Bölüm 3

615 44 16
                                    

- Namjoon, bu saatte rahatsız ettiğim için özür dilerim ama yarın saha çalışması için Avustralya'ya gitmekzorundayım. O yüzden belgeleri ne olur ne olmaz teslim etmek istedim.

- Ah ne özürü. Teşekkür ederim ince düşüncen için. Bir şeye ihtiyacın varsa haberim olsun lütfen. Bu arada bunlar liseden yakın arkadaşlarım.Çocuklar bu da ünlü tercümanımız Olivia.

Olivia hepsine gülümsedi ve başını eğdi.

-Sanırım sizleri tanıyorum. Bay Min hariç

-Evet, olabilir. Uzun süre Amerika'daydım. Tekrardan buraya döndüm.

-Ah bu gerçekten çok güzel, ne için oradaydınız?

- Müzik için. Yakında Agust D adıyla duyabilirsiniz

-Çok Sabırsızlandım. Yeni şeyler dinlemeyi çok seviyorum eminim siz de başarılı olacaksınız.

Olivia'nin gözü Hoseok'a kaydı.

- Ve siz Bay Jung, V markasının tasarımcılarından birisiniz değil mi? Daha önce bir röportajınızı çevirdiğimi hatırlıyorum.

- Ben de sizi hatırlıyorum! Fotoğrafınızı gördüğümde bile vaov demiştim. Oradan daha da güzelsiniz. İsminizi sürekli duyuyorum gerçekten işinizde iyisiniz.

Olivia utanarak saçını kulağının arkasına koydu ve gülümsedi.

-Teşekkür ederim. Bunları sizden duymak çok güzel ve siz Bay Kim, SK Medya'nın sahibiydiniz değil mi? Özellikle şu günlerde adınızı duymamak imkansız. Haberlerinizi çevirdiğim oluyor, şok içerisinde kalıyorum.

Jin Olivia'ya dalıp gitmişti. Gerçekten hoşlanmış mıydı, yoksa içindeki nefret ve aşkın karmaşasını bastırmak mı istiyordu? Emin değildi. Tek bildiği Olivia'yı hayatına almak istemesiydi.

-Evet evet o adam benim. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Kaliteli habercilik herkesin hakkı değil mi? Sizin de bizim için çeviri yaptığınızı bilmiyordum. Sizin gibi biriyle daha önce tanışmamış olmam büyük bir şanssızlık.

*Olivia'nin gözünden

Hepsi çok iyi insanlardı. Jin'in dediği şey üstüne minik bir kahkaha attım

-Teşekkür ederim, ben de daha önce tanışmak isterdim.

Jin çok güzeldi. Ondan etkilenmemeniz imkansız. Etkileyici bakışları, öpülmek için yalvaran dolgun dudakları, çekici boynu, gülmesi, konuşması... Bu kadar kısa sürede aşık olamam herhalde. Hem benimle olacağını da düşünmem. Belki bir daha görmem bile. Hatta belki sevdiği biri vardır değil mi? Kalkıp gitmezsem eriyip biteceğim.

-Ben artık müsaadenizi isteyeyim. Çok keyifli bir konuşmaydı teşekkür ederim. Umarım daha sonra tekrar görüşme fırsatı yakalarız.

dediğimde Hoseok lafa girdi

-Geldiğinizde lütfen Namjoon ile bize haber verin. Birlikte bir yemek ayarlayalım. Nasıl olur? Hem birbirimizi daha iyi tanımış oluruz.

Bu teklif karşısında şaşırmadım desem yalan olurdu doğrusu. Cennete düşmüş gibi hissediyorum. Hatta sevinç çığlıkları atarak bile eve gidebilirim.

- Buna çok sevinirim, teşekkür ederim. Mutlaka haber vereceğim. Ben de sizi daha iyi tanımak isterim. O zaman daha sonra görüşürüz. Kendinize iyi bakın ve Namjoon lütfen bir şey olursa bana anında ulaş.

Hepsi ayağa kalktı ve beni selamladı.

-Tabi ki Olivia, sen de aynı şekilde. Kendine dikkat et.

Elimi en son Jin'e uzatınca karnımda kelebekler uçuşmaya başladı. Her şey rüya gibi. Elimi sıktı ve gülümsedi. Keşke elini bırakmak zorunda kalmasaydım.

-Görüşmek üzere Olivia.

Kapıya doğru giderken arkamdan baktıklarını hissedebiliyordum. İçim sevinç doluydu. Bir an önce günlerin geçmesini hiç bu kadar istememiştim.

*Jin'in gözünden

Gerçekten etkileyici bir kız. Elini sıktığımda utandığını hissettim. Bu çok şirin.O kadar uzun zamandır kimseyle çıkmadım ki, sanki bu tür şeyleri unutmuş gibiyim. Ondan sonra yeni bir başlangıç yapmaya çalışmadım yalnızca kendimi mahvettim. Belki şimdi zamanıdır.

Kapıya doğru yürüdüğünde herkes arkasından baktı. Vücudu da yüzü gibi etkileyiciydi. O güzel kıvrımları... Tanrı ona her şeyi vermiş. Yürüyüşü bile çekici. Onu tekrar görmek için sabırsızlanıyorum. Birden Hobi'nin telefonu çaldı. Ekrana bakmaktan kendimi alamadım ve "TaeTae" yazdığını gördüm. İçim değişik oldu.Ona hep böyle seslenirdik. Sesini bile o kadar uzun zamandır duymamıştım ki. Görsem umursamayabilirdim, ya da o güzel yüzüne bir yumruk çakabilirdim. Sürekli bunları düşünmekten çok yoruldum. Yoongi'nin sesiyle ona döndük

-Hadi artık kalkalım çocuklar. Hepinizin yarın işi var. Hem artık buradayız daha sık görüşeceğiz. Tamam mı?

Hesabı ödedik ve hep birlikte evlere dağıldık.





Elimden geldiğince konuları toplu tutmaya çalışıyorum. İleride ne olup bittiğini daha iyi anlayacağız. Buradaysan ve okuyorsan çok teşekkür ederim. Fikirlerin benim içinönemli. Umarım beğenirsin,seni seviyorum!

INTO YOUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin