10.Bölüm

948 54 37
                                    

19.02.2021 (Cuma)

İskender'in anlatımıyla:

Ormanda kaybolan zikirimi ararken yerde kan izleri gördüm. Yavaşça diz çöküp işaret parmağımı kana dokundurdum. Kimin kanıydı bilmiyorum ama kan tazeydi.

İzleri takip etmeye başladım. Hiç hoşuma gitmeyen birşeyler vardı. Sevdiğim biri zarar görmüştü.

Hızlanmaya başladım...

Sesler duydum...

Biri acı çekiyordu...

"İskender! İskender!" Adımı seslenince daha hızlı koştum...

Sonunda onu buldum. Elif'ti... Yerde yatıyordu ve tam kalbinin ortasında bir ok saplanmıştı.

O an bir kahkaha sesi duydum. Cihangir tam karşımdaydı. "-kahkaha- ah İskender ah... Daha sevdiklerini bile koruyamıyorsun."

"Ne kadar yazık, ne kadar acı..." Elif'e baktım. Çok yavaş nefes alıyordu. Gözlerim dolmuştu. Yoksa o...

"Evet İskender, sevgili arkadaşın ölüyor... Diğerleri de ölecek. Hiçbirini yaşatmayacağım." Tiz, kan donduran bir kahkaha attı.

"Sevdiğin ve değer verdiğin herkesi öldüreceğim İskender ve sen... Yalnız kalıcaksın."

Cihangir kahkaha atarak uzaklaştı, tam peşinden gidip ona haddini bilderecektim ki Elif'in sesini duydum.

"İskender... Yar- dım... Et..." Elif'e sarıldım. "Şşhh, konuşma yorma kendini." Çok güçlükle nefes alıyordu.

"İs- kender..." Artık neredeyse hiç nefes almıyordu. Onu kucaklayıp götürmeye çalıştım, neden bu kadar ağırdı?

"İskender..." Sadece adımı fısıldıyordu. Başka hiçbir şey söylemiyordu. Pes edip yere oturdum, onu kucağıma aldım.

"Söyle güzelim, hadi söyle." Ağzını açtı ama geri kapattı, yarım yamalak açmaya çalıştığı gözleri kapalıydı.

Kulağımı ağzına dayayıp nefesini kontrol ettim. Nefes almıyordu... "Hayır." Diye fısıldadım. "Hayır olamaz, lütfen, lütfen."

Nabzını kontrol ettim, atmıyordu. "HAYIR!" Bu sefer bağırmıştım. "ELİF, HAYIR! LÜTFEN... LÜTFEN OLAMAZ HAYIR!"

"BIRAKMA BENİ ELİF. GİTME! LÜTFEN... DAHA SÖYLEYEMEDİM BİLE! OLMAZ. OLAMAZ."

"Ben... Seni seviyorum Elif. Aşığım sana." Sesim fısıltı gibi çıkmıştı. Öyleki kendi sesimi zor duymuştum.

Başım dönmeye başladı. Her yer üstüme geliyordu. Ağaçlar beni sıkıyordu. Bayılacaktım.

Bağırdım. "ELİF! ELİF!"

***

"ELİF!" Bağırarak uyandığımda babam hemen kapıyı açtı. "İskender, ne oldu?" Kabus görmüştüm.

"Yok birşey, kabus gördüm sadece." Babam rahatlamış gibi nefesini dışarı verdi.

"İyi iyi, kötü birşey olmasında." Babam odadan çıkınca saate baktım. Gece üçtü. Acaba Elif uyuyor muydu?

Masanın üstünde duran telefonumu alıp Elif'i aradım. Telefon birkaç kere çaldıktan sonra kapandı.

Endişeliydim. Bir daha aradım. Bu sefer telefonun öbür ucundan bir ses geldi.

"Alo?" Elif'in uykulu sesini duyunca çok rahatlamıştım. "Elif?" Dedim. "İskender? Ne oldu, niye aradın gecenin bu saatinde?"

"Ben... İyi misin diye merak ettim." Gülme sesi geldi. Çok güzel gülüyordu. "İyiyim. Nereden çıktı şimdi bu?"

Gülümsedim. "Boşver. Sen iyi olduğuna eminsin değil mi?" Esnedi. "Evet. İyiyim. Sadece beni uyandırdığın için uykum var."

Elimi enseme attım. Aptalın tekiydim. "Şey... Özür dilerim. Ben sadece seni merak etmiştim."

Güldü. "Sorun değil. Eğer merakın geçtiyse ben telefonu kapatıp yatacağım." Dedi. "Evet." Dedim.

"Merakım geçti. Sana iyi geceler." Onun sesini duymak iyi hissettirmişti.

"İyi geceler." Telefonu kapattı.

Eveeeet.

Kuzlularım normalde bölüm hiç içime sinmedi ama uzun zamandır bölüm atmadığım için atmak istedim.

Gerçekten ilham yokken yazdım bu yüzden aşırı saçma olmuş olabilir.

Sizce nasıldı?

Eğer fikirleriniz varsa bana DM'den atabilirsiniz.

O zaman.

Şimdilik hoşçakalın, sağlıcakla kalın.

Tozkoparan İskender - İsEl (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin