INTO YOU

Bölüm 5

*2 hafta sonra,Olivia'nın gözünden

     Amerika'dan yeni döndüğüm için iki gün tatilim vardı. Tamamen kendime vakit ayırmak istiyorum,işten dolayı kendimi iyice saldım. Kahvaltıdan sonra temizliğe başladım. Evde olmamama rağmen her yerin bu kadar pislenmesinden nefret ediyorum. Her yeri tamamlasam da oturup keyif yapsam artık. Mesleğimi çok seviyorum ama hiçbir şeye zamanım kalmıyor,çok yönlü çalışıyorum. O yüzden en ufak bir ara bana büyük bir ödül gibi geliyor. Her yeri süpürüp viladaladıktan sonra tam toz almaya başlamıştım ki zil çaldı. Kapıyı açtığımda şaşırdım doğrusu.

-Namjoon hoş geldin. İçeri gir lütfen.

-Özür dilerim haber vermeden geldiğim için. İşten dönüyordum ve aklıma geldin.

-Ne özrü beni mutlu ettin. Asıl ben özür dilerim evin ve benim halime bakar mısın?

Benimle gülmeye başladı.

-Temizlik zamanı ha, böyle bile güzel görünüyorsun.

-Ya ne demezsin. Aç mısın?

-Hayır, teşekkür ederim. Bir şeyle uğraşma lütfen biraz muhabbet edelim diye geldim.

-O zaman kahve içelim lütfen.Olur mu?

-Tamam o zaman, seni kırmayayım.

Kahvelerimizi yaptıktan sonra salona geçtim.

-Anlatın bakalım Bay Kim ben yokken neler oldu?

-Hiçbir şey olmadı açıkçası. Sadece iş üzerindeyim bildiğin gibi çok sakindi. Asıl haberler sende. Beyaz Saray'a kadar gittin yapamadığın şey yok.

-Gerçekten de çok heyecanlıydı bir an öleceğim sandım. Biliyorsun tek yanlış çevirimde ülke arası savaşa bile sebep olabilirim. Gerçekten trajikomik. Ama gayet iyi geçti, tekrar çalışmak istediklerini söylediler. İlerleyen zamanlarda bakacağım.

-İşte bu. Gurur duyuyorum seninle. Bu iki günü güzel geçir bari,dinlen. Ha aslında asıl demek istediğim şeydi, yarın akşam boş musun?

-Sanırım evde olduğum için başka seçeneğim olmayacak.

-O zaman çocuklarla yine yemeğe çıkmaya ne dersin? Tanışmak istiyordunuz hem. Belki sana da iyi gelir.

-Tamamdır ama lütfen şöyle şık kasıntı bir yere gitmeyelim. Gerçekten dağıtmak istiyorum. Alkole dayanıklıyım bildiğin gibi ama bir kere olsun gerçekten dağıtmak ve kafama göre takılmak istiyorum.

-Geçenki yer nasıl o zaman? Hem medyanın gözünden uzak bir yer.

-Süper. Ben de oranın sessizliğini beğendim.

-Pekala o zaman ben artık kalkayım. Çok teşekkür ederim. Konumu da biliyorsun zaten. Yarın dokuzda orada buluşalım.

-Tamam anlaştık. Dikkatli sür.

     Kapıyı kapattığım gibi gülerek dans etmeye başladım. Neden mi? Jin'i tekrar görmek için fırsatım olacak. Ne giymeliyim bilmiyorum. Belki de tamamen günlük olmalıyım podyuma gitmiyorum sonuçta. Evet bugün güzelce dinlenip yarına bomba gibi hazırlanmam lazım.

*Jin'in gözünden

     Dün Olivia'nın döndüğü haberini aldığım gibi Namu'dan yemeği bugüne ayarlamasını istedim. Onu tekrardan görmek için sabırsızlanıyorum. Bir şeyler olacağını hissediyorum. Tableti elime aldığım gibi gözüme bir haber takıldı. Sinirden gülmeye başladım.

"Dünyaca ünlü V markasının sahibi Kim Taehyung, Tiga markasının SK medya şirketi sahibi Kim Seokjin için hazırladığı özel takım hakkında konuştu: ' Çok orijinal ve özenle hazırlanılmış. Kumaş seçimlerini ve omuz detaylarına bayıldım. Büyük işçilik olduğu bariz ortada.Bay Kim de çok güzel taşımış.'"

     Pişkin konuşmasına da bak. Nasıl taşıdığım ya da benim takımım ona mı kalmış. Şu an karşısına gidip bir tane yumruk çakabilirim. Bir yandan da değişik hissediyorum çünkü bu liseden beri bana etkileşim alanı açtığı tek zaman. Haberin devamının olduğunu fark ettim.

"Her tasarımcının iyi taşıyan insanlara ihtiyacı var. Yalnızca kıyafet değil, emek ve sanat taşıyorlar üstlerinde. Bunu da en iyileri yapmalı. Bir gün Bay Kim için özel bir tasarım hazırlamayı ben de çok isterim."

     Donup kaldım. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Küçük gibi görebilir ama onca seneye baktığım zaman bu benim için çok büyük bir şey. Acaba tekrar karşıma mı çıkacak? Neden böyle bir şey dedi herkese? Neden bizim hakkımızda konuşma fırsatını verdi insanlara? Kafam o kadar bulanık ve ben öyle sinirliyim ki. Hem ona muhtacım, onun sevgisine, sesine, gözlerine...Aynı zamanda da ondan nefret ediyorum. Beni kimsesiz bırakmasından, başkalarıyla mutlu olmasından, tamamlanmama izin vermeyişinden. Derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım. Gitme saati çoktan geldi, bugün sadece iyi bir gece geçirecek ve Olivia ile işler nasıl gidecek ona bakacağım.