二十一

478 73 439
                                    

YN: Smut olmayan yerleri mutlaka okuyun!

—————

(Bir Gün Önce)

Taeyong, Yuta'nın evinden çıktığını gördüğünde hemen peşine takıldı. Doyoung'un şu an Yuta'nın evinde olduğunu biliyordu, bu yüzden Yuta'yı takip edecekti.

Peki bunu nereden mi biliyordu?

Doyoung'un telefonuna takip sistemi kurmuştu Taeyong. İşte ona bu kadar aşıktı...

Yuta'yı takip etme sebebi ise ondan şüphelenmesiydi.

Jaehyun, Jungwoo ve Taeyong'u öpüşürken yakalamış ve Taeyong ile olan 'antlaşmasını' iptal etmişti. Ardından her şeyi Yuta'ya anlatacağını söylemişti- bunu her ne kadar kendi kendisine konuşurken söylese de Taeyong duymuştu.

Şimdi bir şey bilip bilmediğini öğrenmek için Yuta'yı köşeye sıkıştırmak istiyordu.

Yuta'nın bir bara girdiğini gördüğünde adımlarını hızlandırdı ve onun hemen arkasından girdi içeri. Yuta içki isteyip bir masaya yerleşmişti öylesine, Taeyong da barmenin yanına gidip onun içkisini kapmıştı.

"Garsonu boş verin, ben götürürüm beyefendiye içkisini." diye barmene göz kırptı. Barmen onay verdiğinde rahatlamıştı. Bar tezgahından biraz uzaklaştı önce, cebinden çıkardığı toz ilacı içkiye serpti cömert bir miktarda.

İlaç ne ilacı mıydı? Yasal bir ilaç olmadığı kesindi: Uyuşturucu içeren toz azdırıcı.

"Yuta."

Taeyong, ilaç çözündükten sonra başka bir şey deme ihtiyacı duymadan Japonun önüne içkiyi bıraktıktan sonra yanına oturmuştu.

Yuta, yanına rahatça yerleşen bedene aldırmadı. Yalnızca hafifçe sırıtıp içkisini kafasına dikledi. Kolay sarhoş olmazdı fakat bu içki çarpmıştı onu. Basit bir biradan çok ağır bir viski içmiş gibi hissedince Taeyong'a baktı şüpheyle.

"Buna ilaç kattın, seni piç..."

Yuta'nın sinirle solumasını tehlikeli bulmayan Taeyong, yalnızca sırıtıp dilini gezdirmişti dudakları üstünde.

"Yalnızca seni baştan çıkarmak için yaptım. Kötü mü oldu? Şimdi ilacı boş ver ve benimle gel güzelim, gecemizi alevlendirelim."

Normalde böyle bir şeye kesinlikle karşı çıkardı Yuta ama şimdi eli ayağı tutulmuş gibiydi. Taeyong onu kaldırıp bir odaya sürüklediğinde, ardından yatağa yatırıp üstüne yerleştiğinde bile ses çıkaramamıştı.

"Ü-üstteki... Ben olacağım, biliyorsundur umarım."

"Kollarım arasına şöyle yığılmana rağmen böyle bir şeyi söylemen çok cesaret gerektirir. Sen yalnızca kendini bana bırak ve doyumsuz bir zevkin tadına var, hm?"

Yuta ses çıkarmak yerine sessizce beklediğinde Taeyong tatlı zaferinin tadını çıkarmak istercesine saldırmıştı pembe dudaklara.

Taeyong, elinin altındaki ince beli yavaşça okşamaya başlarken emmeye başladı Yuta'nın dudaklarını. Yuta, dudaklarında hissettiği sıcak baskıyla bir elini Taeyong'un saçlarına atarken karşılık verebilmek için üst dudağını kavrayıp emmişti iştahla.

Ondaki bu isteği gören Taeyong sırıtıp ve Yuta'nın alt dudağını dişleri arasına aldı. Dili, dilini bulduğunda sertçe öpmeye başlamıştı ve öpüşmeleri derinleştikçe vücuduyla Yuta'nın vücudunu ezmişti. Bir dizini kaldırıp Japonun bacaklarının arasına yerleştirdi belini eliyle taciz etmeye devam ederken.

yedi renkli frezya // nct127 ✔️ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin