TUHAFLAŞAN HAYAT

Bölüm->6

Bir kaç günlük raporumu okula verip İstanbul'a doğru yola koyulduk. Kadıköye geldik, eve girdik. Üstümde bir yorgunluk vardı, yatmadan önce Kafri'ye beni gelecek tehlikelerden koruyabilirmisiniz diye sordum. Elimden geldiğince dedi, benden mertebeli cinlerde var. Onlar gelirse, şansım olmaz dedi. Korunmak için ne yapmalıyım dedim, tabi bu arada kısık sesle konuşuyordum ki duymasın bizimkiler. Dedi ki, "Kuru incir, senin saçından bir tutam alıp şunu okuyacaksın; ama bu yanında olduğu sürece bende yaklaşamam sana. Bu benim ve benim mertebemin bir kaç üstü için gerekli muskadır. Üstu gelirse, yine korunamazsın dedi. Tamam dedim, evde allahtan kuru incir varmış da fazla uğraşmadım. Saçımdan kopardım, söylediklerini tekrar ettim ve kutuya koyup yatağın altına koydum. Yattım. O kadar işin arasında hiç asılmadığım için rüyalandım, gittim banyoya gusül aldım ama aklımda bin bir turlu soru var. Ne yapacağım...? Şimdi bu Kafri'nin samimiyetinden şüphem olmadığı için, ona bunu sormalıydım. Hacı hocalara kalmış gibi görünüyordu işim ama gerçekten bir hafta öncesine kadar bana birisi bunları anlatsa bi s.ktir git derdim. Fakat o an nelerle uğraşıyordum... Muska bile yapmıştım, artık işler tamamen çığrından çıkıyordu. Birde şu Halil'in tehditi vardı... İfrit diye birşeyeden bahsetmişti. O neydi? Kafri'ye soracağım bir sürü soru vardı. Çıktım banyodan, aksam olmuştu. Muskayı orada bırakıp arkadaşların yanına gidecektim. Bizimkiler gitme falan desede dinlemedim ve çıktım. İşte insan bazen, ailesini dinlemeli... Bunu bu olaydan sonra daha iyi anlayacaktım. Evden çıktım, her zaman takıldığımız parka gitmeden önce arkadaşları aradım geldiler. Sonra bir kaç sigara yakıp muhabbet ettik. Önce ben onları sordum, sonra onlar bana sorunca bütün muhabbeti anlattım. İyi çocuklar hepsi, sözüme güvenip inandılar. Ama eminim hiç biri korkudan bu gece uyuyamamıştır. Birisi, "Benim arkadaşımın bildiği bir hoca var, çok profesyonel. Seni ona yönlendirelim" dedi. Bende kabul ettim ama, normalde olsa hepsine dolandırıcı gözüyle bakardım. Fakat kesin kabul ettim çünkü başka çarem yoktu.. Sonra saat geç olunca dağıldık, eve doğru gidiyordum. Giderken komşumuz Burhan amcayla karşılaştım. Biraz muhabbet ettik ayak üstü. Gel dedi benle, gidelim. Biraz daha anlat dedi ama, ne anlatacaktım? Zaten maksimum beş dakika sonra muhabbet tıkanacaktı. Yine de kıramadım, tamam dedim. Tam arkamı döndüm, bir baktım, Kafri oradaydı: "Eve git. Bu sandığın kişi değil."Geri dönüp baktığımda gülüyordu Burhan amca, pis bir gülüştü. Yüzümdeki kasların gerildiğini hissediyordum. Hemen koşmaya başladım, eve gittim. Muska'nın yanına gittim. Artık hayatım, korkularla mı geçecekti? Tamam, Kafri vardı ama, bu korkular insanı her yere her şeye şüpheyle bakmaya iter. Bizimkiler içeri çağırdı. Mecbur gittim, psikolojimin bozulduğunu düşünmelerini istemezdim. Komedi filmi izliyolardı. Arada yapmacık bir şekilde sırıttım. Sonra uykum geldi diyip içeri gittim. Artık Kafri ile konuşmamın vakti gelmişti. Muskayı yaktım ve Kafri'nin gelmesini istedim. Gözlerimi açtığımda karşımdaydı. Kafri ile konuşmaya başlamıştım. Hoca ile ilgili düşüncelerimi ona söyledim. Arkadaşı aradım, hocanın adını aldım ve bilgi toplamasını istedim Kafri'den. Gitti, bir zaman sonra geldi. Hocanın gerçekten bazı şeyler bilebileceğinden bahsetti. Sahtekâr değildi yani. Bu iyi bir şeydi ama, fiyatı öğrenmesini istediğimde seansı 100 tl dedi. Ve nereden bulacağımı düşünürken aklıma bir fikir geldi. Kafri vardı ve biraz kullanmaktan zarar gelmezdi. İnternetten ertesi günkü iddia bültenine baktım ve sordum bu maçların sonuçları ne olacak diye. Bana şunu anlattı; Peygamber efendimizden (sav) önce gök kapısı açıkmış ve cinler meleklerin konuşmalarını dinleyip o zamanki yöntemleriyle cini olan kâhinlere gelecekten haber verebiliyorlarmış, ama peygamberimizden sonra kapı kapanmış. Kara kara düşündüm, son 150 liranın 100'ünü hocaya verecektim. Ulan Halil, neler açtın başıma... Hem metafizik olarak, hem maddi olarak s.ttin hayatımı.