Selamlar Wattpad okuyucuları!
Sizlere okuduğum, gayet de beğendiğim bir yeni hikâye ile geldim: KÖR KRALİÇE!
Tarihi kurguları seviyorsanız ama bir yandan da mükemmel güzellikteki prenses/köylü kız ile muazzam yakışıklılıktaki asker/prens senaryolarından gına geldi artık diyorsanız bu kitabı okumak isteyeceksiniz.
Benim oldukça başarılı olduğunu düşündüğüm hatta HBO yapımı dizilerin afişine benzettiğim kapağı ve ser veren ama pek de sır vermeyen tanıtımı, okuyucunun ilgisini çekmeyecek gibi değil.
Hikâyemizin konusuna gelecek olursak; kaybettiklerinin acısını çeken Pays Prensesimiz Hebe'nin babasının ölümünden sonra kraliyet yönetimini amcasına, kraliçeliği de Furina'ya bırakmak istememesi üzerine hırsızlık yaparken yakaladığı Nell ile karı-koca rolü oynamaya başlaması ile kendimizi olayların ortasında buluyoruz.
Kör Prensesimizin nasıl Kör Kraliçe'ye dönüştüğünü anlatan bu kurguda acımasızlığı, acıyı ve imkanların getirdiği imkansızlıkları bir güzel okuyoruz.
Ara ara, özellikle finale yaklaşırken, kitabın içine girip, Furina'nın saçlarına asılıp onu kale duvarında sektirmeyi arzulayacağım kadar kaptırmıştım kendimi kitaba. Finallerim vardı ama ha bitti ha bitecek diye diye okumaya devam etmiştim... Pişman mıyım, bunu finaller açıklandıktan sonra düşüneceğim. (eller havada ne yapayım diyen kız emojisi)
Peki ben bu kitapta her şeyi çok mu beğendim, her şey dört dörtlük müydü? Hadi, birlikte bakalım.
Neyi Sevdim?
Kitapta kusursuz prenses algısının üstü çizilmiş ve kusurlarla da güzel olunabileceği vurgulanmış. Bu vurgu sadece Hebe üzerinden de yapılmamış: Hebe'nin kız kardeşinin kepçe kulağı ve kemerli burnu, Nell'in, başrol erkeğimizin, filinta gibi delikanlı olmaması ile bu fikir desteklenmiş.
Belli bir kitlesi olup da sakar erkek başrolü olan kitaplar çok endemik bitki gibi. Wattpad'in yakışıklı, soğuk, keskin bakışlı, muazzam kontrollü ve çokça damarlı erkekleri arasında Nell bize nefes aldırıyor. Sakar ve şapşal, oldukça da esprili bu karakteri ben kesinlikle sevdim.
Sevgi ve bağın kusur, hata dinlememesi; kusurlarla da güzel sevilebildiği fikri yorumlarda gördüğüm kadarıyla sadece beni etkilememiş. Burada salt iki âşık arasındaki sevgiden bahsetmiyorum; baba-kız, abla-kardeş arasındaki o sevgiydi belki de en güzel olanı...
Görünenden farklı niyetlerin olabileceği de güzel bir detay idi. Herkesin kraliçeye, Hebe'nin annesine, saydırdığı satırların hemen ardından kraliçenin bakış açısını yansıtan bi iki cümle ile okuyuculardaki buzların erimeye başlaması...Her daim bize sunulanın ötesi olduğunu unutmamak için güzel bir hatırlatıcı niteliğindeydi.
Hırsızımız... Hırsızlığın kötü bir şey olduğu konusunda hemfikiriz. Fakat bu kurguda hırsızlığın temeli öyle bir döşenmiş ki insan bi an, sadece bi an, aslında haklı ha derken buluveriyor kendini.
E bir kadın ve bir erkek varken olmazsa olmazımız aşk da bizi yalnız bırakmıyor. Bu hikâyede sevdiğim şeylerden biri de buzullar buzulu kızımın bir iki görüşle buzullarının erimemesi, aşka düşmemesi oldu.
Geçişler bayağı başarılıydı. Güzel ve sıkmayan ama oldukça da anlamlı bir şekilde sahneden sahneye yuvarlanırken buluveriyorsunuz kendinizi. Özellikle bir satır vardı ki çok beğenmiştim ama üşendiğimden not almayı ertelemiştim. Bir daha da denk gelemedim...
İnsanların, özellikle de çocukların acımasızlığı bu hikâyenin vurucu noktalarındandı. Hebe değil de siz dışlanmış, siz kendinizi yalnızlığa hapsetmek zorunda kalmış hissediyorsunuz.
Hikâyenin son bölümlerinde heyecan ve duygusallık da artıyor. Kitapların pek çoğunun sunduğu o güzel, her şeyin mükemmele döndüğü pembe dünyaları göremiyoruz ama alternatif bir kurgu düşünüp de orijinalini bozmak da istemiyor insan.
Neyi Sevmedim?
Final biraz apar topar olmuş gibi bir his var hâlâ bende. Öncesinde yaşanan ama spoiler vermemek için bahsedemeyeceğim önemli olaydan sonra diğer karakterlerin yaşadıklarına ve ruh hallerine biraz daha tanıklık etmek isterdim.
Anlaşmalar, anlaşmazlıkların çözülmesi; bunlar hep çok hızlı gerçekleşiyor. Tarihi kurgu olduğundan, gerçekliği artırmak için, buna dikkat edilebilirmiş.
Furina'nın müthiş güzelliğini okumaktan gına gelmişti. Zaten karaktere sinir oluyorsunuz bir de sürekli büyülü güzelliğinden bahsedilince insan bi fıttırıyor.
Nell'e yer yer kızdığım çok oldu ama o da bunları isteyerek yapmadığı için çok üstünde durmadım. Yine de beni sinir eden o sahneleri sevmediklerim listesine eklemeden geçemeyeceğim.
Bölümü anlatan kişiler değişebiliyor ancak bunu bir iki satır hatta paragraf sonrasında fark edip "Haa, şimdi bu anlatıyor," diyebiliyorsunuz. Dikkatli okumak lazım.
Watty 2019 Kış Ödülü'nün sahiplerinden olan; size peri masalı vadetmeyen, çiçeği burnunda kraliçenin mücadelesini ben beğendim. Sizin de okunacaklar listenize eklemenizi öneririm.
Daha önce/şu an okuyan varsa yorumlarınız neler, merak ediyorum. Bu yazıyı okuduktan sonra okumaya karar verenler varsa onların da yorumlarını okumak için sabırsızlanıyorum!
Keyifli serüvenler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE OKUYACAĞIM?
Não FicçãoMerhaba! Wattpad bir hikâye denizi. Denizi mi? Pardon, okyanusu diyecektim. Nasıl ki her yıl yayınevleri binlerce kitap yayınlıyor, Wattpad de binlerce kitaba ev sahipliği yapıyor. Bu bollukta okuyucu için asıl soru şu olmaya başlıyor: "Ben şimdi NE...