İzuku duyduğu kahkaha ile korkuyla gözlerini açtı.
Hızla yatakta dikleşeceği sıra ağrı ile geri düşmüştü, en son hatırladığı şeyleri aklından geçirmeye çalıştı. Beyaz saçlı adamı hatırladı, onu buraya getiren O muydu? Ayrıca ellerinin ve kollarının bağlı olduğunu da fark etti.
Hızla etrafını incelemeye başladı, depo gibi gözüken bu odada sadece bir kitaplık, bir masa ve kendisinin bulunduğu iki kişilik yatak, bunun dışında bir şey bulamadığı zaman tekrar kalkmaya çalıştı fakat beceremediği zaman aklına çığlık atmak geldi.
Bu düşüncesi ile genç kocaman bir çığlık attı.
Kurogiri ve Shigaraki çığlığı duymuş ve birbirlerine bakmıştı.
"Sanırım eğlenceli bir oyuncak bulduk ha?"
Kurogiri efendisinin görebileceği en pis sırıtışlarından birini görmüş ve irkilmişti bu sıra ise Shigaraki kalkmış, çığlığı duyduğu odaya doğru ilerlemişti.
Kapının açılması ile İzuku hızla bakışlarını o tarafa çevirmiş ve kendisine doğru gelen beyaz, mavimsi saçlı adamı görmüş oldu.
"Sen..."
"Hoşgeldiniz Midoriya İzuku efendimiz! Sevgiliniz Bakugou-san'ın bu kadar kıymetli eşini dışarıya salması inanılmaz!"
İzuku şok üstüne şok yaşıyordu, bu adam Bakugou'yu nerden tanıyor ve biliyordu? Üstelik kendisinin Bakugou için bir kıymeti yoktu...
"Ne diyorsun sen! Neden beni buraya getirdin!?"
"Seni kaçırdım. Belli değil mi?"
İzuku bir an duraksayıp adamın ciddi olup olmadığına baktığında gerçekten ciddi olduğunu gördü.
"Lütfen... Benim bir değerim yoktur, Bakugou hem sevmez beni aksine nefret eder..."
Shigaraki zevkle gülümseyerek bir kahkaha attı.
"Bir değerin yok mu!? Sen Bakugou Katsuki'nin eşisin! Mafyaların en güçlü adamının!"
İzuku şaşkındı, Mafyada ne demek oluyordu şimdi?
"Affedersiniz ama benim Katsuki'min Mafya ile bir alakası yoktur... Yanlış Bakugou Katsuki olmasın?"
"Gayet eminim! Sarı saçlar, kırmızı gözler ve piçlik. Senin Katsuki'n değil mi?"
İzuku sorguluyordu, Mafya olan birinin neden her gün akşam düzenli olarak küçük evine gelip kendisini döverdi ki?
"Saçmalama! Bu o! Fakat görmeden inanmam! L-lanet olsun!"
"Sana Büyük Yalanlar söylemiş İzuku-kun~"
İzuku çaresizlikten ağlamaya başlamıştı, gönül rahatlığıyla bile ölemiyordu zavallı...
"Sadece... Ö-ölmek istiyorum... H-hem sizde Mafya değil misiniz? Beni öldürseniz olmaz mı...?"
Zavallı hiç düşünemek istemiyordu ki düşünebildiği tek şeyde ölmekti zaten.
"Seni Bakugou-san'a sattıktan sonra sonra tabii ki ölebilirsin~ fakat önce şu Katsuki PİÇİNİN çok değerli eşinin bir tadına baksak iyi olur."
"Hah!?"
Shigaraki eliyle kapıyı kitleyerek yavaş yavaş İzuku'ya yaklaşmaya başladı, İzuku korkuyla çırpınmaya çalışıyor fakat her seferinde acı ile çığlık atarak geriye iteliyordu.
"Sonuçta bu kadar büyük biri seni eşi olarak görüyorsa tahmin edilemeyecek bir güzelliğin olmalı Midoriya İzuku."
"İğrencim ben! Kimse sevmez beni! Vücudumun her yeri yara bere doludur! Nolur.... Nolur dokunma bana!"
"Güzellik her zaman dışta değildir, tıpkı senin tanımadığın bir adamla masumca konuşman gibi İzuku-kun...
Merhamet senin güzelliğin.
Ve
Biz bunu yok etmek için en derin parçalarına dokunacağız."
İzuku korkuyla ağlamaya başladı.
______________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐩𝐥𝐚𝐲 𝐝𝐚𝐭𝐞 | ᵇᵃᵏᵘᵈᵉᵏᵘ
Fanfiction________ "İşte İzuku, o an 'keşke evde kalıp günlerce dayak yeseydimde dışarı çıkmasaydım' dedi." ________ Mafia Au / BakuDeku / Şiddet İçerikli. / Cringe okumayın. ✨# 1 - Sad ✨# 2 - Midoriya ✨# 1 - Bakudeku