yirmi iki

57 7 0
                                    

Bu kadar mı?
Her şey böyle devam mı edecek yani?
Anlam vermeyecek kadar tuhaf geliyor artık...
Size kendimden ne kadar bahsettim anımsamıyorum bile,
Ama ben geçmişi anımsıyorum,
Keşke unutabilsem keşke hatırlamasam...
Derler ya insan geldiği yeri bilir diye,doğru.Çok doğru hemde
.

Yoongi ile tanışmak tamamen bir tesadüfken şimdi ona aşkla bakmam ve aynı bakışı onun gözlerinde görmem?
Her şey inanın bana çok hemde çok güzel gidiyor...
Arada şu hastalığım yüzünden baş dönmelerim oluyor ama en son gittiğimiz tarihten bu yana hiç hastaneye gitmedik. 

Ben mutluyum,Yoongi mutlu ve diğerleri.


Öyle güzel zaman geçiriyoruz ki sanki zaman duruyor,öyle bir his ki bu.Çok güzel..

Ben kendi dünyamda bunları düşünürken o huzur veren sesi duydum;
Jimin!Misafirlerimiz var?! Biraz bıkkın ve biraz da huysuz bir seslenmeydi bu. Üzerime gri şapkalı bir hırka giydim ve kapıya yöneldim. Yoongi biraz geriye çekildiğinde Taehyung,Seokjin,J-Hope,Jungkook ve Rm bana el sallıyorlardı.

O kadar sık geliyorlardı ki aklımda bir yerlerde birlikte yaşama fikri vardı...
Ben durumdan hoşnuttum ama Yoongi baş başa kalma fikrinden dolayı huysuzlanıyordu.
Hoş geldiniz!
Yemekte ne var? dedi Rm ve Jugkook hemen hemen aynı anda.
Rm içeri ilk giren olduğunda onları izleyerek gülümsedim,Yoongi tebessüm ederek onlara bakışımı fark etmiş olacak ki;

Bana aşık olduğundan emin olmasam aralarından birine aşıksın sanardım o bakışlarla!
Ona yapmacık bir sinirle baktım ve;
Sana aşık olduğumdan bu kadar eminsin yani? dedim üsteleyerek.
Biraz yapmacık ama biraz da kıskanç bir tavırla;
Yoksa benimle gönül mü eğlendiriyorsun? dedi sırıtarak.
Sapık mıyım ben! dediğimde aramızdaki fısıldaşmayı Jungkook böldü.
Biraz daha oyalanırsanız açlıktan öleceğiz!!
Bunları söylerken gözlerini bana dikmişti çünkü yemek bekledikleri kişi bendim.Gülümseyerek;
Hazırlar zaten hemen masaya yerleştireyim dedim.
Yoongi bana bakarak göz kırptığında;
Dikkatli ol dedim sadece. Onunla eğlenmek bana büyük bir zevk veriyordu.Ben gülümserken anlamaz gözlerle bana bakarak ;
Ne? dedi.
Dikkatli ol çünkü seninle gönül eğlendiriyor olabilirim! diyerek onun o ters bakışlarına maruz kaldım ama bozuntuya vermeden mutfağa ıslık çalarak ilerledim.

Herkes masanın etrafındaki sandalyelere oturmuştu.
Seokjin ve Rm arasında hararetli bir konuşma olduğu belliydi. Tae ve Jungkook'a baktığımda birbirlerinin içine düşecek gibiydiler. Yüzümü buruşturup gözlerimi onlardan çektikten sonra bir iki saniye gözlerimi kapatıp tebessüm ettim.  Mutluydum ve biz kalabalıkken çok güzeldik. 
Masaya yemeklerden koymaya başladıkça muhabbetler sona erdi ve derin bir sessizlik oldu. 

Evet,yemeye başlayabilirsiniz diyerek arkamı döndüğümde zaten başladıklarını görüp gerçeklik dışı bir sinirle söylendim.
Afiyet olsun. dedim yumuşaklıktan uzak ses tonumla.
Herkes tebessüm ettiğinde bu gülüşü "özür dileriz ama acıkmıştık"diyen bir gülüşe benzettim ve sandalyemi çekerek oturdum sonunda bende yemek yemeye başladım. 

Salonda televizyon izlerken kimsenin aslında izlemediğinin farkındaydım ve sohbet konusu açmak istedim.
Eeee J-Hope noldu senin gönül işleri?
Derin bir iç çekme...
Böyle olacağını bilseydim sormazdım bakışlarımı takınıp dinlemeye başladım ama rap yapar hızda konuşuyordu ve noktalama işaretlerinin nerede olduğunu anlamadığımdan asla anlam veremiyordum...
Bilirsiniz işte..J-Hope aşk meşk.
Şşşt duymasın da ;)

Amor|YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin