Kurtulmuştum.
Deli gibi bomboş sokakta kaçıyordum. Kalp atışlarımın sesi kulağımda yankılanıyordu sanki. Aklımda olan şey kaçmaktı ve evet şuan kaçıyordum. Arkama bile bakmadan karanlık sokağın ortasında süratle koşuyordum. Bir arabanın farları gözüme geldiğinde gözlerimi kıstım. Gözlerimi kısmamla birlikte süratime engel olamayarak kaçtığım şeyi yaşadığımı düşündüm, ölüm.
Gözlerimi açtığımda yumuşak bir koltuğun üzerinde yatıyordum. Dizlerinin üstüne çömelmiş biri, çatık kaşlarla ve meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"Nerdeyim ben?"
Diye sorduğumda önce yutkundu. Daha sonra konuşmak bile istemediğini gözlerinden okuyabiliyordum. Beyninde kelimeleri toplayıp zorla bir kaç cümle ağzından çıktığında dikkatle onu dinlemiştim.
"Yolda sana çarpan bendim aldım eve getirdim napıcaktım yani, ayrıca söylesene neden deli gibi koşuyordun! "
Daha sonra yaşananları anımsadım, evden kaçışımı ve bir arabanın bana çarpmasını. Herşey tek tek yerine otururken onun gözlerinin içine baktım.
"Koşmam gerekiyordu, hemde nefesim kesilse bile hiçbirşeye aldırış etmeden sadece koşmam gerekiyordu." Ona herşeyi anlatmaya çekinmiştim, kolay değildi çünkü babam tarafından dövülüyorum demek. Bana acınası gözlerle birinin daha bakmasını istemiyordum çünkü.
"tamam söyleme fazla umrumda değil zaten iyi gibi gözüküyorsun gidebilirsin herhalde artık?" Gözlerimin içine bakıyordu, ve git diyordu işte. Kimse bana kal demezdi zaten. Bende bir açıklama yapmam gerektiğini düşündüm.
"Gidemem." kabul ediyorum, fazla açıklayıcı değildi. Hatta onun gibi itici bir insan için sadece sinir bozucu biri olarak gözüktüğümün farkındaydım.
"ne demek gidemem şaka falan yapıyorsan hiç uğraşamam" Ona şaka yapmadığımı söylemek istedim, defalarca kez yutkundum. Denedim. En sonunda bunun gerçek olduğunu ve gerçeği saklayamayacağımı anladım. Son kez yutkundum, ve gözlerinin içine baktım, bana bakmıyordu bile. Sıkıldığını anladığımdan hızlıca aklımdan geçenleri ona anlattım.
"gidecek yerim yok çünkü, eğer gidersem sokakta bir bankta uyuklarım sabah da yaşamıyor olurum."bana tekrar baktığında bana acıdığını düşünüp üzülmüştüm. Ne söyleyeceğini o kadar çok merak ediyordum ki, dudaklarının hareketine odaklanmıştım.
"tamam lanet olsun bir gece kal sabah gidersin"
O kadar sevindim ki bana müjde vermişti adeta, yarın napardım bilmiyorum ama en azından bir gece de olsa beni her yerde arayıp bulamayacaklardı. Hem belki babam pes ederdi, gitmiş işte diyip beni daha fazla aramazdı, kim bilir.
"burda yatarsın işte" dediğinde aslında her ne kadar ona bir teşekkür borçlu olsamda, gıcık, itici ve bir o kadar da sinirli olduğunun farkına vardım. Ve "tamam" demekle yetindim.
Geceyi hatırlamıyorum bile, çok koşmuştum bir o kadarda yorulmuştum. Yastığa kafamı koyduğumda ilk huzurlu gecemin bir yabancının evinde olduğunun şüphesiz gerçek olduğunu anladım.Merdivenleri inip mutfağa geldiğinde, ona gülümsemeye çalıştım.
"çüş" diyerek gözlerime baktı.
"Baya hamaratmışsın" diyerek sandalyeye oturdu. Bana otur demeyeceğini hissettiğim için bende oturdum. Yemeğe bile çekiniyordum ama o çoktan başlamıştı. Belki bana sorular sorar diye düşündüm. Yada ufak bir sohbet açar diye, ama olmadı. Aksine hazırladığım eksiksiz ve kusursuz kahvaltı masasının çoğunu yedikten sonra kalktı. Bir bardak su içti ve yüzüme odaklandı. "gözünün yanında morluk var gece sana çarptığımda mı oldu?" Ona ne desem bilemedim, utanarak anlıma dokundum. O yara ve binlercesi vücudumdaydı aslında, kıyafetlerim gizliyordu çoğunu. Babamın dövdüğünü söylemek için henüz cesaretimi toplayamamıştım."Galiba gece oldu, önemli değil." yalan söylemek istemiyordum, ama eğer ona gerçekleri anlatırsam bana acınası biri olarak bakacaktı, sorular soracaktı. Ben anlattıkça aslında unutmak istediğim şeyleri tekrar hatırlayacaktım. Üzgünüm en azından şuan anlatamam.
Ceketini giymeye yöneldiğinde gideceğini anlayıp lafa girdim. "Teşekkür ederim." Mimiklerinin olmadığına yemin edebileceğim şekilde yüzüme baktı bir kaç saniye ve ardından. "Tamam işte kaldın bu gece" dediğinde ona baktım. Yaklaşık bir dakika boyunca sessizlik oldu.
"ismin ne?" dediğimde karşımdakinin aynı surat ifadesiyle "Yoongi." dediğini duydum. "Bende Jimin. Memnun oldum tekrar teşekkür ederim." ben tebessüm ettiğimde ayakkabılarını giymişti, aynı zamanda yüzüme bile bakmadan kapıyı açtı. "Sende buraları toparlayıp çıkarsın. "Eveett, ilk bölüm böyleydi umarım seversiniiz💘oy atmayı, yorum yapmayı unutmayın🧸iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amor|Yoonmin
FanfictionVe diyeceğim ki; Aşk güzel şey... vaktinde ve doğru insanla geldiği sürece... yoonmin,namjin,taekook, J-HOPE!!!