Final|3.2

1.4K 79 8
                                    

Hızlı atladım ama normal bir süreç gibi devam ettirmek istedim.

Uzatsaydım kurgu sıkacaktı.

Kızmayin bana tontişlerim muaah.

***
4 yıl sonra

Aynada gelinliğime bakarak taşlarıyla oynadım. Çok güzel olmuştum yahu!

Bir el tarafından koltuğa itildiğimde bağırdım.

"Hatice ne yapıyorsun!"

"Sus kız ayakkabına ismimizi yazıcam. Unutma çiçeği bana atıyorsun aaa bıktım bu Furkan benle oynaşıp duruyo!"

Gülerek yanaklarını sıktım.

"Böyle bir güzellikle bende olsam oynaşırdım." Kolumu çimdiklediğinde Nisa içeri girdi.

Mavi abiyesinin içinde çok zarif duruyordu.

Normalde babamın beni kuşakla evden çıkarması lazımdı.

Babam üç yıl önce ölmüştü. Öğrendiğimde ne üzüldüm ne de başka bir duygu. Sadece boş boş baktım.

Bana yaşattığı babasız kaldığım yıllar beni düşünmedi. Mezarına bile gitmedik.

Velhasıl kelam şu anda üniversite bitmiş iş arıyordum. Ama Mehmet çalıştığı için şu anlık bunları düşünmüyordum. Balayından dönünce iş de bulacağım.

Anneler içeri girince Hatice ayakkabıya annemin adını yazıp gösterdi. Kahkaha attığımızda annem de Hatice'yi cimcikledi.

"Deli kız!"

"Amaan senin de karşına kısmet çıkar belki dünürüm." Aileler de çok iyi anlaşıyordu. Her şey normal ilerliyordu.

Ben daha ne isteyeyim ki?

Müzik sesi geldiğinde annemler beni öperek odadan çıktı.

"Ee damat bey nerede kaldı?" Nisa telefonunu çıkararak Mehmet'i aradı.

"Hala açmıyor." Gözlerimi devirdim. Sürpriz sürpriz diyip duruyordu. Düğün günü ne sürprizi abi ya.

Kapı aniden açıldığında Furkan ile Mehmet içeri daldı.

Üzerleri toz topraktı. "Ya MEHMET DAMATLIĞININ HALİ NE?"

Bağırdığımda herkes kulaklarını kapadı. "Yedeği var aşkım giyer gelirim şimdi." Yeni fark etmiş gibi gelinliğime baktı.

Islık çalınca Hatice Nisa ve Furkan'ı sürükleyerek muzip gözlerle bize bakarak dışarı çıkardı.

"Waow. Çok..." Gözleri sulanınca bağırasım geldi.

Durmadan benimle olduğu için mutluluktan ağlıyordu!

Bıhtık valla bıhtıh ya!

"Mehmet yeter ağlama!" Birden gelip sarıldı.

"Gerçek olamayacak kadar güzelsin," Gülerek ona sarıldım. "Sürprize bayılacaksın sevgilim." Meraklı gözlerle ayrıldım.

"Hmmm acaba ne sürprizi." Merak ediyordum ama sabredebilirdim.

"Hayallerini gerçekleştiriyorum güzelim." Göz kırparak lavaboya gitti. Ben de arkasından şaşkın şaşkın baktım.

Hayallerim mi?

Ben düşüne dururken o beyaz damatlığı ile çıktı.

Çok yakışıklıydı!

"Doydun mu?"

"Ha?"

"Gözlerinle yedin de beni." Sırıttığında koluna girdim. "Hadi artık evlenelim."

Kapıyı açtığımda birlikte çıktık. Merdivenleri indiğimizde alkış koptu salondan. İkimizde mutluyduk.

Nikah masasına oturduğumuzda annem ağlayarak bakıyordu. Makyaj elden gidiyeaaah.

Gözlerimle ağlama dedim. Nasıl dedim ben de bilmiyorum.

Velhasıl kelam gel geçelim nikah merasimine.

Şahitler oturduğunda nikah memuru da mikrofonu kontrol etti.

"Ses deneme 1 2 4." Biz mal mal ona bakarken ben neden üç demedi diye düşünüyordum.

"Ihm ıhm sevgili misafirler burada nikah kıymak için bulunuyoruz. Şahitlerin ve davetlilerin huzurunda soruyorum."

Mehmet elimi tuttu. 

"Siz Funda Yener,Mehmet Atılgan'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Öksürerek mikrofona yaklaştım.

"EVET!" Salondaki herkes alkışladığında Mehmet de elimi öptü.

"Siz Mehmet Atılgan Funda Yener'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Mehmet gözlerime bakıp elimi tuttu. "Hiç bu kadar emin olmamıştım." Ben büyülenmiş gibi ona bakarken nikah memuru öksürdü.

"Beyefendi evet demeniz lazım."

"Ya memur bey kıyın şu nikahı ben yıllardır bu anı bekliyorum."

"Beyefendi evet demezseniz nikahı kıyamam."

"Mehmet çabuk evet de!" İnceden cırladığımda Mehmet de evet diye bağırdı.

"Sizlerde şahitlik ediyor musunuz?" Hatice evet demişti.

"Hayır." Furkan sırıtarak bize baktı.

Mehmet karnına geçirdiğinde ahlayarak evet dedi. "Şebek herif ya."

Güldüğümüzde imzaları attık. Mehmet'in ayağına bastığımda yüzünü buruşturdu.

"Bunun hesabını sorarım küçük hanım." Kulağıma fısıldadı.

En fazla ne yapabilir ki yani...

Çiçeği Hatice'ye attım ama Furkan tuttu. Ne fark eder ki diyemeyeceğim tüm gece Furkan'a ölümcül bakışlar attı.

Gecenin sonunda herkes vedalaştı. Hava soğuktu ve üşüyordum.

Valenin getirdiği arabaya bindik. Yol boyu şarkı açıp eğlenmiştik.

İstanbul'un sınırına geldiğimizde Mehmet'e baktım.

"Mehmet neden şehirden çıktık?"

"Seni kaçırıyorum gelinim." Yaa şapşal kaçır beni.

Sinsi sinsi sırıtıyordum. Radyodaki şarkıya Mehmet nakarata eşlik ediyordu.

"Gel gelinim gönlüme gel senden başka yâr sevemem."

"Gel gelinim sevgime gel bu yüreği başkası çözemez." Şehrin dışında ormanlık bir alana gelince arabayı park etti.

"İşte sürpriz." Arkamı döndüğümde gözlerime inanamadım.

Yürüyen ev!

"Mehmet ciddi misin!!" Kahkaha atarak ona sarıldım.

"Senin için yapamayacağım şey yok kestane gözlüm." Elini şıklattı, ve bizim şarkımız çalmaya başladı.

"Hadi yanıma gel kestane gözlüm, durduralım zamanı birlikte, bitmesin olmasın durmasın, o zaman hadi, yanıma gel."

Alnını alnıma yasladı. "Seni seviyorum." Dudaklarına tüy kadar hafif öpücük bırakarak gülümsedim.

"Seni seviyorum."

-Mutlu Son-

Kestane Gözlüm ↬ Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin