya gideriz."

Hiç düşünmeden "Tamam," diyerek kabul ettim. Sinirlerim gerilmişti ve şu an bana iyi gelecek iki şey yemek ve depoydu. "Bir saat sonra sahilde buluşuruz."

"Anlaştık."

İpek'in bahsettiği yer, onun beni dövüş sanatları konusunda eğitmesi için babamın satın alıp içini ona göre yaptırdığı bir depoydu. Tan'ın baş ajanlığını yapmaya başladığımdan beri –yani yaklaşık üç yıldır– zamanımın büyük bir çoğunluğu orada geçiyordu. Haftanın iki günü depoda İpek'le antrenman yapsak da bazen canım sıkkın olduğunda da giderdim depoya. Üzerimdeki negatif enerjiden kurtulmak için orada bir şeyleri hırpalamak bana hep iyi gelirdi.

Odama çıkıp antrenman için gerekli olan kıyafetleri spor çantamın içine yerleştirdikten sonra dışarı çıkarken giyeceklerimi alıp banyonun yolunu tuttum. Banyoya gelince üzerimdekilerden kurtulup kendimi sıcak suyun altına attım ve suyun üzerimdeki yorgunlukla birlikte zihnimin içinde dönüp dolaşan düşünceleri de alıp götürmesini istedim. Şu dünya üzerinde baş edemediğim tek şey düşüncelerimdi; acıyla bile baş edebilirken düşüncelerimle bir türlü baş edemiyor, onları yok sayamıyordum.

Çok kısa bir duşun ardından kıyafetlerimi giyip banyodan çıktım. Odamda saçlarımı kurutup hazırlıklarımı tamamladıktan sonra cüzdanımı spor çantamın içine koyup telefonumu da alarak evden ayrıldım. Yoldayken Eliz'e ve babama İpek ile olduğuma dair mesajı atmayı da unutmamıştım.

ALESTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin