Bölüm->3

65 8 5
                                    

Gece uyandım... Oda kanlar içindeydi. Her yer kana bulanmıştı, üstüm başım kan içindeydi ve elimde bir çakı vardı. Odada yaşayan tek kişi bendim, herkesi trans halinde öldürmüştüm. Sonra birden, bağırarak uyandım. Korkudan kalbim küt küt atıyordu, boncuk boncuk terlemiştim. Tuvalete geçtim, elimi yüzümü yıkadım ve bir bardak su içtim. Kendime gelmem on dakikamı almıştı. Ama ben şimdiye kadar böylesine gerçekçi bir rüya görmemiştim, zaten o zamana kadar en fazla üç dört kâbus görmüşümdür. Bunu unutmam mümkün değildi artık. Odaya geldiğimde, bi hass.ktir çekerek korkudan zıpladım. Çünkü Halil uyanmış ayakta ezan okuyordu kısık seste. Bende sonradan anladım ki namaz için kâmet getiriyormuş. Hemen kendimi toparlayıp, "Korkuttun!" dedim üstüne basarak. "Bu daha bişey değil, siz korku nedir bilmezsiniz." dedi, yine üsteledi. Bende, "Sen çok korkmuşsun ki bazı şeylerden, yataklara muska koymuşsun sanırım." dedim. Bana, "Bu işlere karışma, sonun hayır olmaz. Ben şimdi namaz kılacağım, kâmet getirildikten sonra fazla beklenmez." dedi. Orada mevzu kopabilirdi ama kavgacı biri değil gibiydi. Bende önünden geçtim, yattım uyudum. Ertesi sabah erkenden dersimiz vardı ama geç uyanmıştık, fizik laboratuvarı kaçmıştı. Bizde yatıp kimya laboratuvarına gitmeye karar verdik, çünkü ne kadar acele etsek de yetişemeyecektik. Ben o gün eve gidecektim, o yüzden çantamı hazırladım. Fakülteden çıkıp direkt idoyla İstanbul'a geçecektim. Öğleden sonra kimya laboratuvarına giderken, Halil biraz arkada kaldı. Yetişmesini söylemek için döndüm, ama söylemedim. Çünkü ağzı kıpırdıyor, bir şeyler mırıldanıyordu. Fazla dikkat çekmemek için döndüm önüme, sonra yine dönüp bakacaktım. Bu sırada düşünüyordum; acaba dua mı okuyor, salavat mı getiriyor? Bilemezdim. Belki de şu batıl inançlarından biri için büyü falan okuyordur kendince diye düşündüm. Az sonra döndüğümde, hiç kimse olmadığını farkettim. Adam bir şaşıyor, bir sırıtıyor, bir hevesli hevesli bir şeyler anlatıyor; sanki birisiyle konuşuyordu. O an kafasını birden kaldırıp sanki haberi varmış gibi direkt olarak benim gözümün içine baktı. Bende "Yetiş hadi, biraz hızlı!" diyebildim, o an böyle birşey beklemiyordum. Ardından derse girdik, bizim çocuklarla vedalaşıp eve geçtim.Bir buçuk saat süren yolda, sürekli aklımı karıştıran şey Halil'di. Bir insan kendini bir şeyden nasıl bu kadar korkutabilir? Bu adama bir sürü muska yaptırıp yatakların altına koyduran şey, ne olabilirdi? Ayrıca şu kendi kendine konuşma olayları da beni çok korkutuyordu... Odada ki diğerlerine bu olaylardan bahsetmedim. Birşey de fark etmiş görünmüyorlardı. Sonuçta yolculuk tamamlandı ve eve girdim. Bizimkilerin soru yağmurları falan derken akşam yemeği fasılları, sonra aman oğlum çalış bak gibi nasihatler derken saat 10'a vurdu. Dışarı çıkıyorum arkadaşlar bekler dedim, çıktım arkadaşların yanına gittim. Burada biraz ailemden bahsedeyim. Bir kız kardeşim var benden beş yaş küçük, pek anlaşamayız. Babamla aram fena değildir ama biraz baskıcı olduğundan çok sıkıntı çıkarır. Memur çocuğuyum fazla paramızda yok, ortalama bir aileyiz. Her neyse, arkadaşlarla biraz takılıp nikotin ihtiyacımı giderdikten sonra eve döndüm. Saat 12'ye geliyordu. Bende bir duş alıp yatarım diye düşündüm. İşte hayatımın dönüm noktası, burasıydı. Buradan sonra normal bir gün geçirmek için neler vermezdim neler...

TUHAFLAŞAN HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin